PİRHA- HDP İstanbul Milletvekili Zeynel Özen, Meclis Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, Alevilerin ibadet yerinin cemevleri olduğunu belirterek, “Diyanet Aleviler için bir asimilasyon merkezidir. Biz Aleviler olarak Diyaneti meşru bir kuruluş olarak kabul etmiyoruz” dedi.
HDP İstanbul Milletvekili Zeynel Özen Meclis Genel Kurulu’nda gündeme dair konuştu.
Darbelerin sadece askerler tarafından yapılmadığını söyleyen Özen, Türkiye’de sivil darbelerin de sıklıkla yaşandığına işaret etti. AKP’nin bugüne kadar birçok sivil darbe yaptığını belirten Özen, “AKP, Kürt halkının iradesini yok sayıp, belediyelerimize el koymuştur. Son olarak milletvekillerimizin milletvekilliğini düşürerek halkımızın iradesini hiçe saymıştır” dedi.
Polisin, Armutlu Cemevi’ne ve Gazi Cemevi’ne çirkin saldırılarda bulunduğunu hatırlatan Özen, “Sizler cemevlerini ibadet yeri olarak kabul etseniz de etmeseniz de cemevleri bizim ibadet yerimizdir. Cemevleri konusunda hep Diyanetten referans alıyorsunuz ama Diyanet Aleviler için bir asimilasyon merkezidir. Biz Aleviler Diyaneti meşru bir kuruluş olarak kabul etmiyoruz” diye konuştu.
Erzincan Zini Gediği’nde 8 Ağustos 1938’de Alevilerin kurşuna dizildiğine değinen Milletvekili Zeynel Özen, Zini Gediği Anma Mekanı’nın saldırıya uğramasına tepki gösterdi.
“Alevilerin tüm hakları, talepleri İnsan Hakları Mahkemesi ve Türkiye’deki yargı kararlarına rağmen görmezden geliniyor” diyen Özen, Alevi kimlik mücadelesi yapanlara zulmedilmesinin en somut örneklerinden birinin Turgut Öker olduğunu kaydetti.
HDP İstanbul Milletvekili Zeynel Özen’in Meclis Genel Kurulu’ndaki konuşması şöyle:
“DARBEYİ SADECE ASKERLER YAPMIYOR, AKP BİRÇOK DARBE YAPTI”
“Bizler her türlü darbeye karşıyız. Darbeyi sadece askerler yapmaz. Sivil darbeler de ülkemizde sıklıkla yaşanmaktadır. AKP bugüne kadar bizlere karşı birçok sivil darbe yapmıştır. Kürt halkının iradesini yok sayıp, belediyelerimize el koymuştur. Son olarak milletvekillerimizin milletvekilliğini düşürerek halkımızın iradesini hiçe saymıştır. Bugünkü milletvekillerine yapılan saldırı da bu darbenin bir uzantısıdır. Bunun için partimiz darbeye karşı demokrasi yürüyüşünü başlatmıştır. Edirne ve Hakkari’den Ankara’ya doğru gerçekleşen bu demokrasi yürüyüşü tüm engellemelere rağmen büyük bir coşkuyla devam etmektedir. Aleviler ve Alevi kurumları bu yürüyüşü desteklemektedir. Biz kararlıyız, Zap Suyu’yla Meriç Nehri’ni birleştireceğiz. Bu demokrasi yürüyüşünde yürüyen yoldaşlarımın hepsini selamlıyorum. İktidarın bizi engelleme çabaları boşadır. HDP halktır, halkı teslim alamazsınız.
