Alevi Haber Ajansi

Cenk Yiğiter, din dersinde çocuğundan tesbih istenmesine tepki gösterdi-VİDEO

PİRHA- KHK ile ihraç edilen Akademisyen Cenk Yiğiter, din dersi kapsamında çocuğundan tesbih istenmesine tepki gösterdi. Yiğiter, “Bundan sonraki süreçte bu dersin öğretmeni değiştirilmez, dersin işlenme biçiminin değiştirileceğine dair bize bir somut şey söylenmezse muafiyet için başvuracağız” dedi. Yiğiter, “Çocuğumu bu zorunlu din eğitiminden kurtarmak için gidip devlete dinsel inancımı beyan etmek zorunda bırakılıyorum” diye ekledi.

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edilen akademisyen Cenk Yiğiter, sosyal medyada yaptığı paylaşım ile Ankara Çankaya Hüseyin Hüsnü Tekışık İlkokulu’nda, çocuğundan ve diğer çocuklardan zorunlu din kültürü ve ahlak bilgisi dersinde derse tespih getirilmesinin istenmesine tepki gösterdi. Yiğiter, CİMER’e bilgi edinme başvurusunda bulundu.

Cenk Yiğiter, konuyu PİRHA’ya anlattı.

“AKP İKTİDARI EĞİTİMİ DİNSELLEŞTİRMEDE GAZA BASMAYA BAŞLADI”

12 Eylül Anayasası ile din kültürü ve eğitimi dersinin anayasanın içerisine aldığını belirten Yiğiter, “Din dersleri anayasal bir zorunluluk haline getirdi. AKP iktidarında özellikle 2013-14’ten sonra bu otoriterleşme sürecinde eğitimi dinselleştirmede de tam gaza basmaya başladı. ÇEDES üzerinden tartışıyoruz artık adeta tarikatlar, cemaatler eğitim sisteminin bir parçası haline getirilmeye çalışılıyor. 12 Eylül’den itibaren okuyabileceğimiz bir süreç, hatta belki de cumhuriyetin kuruluşuna kadar da gidebiliriz” dedi.

“İNSANLARIN ZORUNLU DİN DERSLERİNDEN CANI YANMIŞ DURUMDA”

Dördüncü sınıfa giden kızından din dersi kapsamında tesbih istendiğinin altını çizen Cenk Yiğiter şunları söyledi:

“İlkokullarda sınıf öğretmenleri var, bu sınıf öğretmenleri çocukları birinci sınıftan, dört sınıfın sonuna kadar derslerini veriyorlar. Keza bu sene din kültür ve ahlak bilgisi dersini de sınıf öğretmenimiz vermeye başladı. Hatta biz de bunu kızımın annesiyle muafiyeti düşündük, kızımızla da konuştuk, “Bu bir kültür, insanların yaşadığı bir şey. Muafiyetle uğraşmayalım. Sen de bunu öğrenmiş ol” dedim.

Fakat her nedense birkaç hafta sonra derse bir din kültürü öğretmeni atandı. Mesela niye bir matematik öğretmeni atanıyorsunuz? Sınıf öğretmeni, ilkokul kapsamında dersleri verebilecek bilimsel, pedagojik yeterliliğe sahipken böyle birisi atandı. Ondan sonra bir gün kızım bana dedi ki “baba tespih almamız lazım”. Biz o günden itibaren çocuğumuzu o derse göndermemeye başladık ve daha sonra öğrendik ki tespih istenen derse katılan öğrencilere tesbih çektirilmiş. Öğretmenler ile diyalog kurmaya çalıştık. Kendisinin açıklaması da şu,” bu dersin müfredatında belli konular var”. Ben de baktım dersin müfredatına, kazanımlarına. Mesela deniyor ki günlük dilde kullanılan dini tabirleri öğrenelim. Fakat öğretmen bunu şuna çevirmek istiyor. “Sübhanallah kavramını öğreteceksem, çocuklar eline tespih alacak, otuz üç kere çekecek”. Dolayısıyla burada artık bir ibadet pratiği haline getirilmiş. İbadeti öğretmekle de kalmayarak, çocukları ibadet ettirmeye başlıyorlar. Millî Eğitim Bakanlığı’nın idari davalarda veya Anayasa Mahkemesi önündeki davalardaki savunusu var. “Biz din dersi vermiyoruz, din öğretmeye çalışmıyoruz. Biz din kültürü öğretiyoruz. Hatta İslam dışında başka inançları da öğretiyor öğretiyoruz” gibi bir iddiası var. Din kültürü ve ahlak bilgisi dersi hep böyleydi ama şu anda herhalde daha da ayyuka çıktı.

