PİRHA- Gazeteci Çilem Küçükkeleş, Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’na ve başına da ülkücü Ali Rıza Özdemir’in atanmasına tepki göstererek, “Bunun, 80 darbesi sonrası Alevi köylerine cami yapan zihniyetin, cemevlerini camiye çevirme projesi olduğunu biliyoruz. Bu kurum, içinde Alevi’nin olmadığı bir Alevilik yaratmak istiyor. Bir bütün bu kurumu reddediyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, gece yarısı kararnamesiyle Eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun eski danışmanı Ali Arif Özzeybek’in başkanı olduğu Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’na ülkücü olarak bilinen Ali Rıza Özdemir’i atadı.
MHP destekli AKP hükümeti tarafından Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı olarak kurulan Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’na Alevi toplumu açısından tartışmalı bir isim olan ülkücü Ali Rıza Özdemir’in getirilmesi tepkileri iyice alevlendirdi.
CAN TV Yayın Kurulu üyesi/Gazeteci Çilem Küçükkeleş, AKP iktidarının Aleviler üzerindeki asimilasyon araçlarından biri olan Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nı ve başkanlığa da ülkücü Ali Rıza Özdemir’in atanmasını PİRHA‘ya değerlendirdi.
“BİZİM TOPLUMUMUZUN İÇİNDEN BİR KANAAT ÖNDERİNİ ÇIKARIP O KURUMUN BAŞINA GETİREMEDİLER”
Çilem Küçükkeleş Alevi örgülenmesinin Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’na her zaman karşı çıktığının altını çizerek, “Bu daire başkanlığı kurulduğundan beri Alevilerin kanaat önderlerinden bir başkan bulamadılar. Çünkü Alevi örgütleri bunu daha Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi çıkacağı gün Meclisin önünde boşa düşürdü. Toplumsal olarak bir karşılığının olmayacağını orada ilan ettiler. Polis şiddetiyle karşı karşıya kaldılar ama toplum, “örgütlerime böyle yaklaşanın benim için yapacak çok bir şeyi yoktur” diye düşündü. Bir Alevi olarak gurur duyuyorum. Bizim toplumumuzun içinden bir kanaat önderini çıkarıp o kurumun başına getiremediler” dedi.
“MHP’NİN ALEVİLER AÇISINDAN HATIRLATTIĞI ŞEY MARAŞ KATLİAMI’DIR”
Kimsesiz kalınca Süleyman Soylu’nun danışmanı Arif Özzeybek’ in Cemevi Başkanlığı’nın başına getirildiğini söyleyen Küçükkeleş “Arif Özzeybek bir Türk Alevisi’ydi. Genel itibariyle daha çok Bektaşi Aleviler ve Balkanlar’dan ilişkiler kurdular. Ama Türkiye’nin hemen hemen tüm cemevlerine girip çıktılar. Şimdi gelen isim Alevilerin daha çok tanıdığı bir isim. Alevilerin hiçbir hayır görmeyeceğini bildiği bir isim. Ali Rıza Özdemir, Kürt Alevi kökenli biri ama MHP siyasetinden gelen, hayata öyle bakan biri. MHP’in Aleviler açısından hatırlattığı şey Maraş Katliamı’dır. Üç hilal hiçbirimizin gözünün önünden gitmez. Dönemin MHP liderinin de sahiplendiği, yaptığıyla gurur duyduğu bir katliamdır. Bizim, eline kanımız bulaşmış siyasetlerle bir araya gelme şansımız yok. Karşılıklı helalleşmeye ihtiyacımız var. O siyaset ve o siyasetin devamcısı olduğunu söyleyen herkes Alevilerle iş tutmadan önce Maraş’ın bir katliam olduğunu kabul etmeli. Böyle bir kabul zaten yok. Kişinin genel siyaseti de ‘Hepimiz Türküz, asıl Alevilik Türklüktür’ gibi 1900’lerin başından ortalarına kadar gelen ve zamanla böyle olmadığının kabul gördüğü zamanda biz Fuat Köprülü sürecine dönüyoruz” dedi.