“DİYANET ALEVİLER İÇİN BİR ASİMİLASYON MERKEZİDİR”
Güvenlik güçleri, Armutlu Cemevimize çirkin bir saldırı yapmıştır. Saldırı sonrasında yöneticilerimiz uzun süre yargılama olmadan cezaevinde tutuldular. Daha sonra yakında Gazi Cemevimizde bir cenaze erkânı yapılırken, polis cenaze erkânına gaz bombasıyla saldırdı. Kapılar kırılıp cemevi tahrip edildi. Her ibadet yeri gibi cemevi de bizim kutsalımızdır. Sizler cemevlerini ibadet yeri olarak kabul etseniz de etmeseniz de cemevleri bizim ibadet yerimizdir. Cemevleri konusunda hep Diyanetten referans alıyorsunuz ama Diyanet Aleviler için bir asimilasyon merkezidir. Biz Aleviler olarak Diyaneti meşru bir kuruluş olarak kabul etmiyoruz. Bugün, birçok ülkede Alevilik kendine özgü bir inanç olarak tanınırken, diğer inançlarla aynı muamele görürken ülkemizde Alevilerin istedikleri kendi ülkelerinde, eşit yurttaşlık temelinde, kardeşçe bir arada yaşama talebi kabul edilmemektedir.
“ZİNİ GEDİĞİ’NDE ALEVİ CANLAR KURŞUNA DİZİLDİ”
Ülke genelinde ırkçılığın beslendiği iklimin bir yansıması olarak son yıllarda Kürtlerin, Ermenilerin, Süryanilerin, Ezidilerin ve Alevilerin mezarlarına sıklıkla saldırılar gerçekleştirilmektedir. Bunun en trajik örneklerinden birisi Erzincan Zini Gediği’nde yaşandı. 8 Ağustos 1938’de herhangi bir suç istinadı, sorgulama, yargılama olmadan köylerde tarlaları elinden alınan yüzün üzerinde Alevi can, Zini Gediği’nde kurşuna dizildi. 8 Temmuz 2014’te yapılan bu anma ve anıt mezarlar tahrip edildi. Irkçılık bir ideoloji değildir arkadaşlar, ırkçılık bir hastalıktır, hastalık hâlidir. Fakat buna çözüm bulması gerekenler maalesef buna neden olan ırkçılıktan beslenmektedirler.
“ALEVİLERİN TÜM HAKLARI VE TALEPLERİ GÖRMEZDEN GELİNİYOR”
Eşit yurttaşlık taleplerini dile getiren kurum ve kişiler ısrarla kriminalize edilmeye çalışılmaktadır. Bu hak taleplerini dile getiren kurumlar zan altında bırakılarak Alevilerin tüm hakları, talepleri İnsan Hakları Mahkemesi ve Türkiye’deki yargı kararlarına rağmen görmezden geliniyor.
“ALEVİ KİMLİK MÜCADELESİ YAPANLARA ZULMEDİLMESİNİN EN SOMUT ÖRNEKLERİNDEN BİRİ TURGUT ÖKER”
Alevi kimlik mücadelesi yapanlara zulmedilmesinin en somut örneklerinden birisi Turgut Öker nezdinde Aleviliğin yargılanması ve bitmeyen yargı sürecidir. Yarın yine bu davalardan birisi gerçekleşecektir. Turgut Öker mahkemedeki savunmasında “Bugüne kadar bizim fikirlerimiz karşısında düşünsel düzeyde cevap veremeyenler, bugün bulundukları konumun kendilerine sağladıkları avantajlarla bize zulmetmeye çalışıyorlar. Artık bu zulme bir an önce son verilsin. Ceza vereceklerse versinler, hiç kimseden veya hiçbir şeyden korkumuz yok. Beni yargılayabilirsiniz ama bizim inancımızı ve değerlerimizi bugün iktidardasınız diye yargılayamazsınız.” demiştir.
“GEÇMİŞTEN BUGÜNE PİRLERİMİZ CANLARINI VERDİLER AMA ASLA BİAT ETMEDİLER”
Geçmişten bugüne kadar pirlerimiz bu mücadele içinde canlarını vermişlerdir ama asla biat etmemişlerdir. Pirimiz Pir Sultan idam sehpasına kadar giderken “Ben yolumdan dönmezem, dönen dönsün.” demiştir.
Ve Pirimiz Şehit Rıza demiştir ki: “Ben sizin yalanlarınızla, oyunlarınızla baş edemedim, bu bana ders oldu ama ben de sizin önünüzde eğilmedim, diz çökmedim, biat etmedim; bu da size ders olsun.”
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.