PİRHA- Ankara’da Madımak katliamının yıl dönümü vesilesiyle yapılan mitinge yurttaşlar kitlesel bir katılım sağladı. Mitingde konuşan PSAKD Genel Sekreteri Onur Şahin, “Bugün ise AKP iktidarı Sivas Katliamında kendi özünü ve ruhunu bulan bir parti olarak Alevi halkımıza ve diğer tüm ilerici demokrat toplum kesimlerine karşı baskı ve tehdit politikalarına hız kesmeden devam ediyor” dedi.
Ankara’da Madımak katliamının 25’nci yıl dönümü vesilesiyle yüzlerce kişi Toros sokakta bir araya geldi. Sivas Madımak katliamında yaşamını yitirenlerin fotoğraflarını taşıyan ve katliamında yaşamını yitirenlerin fotoğraflarının olduğu “Madımak utanç müzesi olacak” pankartı açan yurttaşlar. Sık sık “Sivas’ı unutma unutturma” “Sivas’ın ışığı sönmeyecek” sloganı atarak mitingin yapılacağı Tandoğan Meydanına doğru yürüyüşe geçti.
Yapılan yürüyüşe PSAKD, ABF,DAD , KESK,AKA –DER, Halk Evleri, Divriği Köy Dernekleri Federasyonunu, STK ve Siyasi Parti temsilcileri katıldı.
Sivas şehitleri ve demokrasi, özgürlük mücadelesinde katledilen tüm canlar için bir dakikalık sayı duruşu yapıldı.
Ortak basın metni okuyan PSAKD Genel Sekreteri Onur Şahin, “Bundan tam 25 yıl önce 33 canımız Sivas’ın ortasında tekbirler eşliğinde devlet güçlerinin gözü önünde yakılarak katledildi. İçlerinde aydınlarımız, yazarlarımız, şairlerimiz, sanatçılarımız, semahçılarımız, kadınlarımız, gençlerimiz ve çocuklarımız vardı.
“MADIMAK PLANLI BİR KATLİAMDIR”
“Birkaç kişilik eylemlere dahi binlerce polisi yığan devlet o gün hiçbir polisi müdahale etmek için katliamın yaşandığı bölgeye göndermedi. Gelen birkaç polis de ya olayları izledi ya da katliamcılarla kol kola hareket etti. Medya ise işbirlikçi rolüne yakışacak şekilde gericilerle birlikte Aziz Nesin’in bazı sözlerini bahane ederek etkinliklere katılan canlarımızı günlerce hedef gösterdi” diyen Şahin şöyle devam etti:
“Sivas Madımak Oteli Katliamı egemenlerin askeriyle, polisiyle, yargısıyla, medyasıyla, belediyesiyle, hükumetiyle organize ettiği ve orta çağ artığı gerici katillerin tetikçiliğiyle hayata geçirdiği planlı bir katliamdı. Katliamdan sonra gerici katil güruh içinden sadece küçük bir grup hakkında dava açıldı. Uzun süren yargılamalar sonunda bu katillerin çoğu ya hiç ceza almadılar ya da küçük cezalarla kurtuldular. Haklarında dava açılan katillerin bir kısmı ise hiç bulunamadı. Daha sonra bu katillerin bazılarının Sivas’tan hiç ayrılmadan yaşamlarına devam ettikleri, hatta resmi olarak haklarında arama kararları olmasına rağmen evlendikleri, askere gittikleri, işe girip çalıştıkları, ehliyet aldıkları anlaşıldı. Bir kısmı da arama kararlarına rağmen ellerini kollarını sağlayarak yurt dışına çıktılar. Daha sonrasında devlet tarafından bulun(a)mayan bu katiller zaman aşımı kararıyla ceza almaktan kurtuldular. Dönemin başbakanı olan AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ise bu karar için “hayırlı olsun” dedi. Sivas katillerinin avukatları AKP tarafından milletvekili, belediye başkanı, bakan ve hatta Anayasa Mahkemesi üyesi yapılarak ödüllendirildiler. Sivas Katliamından bugüne kadar çeyrek yüzyıl bu şekilde geçti”
