PİRHA- Bursa Dersimliler Kültür ve Dayanışma Derneği, ÇEDES’e karşı düzenlediği dayanışma etkinliğine yoğun katılım olurken, etkinlikte yapılan konuşmalarda, tüm toplumsal kesimlerin ortak mücadelesine vurgu yapıldı.
Bursa Dersimliler Kültür ve Dayanışma Derneği, Bursa Merinos Kültür Merkezi’nde ÇEDES Eğitim Projesi’ne karşı dayanışma etkinliği düzenledi. Etkinliğe Bursa’dan cemevi başkanları, siyasi parti temsilcileri ve çeşitli sivil toplum kuruluşları katıldı.
Etkinlikte ilk konuşmayı yapan Dersimliler Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Murat Şengül, ÇEDES Eğitim Projesi’ne karşı toplumsal dayanışmanın önemine vurgu yaptı. Şengül, projenin eğitimin laik ve bilimsel temellerden uzaklaşmasına yol açtığını belirterek, Alevi toplumunun eğitimde maruz kaldığı asimilasyon politikalarına karşı verdikleri mücadeleyi de dile getirdi.
Şengül, “Eğitimde eşitlik ve adaletin sağlanması için bu tür projelere karşı durmak zorundayız. Bizler çocuklarımızın kendi inançlarıyla, kültürleriyle ve dilleriyle özgürce eğitim almasını istiyoruz” dedi.
“DOĞAMIZI KORUMAK HEPİMİZİN BOYNUNUN BORCUDUR”
Şengül, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“Değerli Dostlar, Sevgili Canlar, bu anlamlı etkinlikte bizleri yalnız bırakmayıp gecemize katılım sağladığınız için öncelikle hepinize teşekkür ediyorum. Sima Pero Piya Xer Ame. Canlar bildiğiniz üzere derneğimiz kuruluş amacına uygun olarak her yıl ihtiyaç sahibi üniversite öğrencilerine burs vermektedir. Burs öncesi bunun halkımıza duyurusu ve destek alınması amaçlı bu ve buna benzer etkinlikler düzenliyoruz. Bu gece vesilesiyle bizleri yalnız bırakmayıp her zaman destek sunan dostlarımıza, iş insanlarımıza huzurlarınızda bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Özellikle, günümüzdeki zor zamanlarda paylaşmanın, yardımlaşmanın, dayanışmanın öneminin daha da arttığı zamanlardır.
Yüzlerce yıldır iktidarların hışmına uğrayıp, yok edilmeye çalışılan bizler, birbirimize tutunarak bugüne gelmeyi başardık. Canlar Hz Ali’ye sormuşlar ‘Devletin Dini Var mıdır’, o da cevap vermiş ‘Devletin Dini Adalettir’. Adaletin, hukukun olmadığı, yargının adalet dağıtmak yerine siyasallaştırılıp, muhalifleri bastırma, sindirme aracı haline getirdiği bir dönemdeyiz. Halkın iradesiyle, seçilen belediye başkanları, hukuk ayaklar altına alınarak, tutuklanıp halkın iradesi gasp ediliyor. Bu haksızlığa, hukuksuzluğa, sessiz kalamayız. Toplumun değerlerini, inançlarını, taleplerini dikkate almayan iktidarın Dersim’e yönelik son saldırısı Munzur gözeleri ve Munzur vadisinin koruma statüsünü aşama aşama yok edip bu alanları talana açık hale getirmek istemesidir.
İktidara karşı değerlerimizi, doğamızı korumak hepimizin boynunun borcudur. Tüm dostlarımızı, bu noktada duyarlı olmaya çağırıyorum. Dünyayı kan gölüne çeviren, bütün zalimlere karşı başta Gazze ve Lübnan olmak üzere savaş makinesinin çarkları arasında öğütülmeye çalışılan mazlum halkların, yanında olmaya ve onların sözcüsü olmaya devam edeceğiz. Yine Hz. Ali’nin dediği gibi ‘Eğer zalim ısrarla zulme devam ediyorsa bil ki sonu yakındır. Eğer mazlum da ısrarla direniyorsa bil ki zafer yakındır.’ Aydınlık güzel günlere olan inancımla hepinizi selamlıyor, keyifli, güzel bir etkinlik geçirmenizi diliyorum.”