Zorunlu bir din öğretimi ailenin tercihlerine saygı göstermeksizin, çocuğun pedagojik ilkelerini gözetmeksizin böyle bir dayatmaya dönüştü. Biz de kamuoyunun bilgilendirdik, bir milyon görüntülendi. Yani demek ki bu çok ciddi bir sıkıntı ki insanlara o tweet dokundu ve bir sürü insan din kültürü dersi kaldırılsın diye hashtagler yaptı. İnsanların bundan canı yanmış durumda.”

“DEVLETE İNANCIMI BEYAN ETMEK ZORUNDA BIRAKILIYORUM”

CİMER’e bilgi edinme başvurusunda bulunduğunu belirten Yiğiter, dersin öğretmeni değiştirilmezse, dersin işlenme biçiminin değiştirileceğine dair bize bir somut şey söylenmezse muafiyet için başvuracağını söyledi. Yiğiter şunları ekledi:

“CİMER’e tespih çektirmek çocuklara anayasadaki tarif edilen zorunlu din kültüre eğitimine -anayasadaki haliyle de karşıyım ama- bu tarife uygun mudur? Milli Eğitim Bakanlığının bu yaptığı savunmaları uygun mudur?

Dersin müfredatında böyle bir şey yok. Dersin kazanımları diye açıklanan yerde de böyle bir şey yok, bunları sordum. Ayrıca bu öğretmenin de ücretli öğretmen olduğunu tahmin ediyoruz. Din kültürü dersine eğitim fakültesi mezunu olmayan, pedagoji formasyon eğitimi olmayan ve hatta din kültürüyle alakalı bir lisans programından dahi mevzu olmayan insanlar getiriliyormuş, birçok okulda duyuyoruz.

Tarikatların, cemaatlerin devletin her yerini ele geçirdiği, bazı bakanlıkların doğrudan tarikatlara emanet edildiği bir yerde ben bir yurttaş olarak şu şüpheyi taşıyorum; “Acaba bir tarikata, bir cemaate okullar mı paylaştırılıyor?”

Bundan sonraki süreçte bu dersin öğretmeni değiştirilmezse, dersin işlenme biçiminin değiştirileceğine dair bize bir somut şey söylenmezse muafiyet için başvuracağız. Orada da işin başka bir sorun başlıyor, muafiyet başvurularında Milli Eğitim’in tutarlı bir politikası da yok. Kimi zaman beyanlı, -ki mevzuat aileler bunu beyan ederlerse onu bu yaparız diyor- ama kimi zaman beyan yeterli bulmuyor. Diyorlar ki senin başka bir dine mensup olman lazım. Mesela vatandaş kendini sırf dersten muaf tutmak için Budist yazdırmış, gerçekten Budist olduğundan değil. Sonra diyor ki “hayır biz Budistleri kabul etmiyoruz”. Ya Musevi olacak ya Hristiyan olacak.

Ben din hanesi boş olan birisiydim çünkü ben devlete inancımı bildirmek istemiyorum. Şimdi devlet beni şuna zorluyor, gideceğim ben inanç bölümüne Hristiyan ya da Musevi yazacağım. Bunun kendisi bile anayasaya aykırı, anayasada şöyle açık bir ilke var, hiç kimse dini ve vicdani kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz. Çocuğumu bu zorunlu din eğitiminden kurtarmak için ve belki de öğretmen olmayan birisinden kurtarmak için gidip devlete dinsel inancımı beyan etmek zorunda bırakılıyorum.

Sırf çocuğum bilimsel, pedagojik ilkelere göre okusun, çocuğumun mental sağlığı, psikolojik sağlığı etkilenmesin diye beni zorladıkları yer bu.”

Buse Nehir DEMİR-Cebrail ASLAN/ PİRHA

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak