PİRHA- Ana Fatma Cemevi/Demokratik Alevi Derneği Ankara Şube Eş Başkanları Mustafa Karabudak ile Meral Gökkuş, Ankara’da 4 Alevi kurumuna saldıran şahıs hakkında “cezai ehliyeti yoktur” kararı verilmesine tepki gösterdiler. Karabudak ve Gökkuş, “Bu iddianamenin hukuksal bir boyutu yoktur, siyasal iktidarın bir kararı olduğunu düşünüyoruz. Karanlık ellerin saldırıları devam ediyor” dedi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Türkmen Alevi Bektaşi Derneği, Şahı Merdan Cemevi, Sivas Divriği Gökçebel Derneği ve Ana Fatma Cemevi’ne yönelik gerçekleştirilen saldırıya ilişkin şüpheliler Ahmet Ozan K, Baver G. ve Çağdaş Can B. hakkında yürüttüğü soruşturmayı tamamladı. İddianamede, Ahmet Ozan K.’nin akli dengesinin yerinde olup olmadığı yönünde rapor alınması için sevk edildiği hastanede 3 hafta gözlem altında kaldığı, düzenlenen raporda şüphelinin ‘işlediği fiillerin hukuki anlam ve sonuçlarını algılamasında, bu fiillerle ilgili davranışlarını yönlendirme yeteneğinde azalma olduğu, cezai ehliyetini bulunmadığı’ yönünde karar verilmişti.
Ana Fatma Cemevi ve Demokratik Alevi Derneği Ankara Şube Eş Başkanları Mustafa Karabudak ile Meral Gökkuş, Ankara’da Türkmen Alevi Bektaşi Derneği, Şahı Merdan Cemevi, Ana Fatma Cemevi’ne ve Sivas Divriği Gökçebel Derneği’ne saldıran 3 şüpheli hakkında hazırlanan iddianameye ilişkin konuştu.
İzmir’den Eskişehir’e gelerek 2 kişi ile saldırıyı planlayan Ahmet Ozan K’ye ‘akli dengesi yerinde değil’ raporu verilmesini eleştiren Mustafa Karabudak, “İddianameye hiç şaşırmadık. Çünkü geçmişten bugüne tüm Alevi katliamlarında, Alevilerin kapıları, duvarları işaretlendiğinde yaşananların aynısı tekerrür ediyor” dedi.
“SİYASAL İKTİDARIN BİR KARARI”
Hazırlanan iddianamede Ahmet Ozan K., Baver G. ve Çağdaş Can B. şüpheli olarak yer aldı. Saldırıya uğrayan derneklere ise iddianamede yer verilmedi. Mustafa Karabudak, kararı eleştirerek şunları söyledi:
“Olayın hem mağduru hem de müştekiyiz. Yani davanın sahibiyiz. Kurumumuz saldırıya uğramıştır, ilk baştan beri şikayetimiz vardır. Ve bunun üzerine 5 Avukat arkadaşımızın, bizim adımıza dilekçesi mevcut. İsmimizin bu dosyada olmaması garip bir durum. Biz bunun peşini bırakmayacağız. Artık yüzümüzü kamuoyuna döneceğiz ve elimizden geldiğince kamuoyu oluşturacağız. Bu iddianamenin hukuksal bir boyutu yoktur, siyasal iktidarın bir kararı olduğunu düşünüyoruz.”
“BENZER SALDIRILAR OLABİLİR”
Mustafa Karabudak, cezasızlık politikaları nedeniyle benzer saldırıların yine yaşanabileceğine dikkat çekti. “Bugün yarın bize yönelik yine bir saldırı olabilir” diyen Karabudak, tedirginliğini şu sözlerle aktardı:
“Ortada bir cezasızlık, zamana yayma durumu var. Suç işleyenleri kollama, kayırma söz konusu. Bu nedenlerle tekrar benzer saldırılar olabilir. Alevilerin tüm tedirginlikleri bundan ötürüdür. Alevilerin geçmişten bugüne yaşadıkları olaylarda şiddete uğramış, katliama uğramışlar ama bir şekilde olayların üzerleri örtülmüş, dosyalar karartılmıştır. Bu da birilerine tekrar görev çıkartmak, cesaretlendirmektir. 4 kurum saldırıya uğradı, birinde yaralama söz konusu, diğer iki kurumda ise içeriye girip şiddet ve cebir var. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmesi gereken bu olay Asliye Hukuk Mahkemesi’nde kapatılmak isteniyor.
