PİRHA- Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi, İskenderun T Tipi Kapalı Hapishanesinde kalan Sıddık Güler’in durumuna dikkat çekerek, “yaklaşık 24 yıldır hapishanede yatan Güler’in birçok kronik rahatsızlığı bulunmaktadır. 2 defa anjiyo ameliyatı geçirmiş ve ayrıca iltihaplı eklem romatizması bulunmaktadır. Ayrıca mahpuslar pek çok hak ihlaline uğrayarak biyolojik ve psikolojik olarak tahribata uğramakta ve yaşam hakları korunamamaktadır” dedi.
Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi, cezaevlerinde tutulan hasta tutukluların sağlık durumuna ilişkin eylemlerinin 333’nci haftasında video mesaj yayımladı. İnsan Hakları Derneği (İHD) Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Üyesi Nuray Çevirmen tarafından yapılan açıklamada “Anayasa m.17/1, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 2. maddesi ve Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi 6. Maddesi yaşamın korunmasını hükme bağlar ve cezaevlerinde kalan her birey içinde mutlak olarak geçerlidir” dedi.
“YAŞAM HAKKI KUTSALDIR VE EN TEMEL HAKTIR”
Çevirmen, açıklamanın devamında şunları ifade etti:
“Yaşam hakkı kutsaldır ve en temel haktır. İnsan yaşamının korunması, onun hem bedeninin hem de psikolojisinin korunması şeklinde gerçekleşmek zorundadır. Bu nedenle yaşam hakkı mutlak olarak koruma altındadır. Anayasa m.17/1, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 2. maddesi ve Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi 6. Maddesi yaşamın korunmasını hükme bağlar. Kişinin varlığını bedensel ve psikolojik olarak sağlıklı bir bütünlük içinde devam ettirmesine dair tüm haklar cezaevlerinde kalan her birey içinde mutlak olarak geçerlidir. Ancak kapatılmanın eza verici olmasının dışında da mahpuslar pek çok hak ihlaline uğrayarak biyolojik ve psikolojik olarak tahribata uğramakta ve yaşam hakları korunamamaktadır.”
İskenderun T Tipi Kapalı Hapishanesinde kalan Sıddık Güler’in durumuna ilişkin bilgiler paylaşan Çevirmen, şunları belirtti:
“Sıddık Güler yaklaşık 24 yıldır hapishanededir ve şu anda İskenderun T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda kalmaktadır. 1940 doğumlu, 81 yaşında olan ve ağır hasta mahpus listemizde olan Sıddık Güler’in birçok kronik rahatsızlığı bulunmaktadır. 2 defa anjiyo ameliyatı geçirmiştir. Ayrıca iltihaplı eklem romatizması bulunmakta, İskenderun’un nemli havasından kaynaklı olarak bu rahatsızlığı daha de eziyet verici hal almaktadır. Güler’in aynı zamanda yüksek tansiyon hastalığı da bulunmaktadır. Hastalıkları nedeniyle tek başına cezaevinde hayatını idame ettiremeyecek durumu gelmiştir.”
“HASTA MAHPUSLARIN TEDAVİLERİ GEREKTİĞİ GİBİ YAPILMIYOR”
Çevirmen, sözlerini söyle sürdürdü:
“Sıddık Güler’in ağır ve yaşamını olumsuz yönde etkileyen birçok hastalığı bulunmasına rağmen hastaneye değil; hapishanede bulunan revire götürülerek geçici çözümler üretilmeye çalışılmakta ve bu nedenle tedavileri gerektiği gibi yapılmamaktadır. Ailesi ile en son 21 Ocak 2021’de yapmış olduğu telefon görüşmesinde; “nefesinin çıkmadığını, durumunun çok kötü olduğunu, hastaneye götürülmediğini ve cezaevinde bulunan revire götürüldüğünü, ayrıca nefes darlığından dolayı geceleri uyuyamadığını da” söylemiştir. Ailesi; telefonda görüşürken, sürekli öksürdüğünü, sürekli öksürükten dolayı konuşmakta zorlandığını da aktarmıştır. Tam teşekküllü bir hastanede kalıcı olarak tedavisinin yapılması gerekirken, revirde tedavi edilmeye çalışması mevcut olan durumunun daha da kötüleşmesine, hastalıklarının ağırlaşmasına sebep olacağı aşikardır. Ailesi ile en son olarak 2019 yılında yapmış oldukları görüşe, görevliler tarafından tekerlekli sandalye ile getirilmiş ve yürüyecek bir durumda olmadığı da gözlenmiştir.
“HASTA MAHPUSLARIN İNFAZI ERTELENMELİDİR”
Binlerce mahpus gibi Sıddık Güler’de, ailesinden çok uzak olan bir cezaevinde tutularak ayrı bir hak ihlaline uğramakta, hastalıklarını manevi açıdan tetikleyen uygulamaya maruz bırakılmaktadır. Eşi, ilerleyen yaşı ve seyahat etmesini engelleyen sağlık sorunları ve pandemi sürecinin de getirdiği riskler nedeniyle ziyaretine gidememektedir. Çocuklarının da uzak illerde ikamet etmelerinden dolayı yeteri kadar ziyaret etmelerinin önünde de engeller oluşturulmaktadır. Pandemi sürecinde de ne yazık ki yalnızca telefon ile sağlık durumundan haberdar olabilmekte ve talep etmelerine rağmen çözüm üretilmemektedir.
Sıddık Güler’in ilerlemiş olan yaşı ve cezaevinde tek başına yaşamını devam ettiremeyecek derecede ilerlemiş hastalıkları nedeniyle infazının ertelenmesi için bir an önce girişimlerde bulunulmalı, bu süre içerisinde ailesine yakın olan bir İl’e sevk edilerek hastanede acil olarak tedavisine başlanmalıdır. Sıddık Güler’in durumu aciliyet arz etmekte ve geçici çözümler üretilerek sağlığını daha da kötü duruma getiren uygulamalardan vazgeçilmelidir. Ayrıca Pandemi sürecinde de her hastaneye götürülüp getirilmesi sırasında 14 günlük karantina süreçlerinin de bir tehlike oluşturacağı aşikardır. Bu nedenle acil olarak iyileşinceye kadar hastanede tedavilerinin yapılması ve infazının ertelenmesi gerekmektedir.”
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.