PİRHA- Ankara’da 4 Alevi kurumuna 30 Temmuz 2022’de yapılan saldırıların ardından açılan davanın ilk duruşmasının ardından adliye önünde yapılmak istenen açıklamaya polis izin vermedi. Görüşmelerin sonucunda yapılan açıklamada, “Bu bir adli dava değil bu siyasi yönü olan toplumsal bir davadır. Bir basın açıklamasına bile burada tahammül edilmiyor. Biz Aleviler diyoruz ki bu ülkenin eşit, özgür tüm yurttaşlarıyla barış ve huzur içinde yaşamak istiyoruz” denildi.
Ankara’da bulunan 4 Alevi kurumuna geçen yıl Muharrem Orucu’nun ilk günü olan 30 Temmuz 2022’de yapılan saldırıların ardından açılan davanın ilk duruşması bugün Ankara 63. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Alevi kurumları ve milletvekilleri duruşma sonrasında adliye önünde basın açıklaması yapmak istedi. Polis ‘güvenlik’ gerekçesiyle açıklama yapılmasına izin vermedi.
Yapılan görüşmelerin ardından sadece Alevi kurum temsilcilerinin ve HDP Milletvekili Zeynel Özen’in açıklama yapmasına izin verildi.
“BU KİN, BU NEFRET KERBELA’DAN BU YANA DEVAM EDİYOR”
HDP Milletvekili Zeynel Özen açıklamasında şunları dile getirdi:
“Bugün burada görüyorsunuz bu düşmanlık, bu kin, bu nefret son bulmadı, devam ediyor. Kerbela’dan bugüne devam ediyor. Birçok katliam oldu bu katliamların göstermelik yargılamaları. Hiçbir zaman için hakikat ortaya çıkarılmadı. Hakikat ortaya çıkarılmadığı için de bu meczuplar da bulunan cesaret alıyor. Şimdiye kadar kırkın üzerinde Alevi ev işaretlenmesi, Alevi iş yerlerine saldırılar oldu. Hep yetkililer şunu dediler: Bu kendini bilmez, aklı dengesi olmayan, sarhoş veya çocuktur. Ne tesadüf ki bu 4 Alevi kurumuna yapılan saldırı kameraların önünde yapıldı. Bunu gizleme saklama şansları yoktu. Saldırganı yakaladılar ve tam da yıllarca Alevilere söylenen o senaryo hayata geçirildi ‘kendini bilmez sarhoş çocuk birisi yaptı’ denildi. Akıl sağlığı yerinde değil diye rapor aldılar. Bu bir utançtır utanç. Bu bir adli dava değil, bu siyasi yönü olan toplumsal bir davadır.
“BİR BASIN AÇIKLAMASINA DAHİ TAHAMMÜL EDİLMİYOR”
Nasıl ki başka bir inanca saldırı olunca biz de kınadık dedik ki lanetliyoruz bir inanca bir saldırı yapılıyor ama Aleviler söz konusu olunca birisi bu duyarlılığı göstermiyor. Bir basın açıklamasına bile burada tahammül edilmiyor. Biz bu davanın peşinde olacağız. Sivas’ı zaman aşımına uğrattılar, yine o dava bir takım sanıklar konusunda devam ediyor ve o davanın nasıl ki peşini bırakmadıysak bu davayı da bırakmayacağız. Biz o raporu da yok hükmünde sayıyoruz. İzmir’den gelip burada 4 bölgede Alevi kurumlarını tek tek bulup saldırıda bulunuluyor. Aslında bizim aklımızla dalga geçiyorlar. Aleviler buna inanır mı? Bu dava aynı zamanda bir vicdan meselesidir. Adli bir vaka değil. Bunu hem siyasiler hem de yargı mensupları anlamalıdır. Gereği yapılmazsa toplum tarafından lanetle karşılanılacaktır. Adil bir yargılama olmalı ve bu saldırıların arkasında kimler var esas faillerin ortaya çıkarılması gerekir.”
“ALEVİLERİN VARLIĞINA İPOTEK KOYMAK İSTİYORLAR”
Ardından söz alan DAD Eş Genel Başkanı Kadriye Doğan ise, “Bizler sevginin, barışın ve adaletin dilinin temsilcileri Alevilerin her geçen gün kendileri için eğer çalınacak bir minare gerekiyorsa böyle bir ihtiyaç varsa biz saldırıya maruz kalıyoruz. Bu çalınan minare neydi biliyor musunuz? 4 kuruma saldırdıktan sonra rızasız ve ikrarsız bir şekilde mekanlarımıza girildi ve bizim mevcut bugüne kadar oluşturduğumuz Alevi kurumlarına kayyum atamasının yolu açıldı. Bir masa kuruldu ve Alevileri masaya bağlayacaklar. Alevi toplumsallığının böyle bir talebi yoktu. Bu sadece ve sadece Alevileri denetlemek, özünden uzaklaştırmak için yapılan bir işlemdi. Bu minare ile Alevi varlığına ipotek konulması yeni bir Alevi Diyaneti’nin yolunun açılmasıydı. Kılıfı da çok hazırdı. E bir tane akıl sağlığı yerinde olmayan birisi geldi, bu kurumlara saldırdı ve gitti. Mahkemede sabahtan beri akıl sağlığı yerinde değildir, bunu kabul edelim, tahliyesine karar verelim… Ama hayır bu iş öyle olmayacak. Biz Aleviler diyoruz ki bu ülkenin eşit, özgür tüm yurttaşlarıyla barış ve huzur içinde yaşamamız gerekiyor. Biz bu barışa, adalete sadece Alevileri değil tüm toplumu davet ediyoruz. Türkiye toplumu barış ve özgürlük içinde yaşamalıdır. Yöneticilerimiz kullandıkları ötekileştirici, ayrıştırıcı dilden dolayı bizi birbirimize düşürüyor. Biz onları bu ülkeyi yönetenleri, ahlakın diline, edebe davet ediyoruz” dedi.
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.