“BU KURUM, İÇİNDE ALEVİ’NİN OLMADIĞI BİR ALEVİLİK YARATMAK İSTİYOR.”
“Aleviler çok kimlikli olduklarını biliyorlar. 72 millet kavramı içerisinde kendilerini ayrı bir millet olarak görmüyorlar” diyen Küçükkeleş sözlerine şöyle devam etti:
“Kimliklerimiz var ama biz hakikatte buluşan bir topluluğuz. Bu tekçi zihniyet Aleviler açısından cevap bulacak bir politika değil. En can alıcı noktalardan biri, bunu bir devlet faaliyeti olarak görüp vatandaşlık hizmeti şeklinde algılanmaması olmalı. Sosyal medyada görüyoruz çeşitli kesimler ziyaretlere gitmişler bile. Bu kişiler daha önce bizim kurumlarımızdaydı, bu toplumun ekmeğini yediler, suyunu içtiler, koltuklarına oturdular. Bu, toplumun emeğine saygısızlıktır. Kim ziyaret ederse etsin bizim açımızdan normalleşecek bir yer değildir. Atamaların özgünlükleri var ama biz toplamda böyle bir kurumun varlığını reddeden bir yerdeyiz. Bunun 80 darbesi sonrası Alevi köylerine cami yapan zihniyetin cemevlerini camiye çevirme projesi olduğunu biliyoruz. Bu kurum içinde Alevi’nin olmadığı bir Alevilik yaratmak istiyor. Bir bütün bu kurumu reddediyoruz. Devletin bu işlere girmemesini öneren, Diyanet eliyle girdiği için buradan çıkmasını öneren ve Diyaneti kapatması gerektiğini düşünen kesimiz. Yeni bir inanç birimli devlet değil tam tersi devletin bu işlerden komple elini çekmesini istiyoruz.”
“CEMEVİ BAŞKANLIĞI, İNANCIMIZA ATANAN BİR KAYYUMDUR”
“Kültür Bakanlığı’na bağlı Alevi Başkanlığı’nın Alevi örgütlerine, pirlerine, yoluna atanmaya çalışan bir kayyum olduğunu düşünüyorum. AKP kendince kayyum atayabilir ama politik olarak cevap bulamaz. Ama bu inanca atanan bir kayyumdur. O yüzden kayyum ne yapar biliyoruz. Türkiye’de pratikleri var. Sadece belediyelerin üzerinden görüyoruz ama aslında AKP hayatın her alanına kayyum atıyor. Bize de kayyum atayarak kendi hakikatimizden çıkarmak AKP’nin hakikatini bize dayatmak istiyor. Biz AKP’de bir hakikat görmeyen toplumlardanız. Tam tersi toplum düşmanı, toplumun iyi güzel neyi varsa onu talan eden bir siyaset yürütüyor. Ben bir gazeteci olarak hiçbir Alevi’nin AKP’yle bir bardak su bile içmek istemediğini biliyorum. Bu kurumun varlığını Diyanetin varlığını reddettiğimiz gibi reddetmek, atamalarla yaptığı çalışmaların önüne geçmek gerekiyor. Atamadaki ana hedefin Alevilik-Türklük bağı kurmak üzere yapıldığını düşünüyorum.”
Dilan ŞİMŞEK/ İSTANBUL
İLGİLİ HABERLER
>Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’na Ali Rıza Özdemir getirildi
> ‘Özdemir, ülkücü faşist bir gelenekten geliyor; Alevilere vereceği bir şey yok’
>‘Aleviler olarak ne kadar büyük bir tehlikenin içerisindeyiz, hatırlatıyorum!’
>“Resmi kurumlar inancımızı temsil edemez; yeni Balım Sultanlar kabulümüz değildir”
Yoruma kapalı.