PİRHA-Konyaaltı Alevi Bektaşi Kültürü Cemevi’nin saz ve piyano kursuna giden Serhat Rojan Güney, “Cemevindeki müzik aletleri çok ve çalışma ortamı çok geniş. Şenol Ünver hocam da çok deneyimli bir müzisyen. Ne öğrenmem gerektiğini ne yapmam gerektiğini her yönüyle anlatıyor bana. Müzik aleti çalıyor olmak, sosyal yaşamıma hep olumlu yönde etki etti” dedi.
Konyaaltı Alevi Bektaşi Kültürü Cemevi’nin saz ve piyano kursuna giden 26 yaşındaki Serhat Rojan Güney, müziğin önemini ve kendisine kazandırdığı değerleri anlattı. Cemevinde gençlerin müzik alanında kendilerini geliştirebilmeleri için geniş olanaklar sunulduğunu belirten Güney, müziğin özgüveni ve insan ilişkilerini geliştirdiğini söyledi.
“CEMEVİNDE Kİ MÜZİK ALETLERİ ÇOK VE ÇALIŞMA ORTAMI ÇOK GENİŞ”
Evde kulaktan dolma bilgileriyle kendi kendine gitar çalmaya başladığını söyleyen Güney, “Kendim uğraşarak bazı sesleri çıkarabiliyordum gitarda ama eğitimim yoktu. O yüzden her şey karmakarışıktı ve bir birbirine giriyordu. Şarkıyı tam bitirmeye çalışsam da illa farklı yerlere gidiyordu, düzensizleşiyordu. Haftada birkaç günüm boştaydı. Ben de bunun üzerine cemevine geldim. Şenol hocam bana şarkıların nasıl çalınabileceğini, parçaları ne kadar çalışmam gerektiğini anlattı. Cemevindeki müzik aletleri çok ve çalışma ortamı çok geniş. Şenol Ünver hocam da çok deneyimli bir müzisyen. Piyano da biliyor, diğer müzik aletlerini de çok iyi biliyor. Ben ne sorsam cevap verebiliyor. Ne öğrenmem gerektiğini ne yapmam gerektiğini her şeyi anlatıyor bana. Ayrıca burada her şeyi kullanabiliyorum. Haftada 1 saat dersimiz var ama ben işten çıkınca buraya geliyorum genelde. İstediğim enstrümanı çalabiliyorum” ifadelerini kullandı.
“MÜZİK ALETİ ÇALIYOR OLMAK, SOSYAL YAŞAMIMA HEP OLUMLU YÖNDE ETKİ ETTİ”
Cemevine geldiği zaman motivasyonunun yükseldiğini belirten Güney, kendisine Aşık Mahsuni Şerif’i, Neşet Ertaş’ı, Ozan Beşir’i, Arif Sağ’ı, Kıvırcık Âli’yi örnek aldığını dile getirdi. Cemevine sadece kurs için geldiğini de söyleyen Güney, cemlere hiç katılmadığını ama davet edilirse seve seve katılabileceğini ifade ederek sözlerine şu şekilde devam etti:
“Burada henüz yeniyim. Daha önce hiç ceme katılmadım. Davet edilirsem tabi ki katılırım. Burada tiyatro oynanmıştı, o tiyatroya katılmıştım. Etkinlik olursa ve de haberim olursa geliyorum. 5 yıldır gitar çalıyorum. Buraya geleli iki ay oldu ama çok uzun yol kat ettiğimi söyleyebilirim. Bu anlamda hocamın çok büyük katkısı oldu. Müzik aleti çalıyor olmak, sosyal yaşamıma hep olumlu yönde etki etti. Ayrıca gerçekten insana iyi geliyor. Benim kulağımın müziğe olan yatkınlığını ben çok geç öğrendim. Olanaklarım da zaten yoktu. Lisede iken öğretmenim söyledi ve sonrasında müziğe yöneldim. Üniversiteyle birlikte daha da gelişti.”
“MÜZİK İNSANLARLA DAHA KOLAY KAYNAŞMANI SAĞLIYOR”
Son olarak gençlere seslenmek istediğini söyleyen Güney, “Gençler teknoloji biraz geliştiği için telefonla çok meşgul oluyorlar. Gitar çalmanın gençler arasında bir çekiciliği var. Ama çoğu genç, gitar sahibi olunca bir hafta, on gün çalışıyor ondan sonra bırakıyor. Bence gençliğe çalışma disiplini gerekiyor. Gençliğin en başta bunu öğrenmesi gerekiyor. Müziğin onlara hangi katkıları sunacağını bilmeleri lazım. İlkokulda veya ortaokulda müziğe başlayan bir genç, üniversitede daha açık ve özgüvenli olacaktır. Maddi problemleri olan üniversitede çok öğrenci var. Ben de onlardan biriydim. Ama müzik eğitimi olursa maddi problemini çalışarak halledebilir. 2 saat, 3 saat müzik çalarak bir haftalık harçlığını çıkarabiliyorsun. Bu açıdan da avantajlı. Müzik sosyal anlamda insanlarla daha kolay kaynaşmanı da sağlıyor. Okul kadar müzik de önemli” dedi.
Cebrail ARSLAN/ANTALYA
Yoruma kapalı.