Alevi Haber Ajansi

Çevreyi tahrip eden maden sahasına ruhsat veren Enerji Bakanlığı hakkında dava-VİDEO

PİRHA- Yaylakonaklılar, doğaya, çevreye zarar veren, tahrip eden maden sahasına usul ve yasaya aykırı bir şekilde çalışma izni verdiği gerekçesiyle Enerji Ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı hakkında Adıyaman İdare Mahkemesi’ne başvurarak dava açtı. Dava dosyasında, Mangan Ocağı Tesisi’nin çevreye telafisi imkansız zararlar verdiği belirtilerek yürütmenin durdurulması istendi. 

Adıyaman Yaylakonak Beldesi’nde yaşayan yurttaşları, çevreye zarar veren maden sahasına usul ve yasaya aykırı bir şekilde çalışma izni verdiği gerekçesiyle Enerji Ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı hakkında Adıyaman İdare Mahkemesi’nde dava açtı.

Bakanlık tarafından Adıyaman ili Merkez ilçesinin Çamyurdu Mahallesi’nde Mangan Ocağı Tesisi kurulmasına izin verildi. Bakanlık tarafından verilen maden ruhsatının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) sürecinin usulüne uygun yürütülmediğini belirten Yaylakonak Mahallesi’nde yaşayan yurttaşlar Bakanlığa dava açarak, yürütmenin durdurulmasını istedi.

Davaya, Halil Karaçalı, Gaziantep-Adıyaman Balyanlılar Kültür ve Dayanışma Derneği ve beraberindeki 4 kişi davaya müdahil oldu.

Şirket tarafından gerçekleştirilen faaliyetlerin çevre katliamına yol açtığını vurgulayan Yaylakonaklı yurttaşlar, yaşanılan çevre kirliliğinin katlanılmaz bir hale geldiğini belirtti. Yurttaşlar, evrensel hukuk prensipleri gereği, Anayasa ve Çevre Kanunu ile tanımlı sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkının vazgeçilmez olduğunu söylediler.

MADENCİLİK, BÖLGEDEKİ HAYVANCILIK FAALİYETLERİNİ TAMAMEN BİTİRECEK

Söz konusu dava dosyasında yer alan bilgilere göre; Ruhsat sahibi firma, madencilik faaliyeti yapılan bölgedeki mera alanlarını katletmekte ve bölgenin tek geçim kaynağı olan hayvancılık faaliyetlerine önü alınamaz şekilde darbe vurmaktadır. Bölgede yapılan kazılar ve toprağın işlenmesi sonucu sürekli toprak kayması meydana gelmekte, bu durum da ilgili alanın bundan sonraki süreçte hayvancılık faaliyeti için kullanılmasını güç hale getirmektedir. Bölgede mera alanlarının sınırlı olması ve hayvancılık faaliyetlerinin en önemli geçim kaynağı olması sebebiyle ilgili alanın gelecek kuşaklara kullanılabilir bir şekilde bırakılması bölge sakinleri ve gelecek kuşaklar için son derece önemli olduğu kaydedildi.

HAYVAN VE ENDEMİK BİTKİ TÜRLERİNİN UĞRAYACAĞI ZARAR GÖRMEZDEN GELİNMİŞ

Söz konusu bölgede yer alan Karaağaç, Çamyurdu, Yazıbaşı, Yaylakonak, Uzunköy ve bir kısım mücavir köyler maden sahasının doğrudan etkisinde kalıyor. Bölgede alınan ruhsatların maden ocağı kurulmasına dönük olduğu ve çevreye vereceği zararlar göz önünde bulundurulmadığı için ‘ÇED gerekli değildir’ raporu verildi. Bu nedenle maden sahasının üzerinde bulunduğu alanda yaban dağ keçileri, yerel sırtlan türleri, kınalı keklik, ters lale gibi hayvan ve endemik bitki türlerinin uğrayacağı zarar görmezden gelindi. Maden faaliyetlerinin hem insan hayatı hem de yaban hayatı üzerinde telafisi imkânsız zararlar oluşturacağı vurgulandı.

BÖLGE, UZUN YILLAR MADEN ÇALIŞMASINI KALDIRABİLECEK ULAŞIM ALT YAPISINA SAHİP DEĞİL

Dava dosyasında, maden sahasının ulaşımın zor olduğu bir bölgede bulunduğu aktarılarak yörenin yollarının nakliye araçlarının geçebileceği kadar yeterli olmadığı ifade edildi. Maden sahasına verilen ruhsatın sadece ilgili alana maden ocağı kurulması için verildiği, ilgili alanda oluşacak çevre tahribatı, Han Deresi suyunun kirlenmesi, yol, ikmal ve nakliye şartları düşünülmeden verildi belirtildi. Bölgenin uzun yıllar maden çalışmasını kaldırabilecek ulaşım alt yapısına sahip olmadığı da kaydedildi.

Dava dilekçesinde ayrıca şu bilgiler yer aldı:

“Maden çalışması yapılan alan daha önce hayvan otlatma alanı (mera) olarak kullanılmaktaydı. Bölgede ekilebilir tarım alanlarının azlığı nedeniyle hayvancılık ön plana
çıkmaktadır. Hayvancılık faaliyeti kapsamında ise keçi, koyun ve büyükbaş hayvan yetiştiriciliği yapılmaktadır. Yem ve saman fiyatlarındaki büyük artış hayvancılık faaliyetlerini olumsuz etkilemekte ve ilgili alanın mera olarak kullanılmasının önemi her geçen gün artmaktadır. Bu nedenlerle maden faaliyetlerinin gerçekleştirildiği alan
hayvanlıcılık faaliyetleri için son derece önem arz etmektedir. Karaçalı ve Merkez Mahallelerinin esas mera alanı yukarıda nedenlerini belirttiğimiz 122 Ada 97 Persel ve çevresidir. Ülkemizde ve dünyada hayvancılığın önemi artarken bu alan belirttiğimiz nedenlerle Anayasa’nın 35. Maddesine de aykırı olmak üzere açıkça toplum ve kamu
yararına aykırı bir şekilde kullanılmaktadır.

Maden Yönetmenliği Kamu hizmeti veya umumun yararına ayrılmış yerler ile özel şahıs arazilerinde madencilik faaliyetleri başlıklı MADDE 117 – (1) Kamu hizmeti veya umumun yararına ayrılmış okul, hastane, kütüphane, karayolu, demiryolu gibi yer ve tesislere 60 metre mesafe dahilinde madencilik faaliyetleri için Genel Müdürlükten izin alınması zorunludur. Binalara 60 metre, özel mülkiyete konu araziler ile bu arazilere 20 metre mesafe dahilinde faaliyette bulunmak için mülk sahibinin yazılı muvafakatinin alınması zorunludur. Yatay olarak alınan bu mesafeler gerek duyulması halinde Genel Müdürlük tarafından madencilik faaliyetlerinin boyutu, işletme yöntemi, emniyet tedbirleri ve arazinin topografik ve jeolojik yapısı dikkate alınarak her faaliyet için ayrı olarak da belirlenebilir’’ Denmektedir. Faaliyette bulunan şirket ilgili kanun maddesine uymayarak mülk sahiplerinin hiçbir izni olmadan özel arazisinde maden arama faaliyetleri başlatmışlardır. Mülk sahipleri Adıyaman 5. Asliye Hukuk Mahkemesi 2021/22 D.İş Esas numarasıyla zarar tespiti istemek için dava açmak zorunda kalmışlardır.”

PİRHA/ ADIYAMAN

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak