PİRHA-Dört Alevi kurumuna/cemevine 30 Temmuz 2022’de Ahmet Ozan Karaca tarafından yapılan saldırıların ardından açılan dava dosyasının ikinci duruşması bugün görüldü. Saldırgan Ahmet Ozan Karaca, kendisinin mehdi olduğunu, Allah tarafından görevlendirildiğini savundu. Saldırganın avukatları ise “Cemevleri ibadethane değil. Dernek adı altında faaliyet gösteriyorlar. O yüzden kanunilik ilkesine göre inançlara saldırı söz konusu değil” iddiasında bulundular. Cemevleri avukatları da sanığın ilişkide olduğu herkesin ve ailesinin dinlenmesi gerektiğini belirttiler.
Ankara’da bulunan Ana Fatma Cemevi, Şah-ı Merdan Cemevi, Gökçebel Köy Derneği ve Türkmen Alevi Bektaşi Vakfı’na yönelik geçen yıl Muharrem Orucu’nun ilk günü olan 30 Temmuz 2022’de saldırı yapılmış ve olayla ilgili 3 kişi gözaltına alınmıştı. Gözaltına alınan 3 kişiden 2’si adli kontrol şartıyla serbest bırakılırken saldırıyı gerçekleştiren Ahmet Ozan Karaca tutuklanmıştı.
Saldırıların ardından açılan davanın ikinci duruşması bugün Ankara 63. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya Alevi kurum başkanları ve yöneticileri başta olmak üzere çok sayıda demokratik kitle örgütü, Ankara Barosu, siyasi parti temsilcileri ve BM gözlemci katıldı. Avukatların bir önceki duruşmada duruşmaların büyük salonda yapılması talebi kabul edildi.
ATK, SALDIRGAN HAKKINDA “AKLİ DENGESİ YERİNDEDİR” RAPORU VERDİ
Saldırgan Ahmet Ozan Karaca hakkında açılan davanın 30 Ocak’ta görülen ilk duruşmasında Adli Tıp Kurumu’ndan (ATK), Karaca’nın akli dengesinin yerinde olup olmadığına ilişkin rapor talep etmişti. ATK, Karaca’nın “akli dengesinin yerinde olduğuna” oy birliğiyle karar verdi. Kurumun hazırladığı rapor dava dosyasına eklendi.
Bir önceki duruşmada avukatların reddi hakim talebinin reddedildiği açıklandı.
Duruşma kimlik tespitiyle başladı. Sanık Ahmet Ozan Karaca salona getirilmedi. Sincan Cezaevi’nden segbisle bağlandı. Tutuksuz yargılanan iki sanık Çağdaş Can Bardakçı ve Baver Gül bulundukları ilden segbisle bağlandı. Ardından sanıkların savunmalarına geçildi.
“BEN MEHDİYİM, ALLAH TARAFINDAN GÖREVLENDİRİLDİM”
Sanık Ahmet Ozan Karaca savunmasında, “Ben suçu işlediğimde akıl sağlığım yerinde değildi. Psikolojik sorunlarım var. Cemevleriyle ilgili kötü şeyler duyuyordum. Allah tarafından bana görev verildi ve gidip saldırdım. Değişik psikolojik süreç yaşıyordum. Tarihle ilgili şeyler okuyorum. Biri bana 3 arsa verdi. Bu arsaları araştırırken 15 Temmuz’da savaşlar, melekler vs aklıma geliyordu. Kendimi mehdi sanıyordum. 15 Temmuz’da sela okununca gaza geldim. Sürekli beynim bunlarla meşgul. Herkesi kendimce teste sokuyordum. Allah’ın askerlerini toplamaya çalıştım. İzmir’e, Eskişehir’e gidip, Baver’e (Baver Gül) cemevlerine saldıralım dedim. O da saçmalama dedi, kabul etmedi. Eskişehir’e giderken yolda cemevlerine saldırma kararı aldım. Eskişehir’de cemevi aradım ama bulamadım. Sonra Ankara’ya geldim. Bir derneğin önünde sosyalizm vs yazıyordu ona saldırdım. Sonra telefondan cemevleri yazdım. Önüme çıkan yerlere bu saldırıları yaptım. Mehdi olduğum için sosyalistleri sevmiyorum. Din düşmanı onlar. Ben hiçbir inanca saygısızlık etmedim. Kimsenin inancı beni ilgilendirmez. Benim sevgilim de Alevi. Onu ömrüm boyunca seveceğim. Benim hiçbir suçum yok. Herkesin inancına saygılıyım. Herkesten özür dilerim. Pişmanım. Beraatimi ve tahliyemi istiyorum” dedi.
Ardından avukatlar sanık Karaca’ya sorularını yöneltti.