Bu olayın rastgele yapılmadığını biliyoruz. Arkasında birileri muhakkak var. Saldırgan neden yaşadığı İzmir’den çıkıp, Ankara’ya gelip 4 kuruma saldırdı? İzmir’de cemevi yok muydu? Saldırganın Ankara’ya gelmesini anlamıyoruz. Şehir dışından gelen birinin, kısa bir zaman diliminde birbirinden farklı yerlerde olan kurumlara saldırması mümkün değil. Muhakkak bu kişiyi mobilize eden, her anlamda destekleyenler vardır. Biz, bunun açığa çıkmasını istiyoruz. Çünkü bunlar tetikçidir, arkalarını siyasal iktidara dayamışlar ve yarın da bir rapor alıp dışarı çıkarlar.”
“30 OCAK’TA DURUŞMADA MUHAKKAK OLACAĞIZ”
Mustafa Karabudak son olarak 30 Ocak’ta görülecek duruşmaya ilişkin katılım çağrısı yaparak, “Toplumun refleksi bizim açımızdan önemliydi. Büyük destek, dayanışma gelişti. İnsanların bu durumdan ötürü rahatsızlıklarını gördük. Ama diğer taraftan cemevine gittiklerinde orada bulundukları anda herhangi bir saldırıya uğrayacak, başına iş gelecek kaygısı olan insanların sayısı da az değil, bunu da gözetmek lazım. Mahkeme 30 Ocak’ta görülecek ve bizler muhakkak orada olacağız” diye konuştu.
“KARANLIK ELLERİN SALDIRILARI DEVAM ETMEKTE”
Cemevi saldırısı ardından oluşturulan iddianameye bir eleştiri de Ana Fatma Cemevi DAD Ankara Şube Eş Başkanı Meral Gökkuş’tan geldi. Alevi toplumuna dönük geçmişte yapılan katliam ve saldırıları hatırlatan Gökkuş, şunları kaydetti:
“Çok iyi biliyoruz ve unutmuyoruz. Selçuklusundan, Osmanlısından bu yana Cumhuriyetin kuruluşundan sonra da Maraş, Çorum, Sivas ve Gazi’de evlerimizi işaretleyip, katliam yapan bir güruhun dışarıda kol geziyor. Bu karanlık ellerin yeniden saldırıları devam etmektedir.
Ankara’da cemevlerine yapılan saldırıda şahsa verilen ‘akli dengesinin yerinde olmadığı’ kararı düşündürücüdür. Akli dengesi yerinde olmayan şahısın dört ayrı cemevine saldırı gerçekleştirmesi nasıl mümkün olabilir? Bu akli dengesizliğin değil, akli dengesi yerinde olan bir sahsın planlayıp tasarlayabileceği bir saldırıdır.”
“UNUTMADIĞIMIZ BİZLERE YAPILAN HAKSIZLIĞINIZ, ZORBALIĞINIZ”
Meral Gökkuş, saldırı dosyasının karartılmak istendiğini ifade ederek, “Saldırının üstü her ne kadar diğerleri gibi kapatılmaya, unutturulmaya çalışılsa da bizlerin de bu yapılanları hiçbir zaman unutmayacağımızı belirtmek isteriz. Unutmadığımız itikatimiz, unutmadığımız bizlere yapılan haksızlığınız, zorbalığınız, hak yediğinizdir. Şu da unutulmasın ki Alevi halkı olarak vicdanımız ve hakkaniyetli oluşumuzla, üstümüzdeki sevgi hırkasıyla her zaman var olup, mücadelemizle ikrarlaşıp yolumuzun düsturunda devam edeceğiz” diye konuştu.
İLK DURUŞMA 30 OCAK’TA!
İddianamede, Ahmet Ozan K, Baver G. ve Çağdaş Can B. hakkında “Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik”, “ibadethanelere ve mezarlıklara zarar verme”, “inanç düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme” ile “silahla basit yaralama” suçlarından 12 yıl 10 aya kadar hapis cezası isteniyor.
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.