PİRHA- 80 yaşında oldukça kararlı bir şekilde Armutlu Cemevi önünde oturma eylemi yapıyor. PSAKD Armutlu Cemevi Başkanı olan kızı Zeynep Yıldırım’ın tutuklanmasını protesto etmek için 2 ayı aşan bir süredir nöbette Kezban Bektaş. “Kızım için, halkım için, tutuklu avukatlar, gazeteciler için oturuyorum” diyor Kezban Anne ve başı dik bir şekilde ekliyor: Kızımla onur duyuyorum!
Kezban Bektaş, İstanbul Armutlu’da yaşıyor. Kamuoyu onu tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne konulan kızı Zeynep Yıldırım için cemevi önünde sürdürdüğü oturma eylemiyle tanıyor.
80 yaşında olan Kezban Anne, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Sarıyer Şube ve Armutlu Cemevi Başkanı olan kızı Zeynep Yıldırım’ın bir an önce cezaevinden çıkarılması, özgürlüğüne kavuşması için sıcak soğuk demeden, sağlık sorunlarına rağmen tüm gücüyle oturma eylemi yapıyor.
Tokat’tan, Deniz Gezmiş’lerin idam edildiği yıl (1972) İstanbul’a göçüp geldiklerini çok yoksulluk çektiklerini ancak dayanışmayla yaşama tutunduklarını büyük bir onurla anlatıyor.
Kızı Zeynep Yıldırım’ın bir emekçi olduğunu, cemevi başkanı ve mücadeleci kişiliğinden dolayı da kızıyla gurur duyduğunu vurgularken gözleri ışıldıyor Kezban Anne’nin.
İki ayı aşkın bir süredir Armutlu Cemevi önünde oturan Kezban Bektaş’a en çok desteği ise Armutlu’da oturan Aleviler, komşuları, dostları, kızının yoldaşları veriyor. Yanından bir an olsun ayrılmayan komşularıyla birlik içinde ve dayanışma duygularıyla yaşadıklarını, baskılara karşı birlikte tavır aldıklarını dile getiriyor.
Oturma eylemi süresince Alevilerden, kurumlardan yeterince destek alıp almadığını sorduğumuzda ise “Sahip çıkıldı ama yeterince destek almadım” diyor.
Kezban Anne, tek isteklerinin eşitlik ve inançta özgürlük olduğunu ifade ediyor.
İşte, tutuklu Alevi Başkan Zeynep Yıldırım’ın annesi Kezban Bektaş’ın sorularımıza verdiği o içtenlikli yanıtlar:
Öncelikle size tanıyabilir miyiz Kezban Anne? Nerede doğdunuz, İstanbul’a ne zaman, nasıl geldiniz?
Kezban Bektaş: Deniz Gezmişlerin idam edildiği yıl İstanbul’a geldim. Amasya’dan İstanbul’a gelip Kasımpaşa’da indiğimde çok soğuktu, kar vardı. Gideceğimiz yeri de bilmiyorduk. Geldik bir gecekonduya. Biz köyde mal, davar ile uğraşırken buraya geldik bir kuşun kafese girmesi gibi kafese girdik. Elin malı, davarı, ineği gelince biz ağlardık. Köyde ineği, davarı olan birinin gelip şehire yerleşmesi çok zor bir durum. Bir daha köyümüzden çıkıp gelmeyelim. 30 yıldır burada açlıkla, yoksullukla, çamuru ile yaşadık. Su yoktu, yol yoktu, biz burada yaşamımızı sürdürdük.
Küçük Armutlu’yu neden tercih ettiniz? Burada çok yoksulluk çektiniz mi?
Armutlu’ya geldiğimizde çok yoksulluk yaşadık. Sudan, yemekten, giymekten her şeyden yoksulluk gördük. Burada ayağımız yarıya kadar çamura batardı. Burada bir bardak çayı kırk kişi içerdik. El ele bir dayanışma içindeydik. Birbirimizi yıllarca destekledik burada yaşadık. Sonra toplandık bu cemevini yaptık ve buraya yerleştik.
Armutlu’da yaşamaktan mutlu musunuz?
Armutlu’da yaşamaktan gurur duydum. Doğduğum, büyüdüğüm memleketimden daha çok yaşadım burada. Çoluğumuz, çocuğumuz, komşumuz hep birlikte yaşadık. Cemevini, bir dozer getirip gecekondu olarak yaptık. Herkesin burada bir emeği, bir tuğlası ve bir maşrafa suyu var. Yeni yaptığımız cemevinde de herkesin emeği ve çorbada bir tuzu var. Yoksa o yeni yapılan cemevi oraya yapılamazdı. Erkek kadın birbirimizle dayanışma içindeydik. Biz de kadın erkek ayrımı yok. Alevilerde ayrım yok.