“CEMEVLERİNİ KÖTÜLEYEN AKRABALARIM VAR “
Avukat Ebru Aybak sanık Ahmet Ozan Karaca’ya neden saldırıdan önce Çeşme’ye gittiğini, orada bir sorun yaşayıp yaşamadığını, orada cemaat ya da tarikatlarla görüşüp görüşmediğini, saldırının öncesinde İstanbul’a da neden gittiğini sordu.
Sanık ise, emlakçılık yaptığını, iş nedeniyle bu illere gittiğini, tarikat ve cemaatlerle görüşmediğini iddia etti. Avukat Aybak, sanık Ahmet Ozan Karaca’ya telefon aramalarında Çeşme’de bulunan cemevlerini neden aradığını, sanık Çağdaş Can Bardakçı’nın kendisine belirli aralıklarla neden para yolladığını, kendisine cemevlerini kötüleyenlerin kim olduğunu sordu.
Sanık Karaca da cevap olarak Çeşme’de korsan taksicilik yaptığını, telefondaki aramalardan haberinin olmadığını, Çağdaş’ın arkadaşı olduğu için küçük miktarlar kendisine gönderdiğini, cemevlerini kötüleyenlerin ise akrabaları olduğunu söyledi.
“İÇİŞLERİ BAKANI SOYLU’NUN PKK’YE KARŞI SÖYLEMLERİNDEN ETKİLENDİM”
Avukat Deniz Aydın ise sanık Ahmet Ozan Karaca’ya Eskişehir’de cemevi olmasına rağmen neden Ankara’ya geldiğini, kendisini yönlendiren biri olup olmadığını, Ferhat Encü ve Haşim Kaplan’ı neden Google da arttığını sordu. Sanık ise saldırıyı tek başına yaptığını, Eskişehir’de cemevi bulamadığını o yüzden Ankara’ya geldiğini, hiçbir tarikatla cemaatle bağının olmadığını, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun PKK’ye karşı söylemlerinden etkilendiğini ve bu kişileri arattığını, PKK’ye karşı savaşması gerektiğini düşündüğünü belirtti.
“UYUŞTURUCU KULLANIYORUM”
Diğer avukatlar ise uyuşturucu kullanıp kullanmadığını, kısa süre içerisinde bu saldırıları nasıl tek başına yaptığını, İstanbul’da da bir saldırı olacağından haberi olup olmadığını, Gökçebel Köy Derneği Google’da görünmüyor burayı nasıl bulduğunu sordular.
Sanık Ahmet Ozan Karaca, uyuşturucu kullandığını, rastgele saldırı yerlerini seçtiğini ve gittiğini, İstanbul’da yapılan saldırılarla ilgisi olmadığını öne sürdü.
SANIK BAVER GÜL: SALDIRILARLA İLGİLİ BİLGİM VE İLGİM YOK
Sanık Baver Gül ise savunmasında, “Bu kişi ile görüşmüyorduk. Bizi engellemişti. Sonra bir anda amcam beni öldürecek bana boş ev lazım dedi arayarak. Sonra yanıma geldi. Çağdaş’ı da alıp Eskişehir’e gittik. Sonra gece 4,5 gibi evden kaçtı gitti haberim yok. Bir gün sonra olayı öğrendim. İfade vermek için Ankara’ya geliyordum. Yolda polisler aldı. Ahmet Ozan Karaca ‘bana büyü yapıldı’ diyordu. Sağlıklı değildi. Benim saldırılarla ilgili bilgim ve ilgim yok. Beraatimi istiyorum” dedi.
SANIK ÇAĞDAŞ CAN BARDAKÇI: OLAYI ERTESİ GÜN ÖĞRENDİM
Sanık Çağdaş Can Bardakçı da savunmasında, “Ben mağdurum. Suçlamaları kabul etmiyorum. Benim ilgim yok. Ben Eskişehir’de üniversiteyi okudum zaten orayla hep bağım var. Ben giderken Baver de benimle geldi. Gezeriz, takılırız diye geldi. Biz çocukluk arkadaşıyız. Ozan’la görüşmüyorduk. Baver aradı Ozan da gelecek dedi. Şaşırdık. Garip tavırları vardı zaten. Ozan sabaha doğru evden gitmiş. Sonra olayı öğrendik. Daha sonra emniyetten gelip beni aldılar ve Ankara’ya getirdiler. Beraatimi istiyorum” dedi.