Etkinlikte, cemevi başkanları ve diğer sivil toplum kuruluşları temsilcileri de kısa konuşmalar yaparak, ÇEDES Eğitim Projesi’nin olumsuz etkilerini ve projeye karşı dayanışma içinde olmanın gerekliliğini vurguladılar.
Şengül’ün ardından söz alan Dersim Dernekler Federasyonu (DEDEF) Başkanı Ali Rıza Bilir, mevcut siyasal iktidarın rant uğruna doğa alanlarını talan ettiğini belirtti. Bilir, Munzur Gözeleri’nin koruma statüsünün düşürülmesinin arkasında yatan nedenin, Türk-İslam sentezinin dayatılması olduğunu ifade ederek, “1 Kasım’da Dersim Dernekleri Federasyonu olarak bu duruma açıktan ret verdik ve halkımızla Munzur Gözeleri’ne giderek doğamızın talan edilmesine hep birlikte karşı çıktık” dedi.
“SALDIRILARINIZA BOYUN EĞMEYECEĞİZ”
Bilir, Dersimlilerin birlikte hareket etmesi gerektiğini vurgulayarak, “Hepimizin çıkar yolu, birlikte dayanışmak ve ortak hareket ederek haksızlığa, hukuksuzluğa, adaletsizliğe karşı çıkmaktan geçer” dedi. Ayrıca, Dersim halkının tarih boyunca baskılar ve acılar yaşadığını belirterek, “Geçtiğimiz günlerde İYİ Parti’nin başkanı, Dersim’de yaşanan katliamla ilgili hem Seyit Rıza’ya hem de diğer önderlere dil uzattı. Biz ölümden korkmuyoruz ve saldırılarınıza boyun eğmeyeceğiz” diye ekledi.
Bilir, devletin eğitim politikalarını eleştirerek, “Devletin, Milli Eğitim Bakanlığı’nın öğrencilerin sorunlarını çözmesi gerekirken, onları faşist ve ırkçı ideolojilerle asimile etmeye çalışıyorlar. Bizler, doğamızı, kültürümüzü ve inancımızı korumak için kararlıyız,” dedi. Bilir, Dersim Dernekleri Federasyonu olarak 26 yıldır birlikte hareket ettiklerini ve her alanda demokratik mücadelenin yükseltilmesi için çaba sarf ettiklerini belirtti.
“DOĞAMIZI, KÜLTÜRÜMÜZÜ VE İNANCIMIZI KORUMAK İÇİN KARARLIYIZ”
CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş da etkinlikte bir konuşma yaptı. Yeşiltaş, mevcut siyasal iktidarın politikalarını eleştirerek, “İşsizlik ve yoksulluğun had safhada olduğu bir aşamada, mevcut siyasal iktidar rant uğruna doğa alanlarını talan edercesine kapitalist sistemin hizmetine sunmaya çalışmaktadır,” dedi. Yeşiltaş, Munzur Gözeleri’nin koruma statüsünün düşürülmesinin temel sebebinin, Türk-İslam sentezinin dayatılması olduğunu belirtti. “Bizler, doğamızı, kültürümüzü ve inancımızı korumak için kararlıyız” diye ekledi.
