PİRHA-Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan 78’liler Girişimi sözcüsü Celalettin Can’ın serbest bırakılması için, İstanbul Taksim’de bulunan Hill Hotel’de bir basın toplantısı düzenlendi. Toplantıda Celalettin Can’ın 26, 27 ve 28 Haziran tarihlerinde Silivri’de görülecek olan duruşmasına katılım çağrısı yapıldı.
Beş aydır Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan 78’liler Girişimi Sözcüsü ve HDP PM Üyesi Celalettin Can’ın ilk duruşması 26-27-28 Haziran tarihinde saat 09:00’da Silivri Cezaevi Adliyesi’nde görülecek. Can’ın serbest bırakılması için İstanbul Taksim’de bulunan Hill Otel’de basın açıklaması yapıldı. Açıklamaya, HDP milletvekili Hüda Kaya, İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, insan hakları savunucuları ve aydınlar destek verdi. Salona “Celalettin Can’a özgürlük” yazılı pankartlar asıldı.
“UMUTLARIMIZ BÜYÜK”
İlk sözü alan İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, Can’ın haksız tutuklanmasından dolayı üzgün olduğunu belirtti. Can’ın barış insanı aktivist bir kişi olduğunu belirten Türkdoğan, Türkiye’nin bunu unuttuğunu ülkeyi bu karabasanda tutmaya çalıştığını söyledi. Türkdoğan, dayanışma içerisinde bu özgürlüğe kavuşacağını umutlarının büyük olduğunu ve mücadeleye devam edeceklerinin altını çizdi.
“YAŞAMA HAKKI ELİNDEN ALINDI”
Arkasından söz alan Can’ın eşi Nimet Tanrıkulu, OHAL yüzünden birçok kişinin gözaltına alındığını ve Can’ın, cezaevinde bulunmasına neden olacak herhangi bir şeyin bulunmadığına dikkat çekti. Tanrıkulu, içerisinde Can’ın cezaevinden gönderdiği mektubun da bulunduğu bir yazı okudu. Yazıda Can’ın düşüncelerinden dolayı tutuklandığı bu düşüncelerini yetkililerin de önünde söylediği belirtildi. Can’ın görüşlerinin değişmediği ve yaşama hakkının elinden alındığının vurgulandığı yazıda iki yıldır süren OHAL’in artık kalkması gerektiği ve tutuklu bulunan tüm siyasetçilerin serbest bırakılması gerektiği ifade edildi.
“İNSANLIK DIŞI BİR DURUM”
Anayasa Profesörü İbrahim Kaboğlu da devletin yapmış olduğu bu tutuklamayı hukuk dışı bulduğunu söyledi. OHAL koşullarında insanların haklarının ellerinden alınmasının insanlık dışı bir durum olduğunu kaydeden Kaboğlu, Can’ın anayasanın 19’uncu maddesine aykırı hiçbir eyleme katılmadığını da söyledi. Kaboğlu, yürütme organın yargıya göre sorumluluğunun daha büyük olduğunu ve tutukluların da bu yüzden içeride olduğunu belirtti.
CEZAEVİ KOŞULLARI
Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Başkanı Şebnem Korur Fincancı ise siyaset ve yargının iç içe olmaması gerektiğini, yargının bağımsız olması gerektiğini çünkü muhalif olan herkese düşman gözüyle bakıldığını söyledi. Can’ın tutuklu olduğu cezaevinin yaşam koşullarından da bahseden Fincancı, zaten cezaevlerinde yer olmadığını ve suçsuz yere tutuklanan kişilerle cezaevlerinin nüfusunun maksimum seviyeyi de geçtiğini açıkladı. Oradaki koşulların kaygı verebileceğini, sağlıklı insanların bile içeriden hasta çıkabileceğini de belirten Fincancı, cezaevlerindeki doktorların da ruhsal ve fiziksel açıdan yetersiz olduğunu, uzman doktorlar yerine aydan aya değişmeli görev alan aile hekimlerinin çalıştırıldığını söyledi. Cezaevlerinden hastanelere sevk edilme konusuna da değinen Fincancı, sevk sürelerinin uzadığını, sevk edilen Can’ın kafes araçlarda sıkışık ve kelepçeli bir biçimde götürüldüğünü ve muayene sırasında jandarmaların kelepçeyi çıkarmadıklarını ve mahremiyete aykırı davrandıklarını belirtti. Ayrıca Fincancı, 80 cuntasından daha ağır şeyler gördüğünü ama 24 Haziran seçimlerinden sonra bütün siyasi tutukluları alacaklarını belirtti.
“EN KISA ZAMANDA ÇIKARACAĞIZ”
Araştırmacı, Yazar Erdoğan Aydın da Can’ın durumunun ne kadar kötü ve üzücü olduğunu ama 12 Eylül’ün en ağır koşullarında bile baskıyı nasıl geri püskürttüğünü bildiğini söyledi. “O yüzden gönlümüz biraz rahat” diyen Aydın, en kısa zamanda Can’ı ve tüm tutuklu siyasitçileri çıkaracaklarına inandığını söyledi.
DURUŞMAYA KATILIM ÇAĞRISI
Aydın’ın arkasından söz alan gazeteci Mehveş Evin, Can’ın tecrübelerinden ve birikimlerinden etkilendiğini duygulanmadan konuşma yapmasının çok zor olduğunu söyleyerek sözlerine başladı. Medyaya karşı kızgın olduğunu belirten Evin, Can’ın ne zaman tutuklandığını, yazdığı mektupların ve içeride neler olup bittiğine dair hiçbir şeyin medyada yer almadığını vurguladı. “Medyanın bu hale gelmesini engellemek için uğraşmalıyız” diyen Evin, Can’ın duruşmasına katılım çağrısı yaptı.
“26 HAZİRAN’DA ALACAĞIZ”
HDP Milletvekili Hüda Kaya da mecliste her fırsatta siyasi tutuklular konusunu dile getirdiklerini ancak olumlu bir cevap alamadıklarını belirtti. Kaya, Can’ın her zaman sorunlarını demokratik yollardan çözen bir insan olduğunu eli silahlı bir insan olmadığını söyleyerek 26 Haziran’da Can’ı alacaklarını çünkü bunu kalbinde hissettiğini vurguladı.
“SESİMİZİ YÜKSELTMELİYİZ”
Barış Akademisyeni Tahsin Yeşildere ise Can ile çok zaman geçirdiklerini Can’ın yaptığı işleri hep bilimsel yapmaya çalıştığını, akademisyenlerle çalışmayı çok istediğini ve Türkiye’nin barış sürecinde de birlikte görev yaptıklarını, barış için önemli adımlar attıklarını söyledi. “Demokrasiyi kalıcı olarak işlemek istiyoruz” diyen Yeşildere, Can’ın düşüncelerini özgürce ifade edebilen birisi olduğunu ve bu yüzden de içeride olmasının kendisini çok üzdüğünü belirtti. Yeşildere, “Sesimizi yükseltmeliyiz ve dayanışma içinde olmalıyız” ifadelerini kullandı.
“İNSANIN VAR OLMA MÜCADELESİ”
Barış Vakfından Hakan Tahmaz da Can’ın barıştan, özgürlükten yana olduğunu hukuk ve adalet için birçok şey yaptığını dile getirdi. Can’ın her yerde yaptığı konuşmalarda düşüncelerini özgürce ifade ettiği için tutuklu olduğunu kaydetti. Tahmaz, bu barış ve hukuk mücadelesinin, insanın var olma mücadelesi olduğunu söyledi. (HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.