“CEMEVLERİ İBADETHANE DEĞİL, KANUNEN İNANÇLARA YÖNELİK SALDIRI YAPILMAMIŞTIR”
Ardından sanık avukatları söz alarak savunmalarını yaptı. Avukatlar, “Müvekkillerim Çağdaş ve Baver bu dosyaya nasıl girdi anlamadık. Mağdur durumdalar. Olaylarla hiçbir ilgileri yok. Buna dair bir delil de yok. Beraatlerini istiyoruz. Özdemir bey (Özdemir Özdemir) tehdit ederek konuştu. Üzüldük. Konu hukuk çerçevesinde değerlendirilmeli. Karaca’nın çok ciddi psikolojik sorunları var. Burada sanki her şey kurguymuş gibi konuşuluyor. Şehir hastanesinde 3 hafta kaldı müvekkilim. Oradaki doktorları zan altında bırakamayız. ATK müvekkilimle 10 dakika görüşmüş ve rapor vermiş. Çelişki varsa başka bir rapor daha alınmalıdır. Bu dava bir an önce sonuçlandırılmalıdır. Cemevleri ibadethane değil. Dernek adı altında faaliyet gösteriyorlar. O yüzden kanunilik ilkesine göre inançlara saldırı söz konusu değil. Mala zarar verme suçu işlenmiştir sadece. Dosyayı genişletmenin anlamı yoktur. Müvekkilim ceza alsa bile yattığı süre göz önüne alındığında serbest bırakılmalıdır. Tahliyesini ve beraatini istiyoruz” dedi.
“MAHKEMENİN YURTTAŞLARINI KORUMASINI İSTİYORUZ”
DAD Ankara Şubesi Eş Başkanı Mustafa Karabudak, “Şikayetimiz devam ediyor. Bu saldırının arkasında kimler varsa açığa çıkarılmalıdır. Geçmişten bugüne Aleviler hep saldırıya uğradı. Biz mahkemeden, devletten yurttaşların korumasını istiyoruz. Çorum, Maraş, Sivas katliamlarını yaşadık. Bu davanın da onlar gibi düşürülmesini istemiyoruz” vurgusunu yaptı.
“BU DAVANIN PEŞİNİ BIRAKMAYACAĞIZ”
Şah-ı Merdan Cemevi Başkanı Kazım Erbektaş ise, “Bu saldırının arkasında başkaları var. Deli rolü yapmaya çalışıyor. İnanmıyoruz. Bu davanın peşini bırakmayacağız. Buna göz yumulursa saldırıların devamı gelir. Şikayetçiyiz” dedi.
“DELİYİM DİYEREK TAHLİYE İSTİYOR, BİZİM DE DELİLERİMİZ VAR ÇIKARSA NE YAPARLAR BİLMEM”
Türkmen Alevi Bektaşi Vakfı Genel Başkanı Özdemir Özdemir de, “Sanık deliyim diyerek tahliye istiyor. Zaten deli de değilmiş. Ama bizim delilerimiz var. Bu adam çıkarsa ne yaparlar bilmem. Şehir hastanesinde bu kişiye kim bu raporu verdiyse o doktorlar hakkında işlem yapılmalı. Bu kişinin Çeşme’de görüştüğü kişiler dinlenmeli. Kimler bunlar? Bir de polisle görüştüğünü söylüyor, o kimdir? Her şey ortaya çıkarılmalıdır. Bu şahıs sekreterimizi bıçakladı. Bundan yargılanmalı” dedi.
“DELİLLER TAM OLARAK TOPLANMAMIŞ, EYLEMLER ŞİDDET İÇERİYOR”
Ardından cemevlerinin avukatları söz aldı. Avukatlar şunları dile getirdi:
“Efe adlı şahsın telefonun incelenmesini istiyoruz. Sanık Baver Gül’ün ve Çağdaş Bardakçı’nın emniyet müdürlüğü ile bir görüşmeleri söz konusu. İzmir İl Emniyet Müdürlüğü’ne bu görüşmelerinin sorulmasını istiyoruz. Aynı zamanda Çeşme’deki otoparkın sahiplerinin de dinlenmesini ve korsan taksicilik yapıp yapmadıklarının sorulmasını, Karaca’nın Polatlı’da kaldığı otelin kayıtlarının istenmesini ve kaydını tutmayan resepsiyonistin tanık olarak dinlenmesini istiyoruz. Eskişehir’de bulunan cemevlerinin o tarihlerdeki güvenlik kameralarının incelenmesini istiyoruz. Yargılama gerekçesinde nefret suçu da eklenmeli. Eylem şiddet içeriyor. Ayrıca deliller tam olarak toplanmamış durumda. Sanık Karaca, İngiltere numaralı bir telefonla da sık sık görüşüyor. Birden fazla telefonu var şahsın. Bunların araştırılmasını istiyoruz. Sanıkların tüm telefonlarının olaydan geriye doğru en az 6 aylık sürecinin baz incelemeleri yapılmalı. Bilirkişiye inceletilip raporlaştırılmalı. Karaca’nın ailesinin dinlenmesini istiyoruz.”
Bir sonraki duruşma 22 Mart 2023 saat 10.00’a ertelendi.
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.