“MÜCADELEYİ DAHA DA BÜYÜTECEĞİZ”
Yeşiltaş, konuşmasında ayrıca şunları söyledi:
“Çok zor günlerden geçiyoruz, biliyorum. Korkutmaya çalışıyorlar, sindirmeye çalışıyorlar, halkın iradesini gasp etmeye çalışıyorlar. Ama bir şeyi unutuyorlar: Biz bu topraklarda Kerbela’da Hüseyin’dik, teslim olmadık. Biz bu topraklarda Hallacı Mansur’duk, Nesimi’ydik, darağaçlarında Pir Sultan’dık, teslim olmadık. Biz bu topraklarda idam sehpalarında Deniz’dik, Hüseyin’dik, Yusuf’tuk, teslim olmadık. Ve bu topraklarda Gazi’de, Çorum’da, Sivas’ta, Madımak’ta teslim olmadık. Bir şeyi unutuyorlar: Eğer bir zulüm varsa, o zulmün karşısında direnecek yürekli milyonlarca insanın olduğunu unutuyorlar. Bir kez daha hatırlatacağız: Boyun eğmeyeceğiz, bizi teslim alamayacaksınız. Biz sizin yarattığınız bu zulmün karşısında Türkiye’nin bütün ezilenleri, AKP-MHP ittifakına karşı olan herkes bir arada olacağız ve omuz omuza bir yoğunlaşmış anlayışıyla mücadeleyi daha da büyüteceğiz ve teslim olmayacağız. Mücadeleyi daha da büyüteceğiz. Buradan size söz olsun: Nerede bir haksızlık varsa, nerede bir zulüm varsa hepimiz orada olacağız. Hepimiz birlikte bu ülkeyi daha yaşanabilir, birlikte kardeşçe, barış içinde yaşayacağımız bir ülke yaratacağız. İnanın başaracağız. Gündüzlerinde sömürülen, gecelerinde aç yatılmayan bir ülkeyi birlikte inşa edeceğiz. Andolsun bunu yapacağız, birlikte yapacağız, birlikte güçlü bir Türkiye yaratacağız.
Değerli dostlar, her gün bir şeyle, her gün başka gündemlerle asıl gündemi unutturmaya çalışıyorlar. Bu ülkenin şu anda en önemli gündemi yoksulluk, işsizlik. Yani 12.500 TL emekli maaşıyla geçinmeye ve açlığa mahkum ettiğiniz emekliler, 17.500 TL asgari ücretle ev kirasını bile ödeyemeyen işçiler. Bunun üzerindeki bütün o algıları unutturup insanların yoksulluğunu unutturup her sabah başka başka bir gündemle uyanıyoruz. Bir sabah kalkıyoruz, bir kadın surlardan aşağı atılmış. Bir sabah uyanıyoruz, 6 yaşındaki bir çocuğu öldürmüşler ve kimin öldürdüğünü bile ortaya çıkaramayacak kadar her şeyden yoksunlar. Bir sabah uyanıyoruz, bakıyoruz minicik bebeklerimizi, yeni doğan bebeklerimizi koruyamıyoruz. Onların üzerinden para kazanan çeteler oluşmuş ve o çeteler, o çeteler savcıyı bile makamında tehdit edecek kadar güçlü bir duruma gelmişler. Yani her sabaha yeni bir gündem. Yani çocuklarımızı koruyamıyoruz, gençlerimizi koruyamıyoruz, kadınlarımızı koruyamıyoruz, bebeklerimizi koruyamıyoruz. Yani bu ülkede çürümüşlüğün artık en son noktasını yaşıyoruz. İşte mesele şimdi bu çürümüşlüğü, oluşan bu olumsuzluğun, bu ülkenin yarattığı, bu ülkeyi yönetenlerin yarattığı bu tahribata karşı hiç kimseyi yalnız bırakmadan, birlikte, hep birlikte, yani tek bir insanımızı bile ötekileştirmeden kardeşçe, birlikte bir mücadeleyi büyüteceğiz ve o mücadeleyi büyüterek, büyüterek o zulme karşı, o haksızlıklara ve hukuksuzluklara karşı birlikte mücadele edeceğiz.”
“BİZ DOĞRUDAN, BİZ YÜREKTEN, BİZ CESARETTEN YANAYIZ”
Yeşiltaş’ın ardından CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal yaptı. Orhan Sarıbal konuşmasında, “Oradaki mücadeleden, oradaki dirençten, Munzur Çevre Platformunun selamını getirdim. Dersim’den Muzur’dan, oraya gelen yürekli insanlar vardı, onları bir kez daha buradan canı gönülden selamlıyorum. Çok kıymetliydi. Hedefin bir alt birimi olan Bursa Dersimliler Derneği Başkanı Murat başta olmak üzere, hepinizin canı gönülden kutluyorum” dedi.