80 yaşındasınız. (Alevi) inancınızı rahatça yaşayabiliyor musunuz burada?
Buraya gelmeden önce yaşayabiliyorduk ama şimdi yaşayamıyoruz. Çünkü artık gün geçtikçe kısıtlanıyoruz. Cemevi dediler cümbüş evi dediler şunu dediler bunu dediler ama biz tüm bunlara rağmen hiç kimseyi dinlemedik bu işi yürüttük ve daha da yürüteceğiz. Canımız sağ oldukça hepsini de yürüteceğiz. Kimseden korkumuz yok.
Kızınız Zeynep Yıldırım bir kadın olarak cemevi başkanı ne düşünüyorsunuz?
Biz Alevilerde ayrımcılık, kadın erkek ayrımı yok.
Kızınız cezaevine konuldu ne hissettiniz?
Öyle bir evladım olduğu için gurur duydum. Halkımla da gurur duydum. Bu cemevlerinin yapılışından, halkımızla gurur duymasak el ele olmasak hiçbir şey yapamazdık. Hem kızımla, hem halkımın çocuğu ile ve gelip bizi soran herkesle gurur duyuyorum. Buradan herkese çağrı yapıyorum. Buyurun gelin başka cemevleri böyle olmasın. Biz bir çığır açtık gelin hep beraber direnelim ve birlikte olalım. Ben bir anneyim 80 yaşındayım burada kaç haftadır oturuyorum. Ne kadar oturacağımı da bilmiyorum.
Peki hangi hisle ve düşünce ile burada oturma kararı aldınız?
Kendim oturma kararı aldım. Kızımı suçsuz yere alıp götürdüler. Kızımı cemevinin kapısında alayım diye oturmaya karar verdim. Ben buraya oturunca da konu komşu ziyaretime geldi.
Yeterince destek aldınız mı?
Destek almasam bu halkın burada ne işi var. Herkes gücü yettiği kadar buraya geliyor. İstemeyeni de buraya zorla getiremem. Zamanla onlar da gelecek.
Kızınız ile birlikte damadınız da yüzde 80 engelli olmasına rağmen tutuklu. Buna ne diyorsunuz?
Bu bizim şansımız ve kaderimiz diyorum. Sadece benim damadım yüzde 80 engelli değil, kimi kanser, kimi yemek yiyemiyor ve sağlık sıkıntıları daha kötü olanlar var. Ve Ekim ayının 23’ünde mahkemesi var. Ama tahliye ederler mi etmezler mi bilmiyorum. Umarım tahliye olur.
Kızınız Zeynep Yıldırım tutuklandı Alevi kurumlarından yeterince destek aldınız mı?
Sahip çıkıldı ama yeterince destek almadım. Alevi kurumları destek oldu ama yeterli değil.
PSAKD’YE ÇAĞRI
Buradan Alevi başkanlara, kurumlara nasıl bir çağrı yaparsınız?
Pir Sultan Abdal Kültür Derneğine buradan çağrı yapıyorum. Benim kızım Pir Sultan için içeride. Kızımı herkes desteklesin çıksın içeriden. Herkes direniş yapsın beni desteklesin kızım çıksın hapisten.
İktidarın baskısını hissediyor musunuz?
Bu iktidar döneminde baskı hissediyoruz. Kimse özgür değil, herkes cezaevlerinde kim özgür ki? Herkes korku ile yaşıyor. Buradan iktidara sesleniyorum herkesin çocuğunu bırakın, tahliye edin. İyi bir ortam kurun. Halk ile el ele yürüyün çünkü o da bizim içimizde çıkan bir halkın çocuğu. Herkes Türkiye’nin çocuğu. Herkes özgür olsun, herkes inancını özgür olarak yaşasın. Camiye de gitsin cemevine de gitsin her yere de gitsin. Cemevimizin kapısını kırdılar, dozer ile girdiler ve her şey yaptılar.
Siz eşitlik ve özgürlük istiyorsunuz.
Eve biz eşitlik istiyoruz. Camilerin suyu, elektriği nasıl ödeniyorsa bizim de öyle olsun istiyoruz. Nasıl namaz kılmak için camilere ihtiyaç duyuluyorsa cemevlerine de ihtiyaç var. İsteyen cemevine isteyen camiye gider. Biz kimseyi kısıtlamıyoruz.
Bu direncinizin ilham kaynağını nereden alıyorsunuz?
Biz bu direncin kaynağını Pir Sultan’dan, İmam Hüseyin’den, İmam Hasan’dan ve Kerbela’dan aldık. Fadime analarımız ve bütün analarımız Kerbela’dan bu yana aç, susuz kaldı ve yerlerde sürüldü. İşte bize bu yol oradan kaldı.
Nilgün METE-Haber
İsmet SEFER-Kamera
Yoruma kapalı.