PİRHA- DEM Parti İstanbul Milletvekili Celal Fırat, TBMM’de Kültür ve Turizm Bakanlığı bütçe görüşmelerinde yaptığı kapsamlı konuşmada, barış sürecinin gerektirdiği demokratikleşme adımlarını, kültür politikalarının yeni dönemde nasıl şekillenmesi gerektiğini ve Alevi toplumunun yıllardır süren taleplerini güçlü bir dille gündeme getirdi.
Salonun tüm renklerine seslenerek sözlerine başlayan Fırat, “Kimimiz Türk, kimimiz Kürt, kimimiz Alevi, kimimiz Sünni… Ama hepimiz bu toprakların evlatlarıyız” diyerek hem toplumsal birlik mesajı verdi hem de farklılıkların bir tehdit değil, ortak bir zenginlik olduğunu vurguladı.
“MİLLİ KÜLTÜR TEK BİR DİLLE, TEK BİR İNANÇLA AÇIKLANAMAZ”
Barış ve demokratikleşme sürecine işaret eden Fırat, bu sürecin sadece siyasetin değil tüm toplumun omuzlarında olduğunu ifade etti. Alevi kimliğiyle konuştuğunu belirterek Hacı Bektaş Veli’nin “Sevgi ile gelen her can hoştur” sözünü hatırlattı ve ekledi:
“Barış, silahların susması değildir. Barış, farklılıklarla birlikte var olabilme cesaretidir.”
Kültür ve Turizm Bakanlığı bütçesinin yüzde 90’ının “Milli Kültür” programına ayrılmasını eleştiren Fırat, bu yaklaşımın kültürel çeşitliliği yok saydığını söyledi.
Kürtçe, Lazca, Süryanice, Rumca, Zazaca, Alevilik gibi kimlik ve inançların folklor olarak görülemeyeceğini belirterek:
“Bu toprakların kültürü bir tanenin değil, bütün dillerimizin ve inançlarımızın toplamıdır.”
“ALEVİLİĞİ DÖNÜŞTÜRME PROJESİ OLAMAZ”
2024’te kurulan Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nı da değerlendiren Fırat, kurumun Alevilerin rızalığı olmadan yapılandırıldığını söyledi:
“Aleviler içi boşaltılmış bir kurumu değil, kendisinin iradesini tanıyan bir yaklaşımı ister. Alevilik, bin yıldır çoğulculuğun en güzel örneğidir. Alevilik yoktur, Alevilikler vardır.”
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’nın çalışmalarının yalnızca soydaşlık eksenine dayandığını belirten Fırat, Avrupa’da yaşayan milyonlarca Alevi ve Kürt’ün görmezden gelinemeyeceğini söyledi:
“Rojava’daki Kürtler, Avrupa’daki Aleviler bu ülkenin akrabası değil mi?”
Konuşmasının en sert bölümlerinden birinde hukuksuzluklara işaret eden Fırat, Selahattin Demirtaş’ın 9 yıldır cezaevinde tutulmasını hatırlatarak AİHM ve AYM kararlarının uygulanmamasını eleştirdi:
“Siyasetin eli adaletin terazisine değdiği için kantar bozuluyor.”
“SİLAHLAR SUSABİLİR AMA ZİHİNLERDEKİ ÖNYARGILAR KIRILMADAN BARIŞ OLMAZ”
Alevi köylerinin ve kutsal mekanlarının madencilik projeleriyle tehdit edildiğini, nefret söylemlerine yeterli işlem yapılmadığını vurgulayan Fırat, bu sessizliğin bireysel değil sistemsel olduğunun altını çizdi.
Fırat, barış sürecinin yalnızca güvenlik politikalarıyla değil, zihniyet dönüşümüyle mümkün olacağını söyledi:
“Diller eşit olmalı, inançlar özgür olmalı, hukuk herkese aynı nazardan bakmalı.”
Konuşmasını toplumsal birlik ve eşitlik çağrısıyla tamamlayan Fırat şu sözlerle Meclis’e seslendi:
“Bu ülkenin çatısı Demokratik Cumhuriyet olmalıdır. Zemini hukuk, direkleri eşitlik ve özgürlük…
Bu kez başaracağız.
Gerçek barış, birbirimizi olduğumuz gibi kucaklamaktır.”
Celal Fırat’ın konuşması hem içerdiği sert eleştiriler hem de barış vurgulu tonuyla Meclis gündeminde geniş yankı buldu.
HABER MERKEZİ
Yoruma kapalı.