Sarıbal, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yoksulluğun, işsizliğin egemen olduğu bir dönemdeyiz. Ama demedik mi, çocuklarımız için bir şeyler yapacağız? Demedik mi, torunlarımız için bir şeyler yapacağız? Bu çevre mücadelesini, emek mücadelesini, halkçı ve demokratik bir düzeni biz aslında kendimizden çok gelecek kuşaklar için istiyoruz. O yüzden ekmeğimizden, lokmamızdan kısarak çocuklarımızı okutacağız. Onlar umudu nerede görüyorlarsa, oraya gitsinler, yolları açık olsun ama bize düşen onların yanında olmak, bu dayanışmayı büyüterek her zaman, her yerde olduğu gibi önce kendimize güvenmek, gücümüze ve inancımıza sarılmaktır.”
Orhan Sarıbal, Alevi toplumunun dünyanın en onurlu toplumlarından biri olduğunu belirterek, “Her türlü kötülüğe, baskıya, zulme maruz kalsalar da onlar da biliyor, biz de biliyoruz. Biz doğrudan, biz yürekten, biz cesaretten yanayız. O korkaklar da bunu biliyor. Yeter ki biz cesaretimizi yan yana tutmaya devam edelim.” ifadelerini kullandı.
“ALEVİ BEKTAŞİ CEMEVİ BAŞKANLIĞI’NI TANIMIYORUZ”
Dersimliler Kültür ve Dayanışma Derneği’nin düzenlediği etkinlikte, DEDEF Kadın Meclisi adına konuşan Melek Arı, kadınların mücadelesine dair önemli mesajlar verdi. Bursa Dersimliler Kadın Meclisi ve Bursa Alevi Kadın Platformu olarak, 22 yıldır kadını yok sayan zihniyete karşı mücadelelerini yükselttiklerini belirten Arı, etkinlikte yer alan herkesi selamladı ve kadınların gücüne dikkat çekti.
Arı, kadın ve politikanın ayrılmaz bir bütün olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi:
“Kadın politiktir. Biz Dersimli kadınlar, Alevi kimliğimizle kutsallarımıza ve inanç merkezlerimize sahip çıkıyoruz. Asimilasyona ve yozlaşmaya karşı tüm inanç merkezlerimizle birlikte, AKP eliyle kurulan Alevi Bektaşi Cemevi Başkanlığı’nı tanımıyoruz. Çevremize duyarlıyız ve değerlerimize sahip çıkıyoruz. Bu nedenle okullarda uygulanan ÇEDES eğitimine karşıyız. Demokrasi, laiklik, bilimsel ve parasız eğitim için tüm demokratik kitle örgütlerini ve cemevlerini, bu yozlaşma karşısında mücadeleye davet ediyoruz.”
Kadınların, cinsiyet ayrımı gözetmeksizin her alanda eşit haklar için mücadele etmeleri gerektiğini söyleyen Arı, “Biz kadınlar, yalın ayak, başı açık, cinsiyet ayrımı yapmaksızın tüm kadın yoldaşlarımızı ve demokratik kitle örgütlerini bu mücadeleye davet ediyoruz. Öğretmen, okula; hoca, camiye şiarıyla birleşerek, katliam ve yozlaşmaya karşı mücadelemizi yükseltiyoruz” şeklinde konuştu.
Bursa Kadın Platformu’nun kadın cinayetlerine ve çocuk istismarlarına karşı başlattığı yaşam nöbetleriyle ilgili de bilgi veren Arı, Dersimli kadınların mücadelesinin süreceğini ve her zaman kimliklerine, inançlarına sahip çıkacaklarını vurguladı.
“Biz korkmuyoruz, itaat etmiyoruz, susmuyoruz!” diyen Arı, “İstanbul Sözleşmesi bizimdir, vazgeçmiyoruz! Beş yıldır kaybolan Gülistan Doku’nun nerede olduğunu hâlâ öğrenemedik, bunun cevabını bekliyoruz. Jin Jiyan Azadi! Kadın yaşam özgürlüktür! Kadın olmadan devrim olmaz, devrim olmadan kadın kurtulmaz diyoruz!” diyerek sözlerini tamamladı.
PİRHA/BURSA
Yoruma kapalı.