PİRHA- Partisinin grup toplantısında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, ittifaklar konusuna değinerek başka bir Türkiye’nin ve yönetimin mümkün olduğunu söyledi. Grup toplantısında söz alan abla Aygül Doku ise, “Biz Gülistan Doku’yu bulmadan, bize karanlığı yaşatanlar adalet önünde hesap vermeden teslim olmayacağız” dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Meclis’te partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
HDP grubunun toplantısına Dersim’de 5 Ocak 2020’den bu yana kayıp olan Munzur Üniversitesi öğrencisi Gülistan Doku’nun ailesi de katıldı. Toplantıda söz alan abla Aygül Doku, kardeşinin 781 gündür kayıp olduğunu söyleyerek, ‘Gülistan’ın hesabını sormadan ölmeyeceğim’ diye konuştu.
“BÜTÜN DİLLER ÖZGÜR OLMALIDIR”
Buldan, 21 Şubat Dünya Anadil Günü’nü kutlayarak sözlerine başladı. Buldan, ana dilin yaşam, özgürlük olduğunu belirterek, bütün dillerin özgür olması gerektiğini vurguladı.
Dillere yönelik her türlü saldırı ve asimilasyon girişiminin insanlığın varlığına yönelik bir saldırı olduğunu ifade eden Buldan; “Bu nedenle anadili mücadelesi vazgeçilmezdir. Bir kez daha anadili uğruna mücadele verenleri selamlıyor, bizler de bu mücadeleye dâhil olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Anadillerin anayasal güvenceye alınması, anadilde eğitim hakkı bugün Kürtler başta olmak üzere Lazların, Çerkezlerin, Asuri, Süryani, Keldanilerin ve Mıhellemilerin siyasal ve toplumsal alandaki en temel talebidir. Ancak ne yazık ki, yüz yıllık inkâr politikalarının halen devam ettirilmesinden kaynaklı bugün Türkiye’de birçok dil kaybolma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Bu durum bir bütün olarak coğrafyamızın kültürel çeşitliliğini ortadan kaldırmakta, ülkeyi bir diller mezarlığına çevirmektedir” şeklinde konuştu.
“ADALET UMUDUNU KARARTMAK İSTİYORLAR”
Bir toplumu ve ülkeyi çökertmenin ilk yolunun önce umudu çökertmek olduğunu dile getiren Buldan sözlerine şu şekilde devam etti:
“Dikkat ederseniz, AKP-MHP iktidarının tüm politikaları halkın umudunu hedef almaktadır. Cezaevlerinde ölüme terk etme politikasıyla insanların umut hakkını yok etmeye çalışıyorlar! Tahliye edilmesi gerekirken cezaevinde tutulan hasta tutsakların ölüm haberleri gelmeye devam ediyor. İçeriden sağ çıkma umudu ağır saldırı altındadır. Açlıkla, yoksullukla, işsizlikle insanların refah içindeki bir gelecek umudunu hedef alıyorlar. Tecritle, çözümsüzlük ve çatışma siyasetiyle barış umudunu saldırı altında tuttuklarını görüyoruz! Hak ve özgürlükleri hedef alarak demokrasi umudunu söndürmek istiyorlar. Bunun farkındayız. Hukuksuzluğa yayarak, adalet umudunu karartmak istiyorlar.
“GÜLİSTAN DOKU İÇİN ARAŞTIRMA KOMİSYONU KURULSUN TEKLİFİNDE BULUNACAĞIZ”
780 gündür kayıp olan Gülistan Doku’nun ailesinin Meclis’e, adalet aramaya geldiğini kaydeden Buldan; “Karanlıkta bırakılan Gülistan’ın bulunması için Meclis’i göreve çağırmak üzere ailemiz burada. Feryatlarının duyulmasını istiyorlar. Bu feryat hepimizin ortak çığlığıdır. Buradan ben de bir kez daha soruyorum: Gülistan Doku 780 gündür nerededir? Buradan parlamentoyu göreve çağırıyorum, göreve davet ediyorum. Bu ailenin çığlığına kayıtsız kalmayın. Karartmaya ortak olmayın diyorum! Arkadaşlarımız yarın bir araştırma önergesi vererek Doku’nun kaybolmasının araştırılması yönünde bir teklifte bulunacak. Burada bütün partilere sesleniyorum, bu araştırma önergesini destekleyin ve araştırma komisyonu kurulsun” ifadelerini kullandı.