“MİLLİYETÇİ POLİTİKALARLA İNSANLAR DÜŞMANLAŞTIRILMIŞ”
“Bugün ise AKP iktidarı Sivas Katliamında kendi özünü ve ruhunu bulan bir parti olarak Alevi halkımıza ve diğer tüm ilerici demokrat toplum kesimlerine karşı baskı ve tehdit politikalarına hız kesmeden devam ediyor. Gezi direnişinden beri olağan bir şekilde rıza üreterek iktidarını devam ettirme şansı kalmayan AKP ülkeyi baskıya dayalı OHAL rejimiyle yönetmektedir” ifadelerini kullanan Şahin şunları söyledi:
“15 Temmuz bahanesiyle ilan edilen OHAL’den sonra çıkarılan KHK’larla yüz binlerce insan haksız yere işinden atılmış, muhalif basın yayın organları kapatılmış, binlerce insan hukuksuz kararlarla tutuklanmış, insanların malına mülküne keyfi bir biçimde el konulmuştur. Bu haksızlığa boyun eğmeyip direnen insanlara da AKP iktidarı vahşice saldırmıştır. Toplumsal yaşam siyasal iktidar eliyle hızla gericileştirildi. Devletin artık şeklen kalmış olan sınırlı laik niteliği bütünüyle ortadan kaldırılmaya çalışılıyor. Eğitimde akıl, bilim, eleştiri ve sorgulamanın yerine kör inançlara ve akıl dışı dogmalara dayalı gerici bir anlayış getiriliyor. Roboski’de, Cizre’de, Sur’da ve daha birçok yerde sivil halka dönük insan haklarına, uluslararası hukuka ve vicdana aykırı çok acı olaylar yaşanmıştır. Buna karşı çıkan bir bildiriye imza atan yüzlerce akademisyen ise üniversitelerden atılmışlardır. Ülkeyi yönetenler kan üzerine yaptıkları sığ milliyetçi politikalarıyla insanları birbirine düşman etmeye çalışıyorlar. Bunların dışında ülkemizin bütün kamusal kaynakları emperyalistlere ve yandaş sermaye gruplarına peşkeş çekiliyor. Doğa sermayenin çıkarları doğrultusunda talan ediliyor”
“DAYANIŞMAYI VE MÜCADELEYİ BÜYÜTMELİYİZ”
“2 Temmuz 1993 Sivas Madımak Katliamı özünde sadece Alevilere karşı değil, ezilen, ötekileştirilen, dışlanan, yok sayılan bütün toplumsal kesimlere karşı yapılan bir katliamdır” diyen PSAKD Genel Sekreteri Onur Şahin, “Bugün bütün ötekileştirilen kesimlerin yaşam alanları, mahalleleri, sokakları, inanç yerleri, mezarlıkları, inanç merkezleri tehdit altındadır. O yüzden ezilen, dışlanan, ayrımcılığa uğrayan ve yok sayılan herkesi zulme karşı ortak mücadeleye çağırıyoruz. Gelin hep birlikte 2 Temmuz’da tek adam rejimine, faşizme, gericiliğe ve baskı politikalarına karşı birlik olalım. Gelin hep birlikte dayanışmayı ve mücadeleyi büyütelim. Büyütelim ki bize bu acıları yaşatanlardan hesap sorabilelim” diye konuştu.
Yapılan açıklamanın ardından PSAKD Yenimahalle Şube Batıkent Cemevi bağlı Zakir Türkan Akbıyık ve Eylem Ulusoy’un deyiş Duaz-ı imamlarıyla Madımak’ta katledilen canlar için semaha dönüldü. Malik İnce’nin müziği eşliğinde türkü ve marşlarla miting sonlandırıldı.
Cebrail ARSLAN/ANKARA
Yoruma kapalı.