PİRHA-Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi, eylemlerinin 325. haftasında yaptığı açıklamada, pandemi sürecinde sağlık sorunları ve sağlığa erişim engelleri katlanarak büyüdüğüne ve hastaneye gidiş ve gelişler neredeyse imkânsız hale geldiğine dikkat çekilerek, “pandemi sürecinde yaşamının risk altında olması nedeniyle bir an önce infazı ertelenmeli veailesine yakın bir hastanede böbrek naklinin yapılarak tedavisine dışarıda daha sağlıklı koşullarda devam etmelidir” denildi.
Haberin videosu;
Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi, İnsan Hakları Derneği’nde basın toplantısı yaptı. İHD Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Nuray Çevirmen tarafından yapılan açıklamada eylemin 325. Haftasında Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan Ramazan Durmaz’ın dikkat çekildi. İnisiyatif adına İHD Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Nuray Çevirmen tarafından yapılan açıklamada, “Pandemi sürecinden hasta mahpusların yaşamları daha büyük riskler içerir hale gelmiştir” dedi.
“HASTA MAHPUSLAR KARANTİNA ODALARINDAN KAYNAKLI HASTANEYE GİTMEK İSTEMEMEKTEDİRLER”
Çevirmen, açıklamanın devamında şunları ifade etti:
“Ceza İnfaz Kurumlarında yaşanan hak ihlalleri artmakta ve yaşam koşulları daha da zorlaşmaktadır. Bu hak ihlallerinin başında, sağlığa erişimde yaşanan sorunlar gelmektedir. Binlerce mahpusun, hastalıkları ağırlaşmakta, kronikleşmekte ve geç tedavi nedeniyle ne yazık ki ölümler meydana gelmektedir. Ayrıca pandemi sürecinde sağlık sorunları ve sağlığa erişim engelleri katlanarak büyümektedir. Hastaneye gidiş ve gelişler neredeyse imkansız hale gelmiştir. Ayrıca her hastaneye gidiş ve gelişlerde 14 günlük ağır karantina süreci de büyük bir sorun oluşturmakta, yaşamını tek başına devam ettiremeyecek şekilde olan hasta mahpuslar bu karantina odalarından kaynaklı hastaneye gitmek istememektedirler.”
“DURMAZ BÖBREK NAKLİ OLMASI GEREKMEKTEDİR”
Eylemin 325. Haftasında Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunan Ramazan Durmaz’ın dikkat çeken Çevirmen, Durmaz’ın yaşadığı sorunları şöyle dile getirdi:
“Hasta mahpus listemizde bulunan Ramazan Durmaz’ın ailesi, sağlık sorunlarına dair kurumumuza başvuru yapmıştır. 2009 yılında Urfa’nın Suruç ilçesinde yaşanan toplumsal olaylar esnasından başına isabet eden gaz fişeğinden dolayı ağır yaralanmış, kafatası açılmıştır. İlk etapta Urfa’da tedavi amaçlı hastaneye yatırılmış, yapılan tedavi sonucunda taburcu edilmiş ancak yarasının ağır olmasından kaynaklı, tedavisine devam edilmesi gerektiği kendisine söylenmiştir. Ramazan Durmaz, Dicle Üniversitesinde öğrencisi olduğu için tedavisine Diyarbakır’da devam edilirken, 2010 yılında gözaltına alınmış ve tutuklanarak cezaevine gönderilmiştir. Cezaevine girdikten sonra yaşadığı rahatsızlık sonucu her iki böbreği de iflas etmiştir. Haftanın 3 günü diyalize girmek zorunda ve böbrek nakli olması gerekmektedir. Nakil için yapılan muayeneler sonucunda annesinin böbreğinin uyuştuğu tespit edilmiştir. Ailenin maddi durumlarının yetersiz olması, Batman’dan Tekirdağ gibi uzak bir mesafeye gidebilme ve nakil işlemleri için orada kalabilme imkanlarından yoksun olmaları nedeniyle 2017 ve 2018 yılında kendilerine yakın cezaevlerine sevk talep edilmiştir. Ancak yapılan bu sevk talepleri Adalet Bakanlığı tarafından bu nakil işleminin Tekirdağ’da gerçekleşmesinin uygun olduğu gerekçesiyle reddedilmiştir.
“RAMAZAN DURMAZ’IN BİR AN ÖNCE İNFAZI ERTELENMELİDİR”
Ramazan Durmaz’ın sağlık durumu her geçen gün geçtikte daha da kötüleştiğini ifade eden Çevirmen, “Cezaevinde sağlığa erişim imkanların yeterli olmamasına rağmen İstanbul Adli Tıp Kurumu her başvurularına “Cezaevinde kalmasında herhangi bir engel yoktur” cevabı vermiştir. Her iki böbreğin iflas etmiş olması, haftanın 3 günü diyalize girmek zorunda olması ve 2009 yılında başından almış olduğu gaz bombası fişeğinden dolayı kafa derisi altından beyninin görünür vaziyette kalması nedeniyle sağlığı ciddi tehlike altındadır. Ağır hastalıklarına ve bakıma ihtiyacı olmasına rağmen şu anda tek kişilik yerde tutulmaktadır. Kendisinin ve arkadaşlarının, koğuşuna alınması için yapmış olduğu başvurulara cevap verilmemektedir. Gittikçe artan sağlık sorunları, psikolojik sorunlarını da artmış, yaşadığı hastalıklardan dolayı kilo vermiş ve bünyesi de zayıflamıştır. Hastalıkları ile ilgili sağlık raporları ve hastane raporlarına rağmen herhangi bir gelişme olmamış ve ayrıca Covid-19 virüsünden kaynaklı olarak da yaşamı risk altındadır” diyerek, tek başına yaşamını devam ettiremeyecek denli ağır olan hastalıkları, haftanın 3 günü diyalize girmek zorunda olması ve bu durumun pandemi sürecinde yaşamının risk altında olması nedeniyle bir an önce infazı ertelenmeli veailesine yakın bir hastanede böbrek naklinin yapılarak tedavisine dışarıda daha sağlıklı koşullarda devam etmesi gerektiğini söyledi.
Çevirmen, son olarak “Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi olarak 325. Haftada, Hasta Mahpusların durumlarını dile getirdik. Tüm bu sorunlar kalıcı bir şekilde çözülünceye, taleplerimizi dile getirmeye devam edeceğiz” diye konuştu.
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.