“SALDIRI VE BASKILAR İKTİDARIN SEÇİM ÇALIŞMASIDIR”
Geçen hafta Adana-Yüreğir’de HDP ilçe binalarına yönelik yapılan silahlı saldırıyı hatırlatan Buldan şunları aktardı:
“Bu saldırı da tıpkı İzmir il binamızda Deniz Poyraz yoldaşımızın katledildiği İzmir saldırısının bir devamıdır. İstanbul-Bahçelievler’deki silahlı ve bıçaklı saldırı gibi, özellikle 2015’ten bu yana belli odaklar tarafından yürürlüğe konulan planlı-sistematik saldırıların bir parçasıdır. Yine Bingöl Karlıova’da ve daha birçok yerde sabahın köründe evlere baskın yaparak insanlarımızı darp ettiler. Arkadaşlarımızı hukuksuz bir şekilde tutukladılar. Bu saldırıların amacını gayet iyi biliyoruz. Korkutma, sindirme, toplumu susturma ve iktidarın politikalarına boyun eğdirmedir. Parti binalarımıza yapılan baskınlar, düzenlenen saldırılar, açılan kumpas davaları ve hukuksuz tutuklamalar aynı zamanda iktidarın bir seçim çalışmasıdır. İktidarın talimatıyla hukuku çiğneyerek o baskınları düzenleyenler, iktidarın siyasi militanlarıdır ve AKP adına seçim çalışması yürütmektedirler.”
“BÖYLESİ BİR TALAN VE SOYGUN DÜZENİ İNANIN Kİ TARİHTE GÖRÜLMEDİ”
‘Karanlıktan, zulümden, hukuksuzluklardan beslenen bir yönetim anlayışının ekonomiyi tabi ki iyi yönetmesi beklenemez’ diyen Buldan yaşanan ekonomik krize değinerek şunları ifade etti:
“Yüksek zamlarla, insanları beslenmeyle ısınma arasında bir tercihe zorlayan böylesi bir talan ve soygun düzeni inanın ki tarihte görülmedi. Halka her gün acı reçete içirirken, kendileri ise haksız zenginleşmeyle, israfla, yolsuzlukla, kamu kaynaklarını hortumlamaya devam ediyorlar. İnsanlarda yaşama sevinci bırakmadılar. Hal böyleyken AKP Genel Başkanı çıkmış, ‘Ülkenin kazancından hep birlikte faydalandığımıza göre, külfeti de beraberce omuzlayacağız’ diyebiliyor. Cefayı çeken emekçi yoksul halktır. Ama sefasını yaşayan ise Saray iktidarıdır! Sürdükleri sefanın faturasını halka ödettirme sinsiliği peşindeler.”
“SARAYINIZIN BİTMEK BİLMEYEN İSRAFINI BİR KESİN”
Halkın icralık, borçlu, işsiz, umutsuz, mutsuz, yoksul, aç ve öfkeli olduğunu söyleyen Buldan; “Halkı iliklerine kadar sömürdünüz. İnsanların bir canı kaldı. Daha neyin fedakârlığını istiyorsunuz? Hangi yüzle bunu istiyorsunuz. Önce bir yüzünüz olsun! Bunlarda yüz ne gezer? Bunlar yüzsüzdür. Halktan fedakârlık isteyeceğinize; önce 5’li çetenize para pompalamayı bir durdurun. Sarayınızın bitmek bilmeyen israfını bir kesin. Çifter maaşları, eş dost akrabaya dağıttığınız kamu ihalelerini durdurun. Müteahhitlere geçilmeyen köprü ve otoyollar için yaptığınız ödemeleri durdurun. Savaşa-çatışmaya kaynak harcamayı sonlandırın! Bunları yaparsanız halk bir nebze de olsa rahat bir nefes alır” diye konuştu.
“BAŞKA BİR TÜRKİYE MÜMKÜN”
Kadınların eşitliğe ve özgürlüğüne kavuştuğu, sokaklarda katledilmediği, emekçilerin, emeklilerin, işçilerin insanlık onuruna uygun, alın teri ve emeğinin karşılığını aldığı, kimsenin yoksul kalmadığı, açlık yaşamadığı, ülke kaynaklarının eşitçe paylaşıldığı, herkesin doyduğu, işçilerin özgürce örgütlenebildiği, sendikalaşabildiği, gençlerin kendi gelecekleri hakkında söz, yetki ve karar sahibi olduğu, Kürt sorununun diyalog ve müzakereyle çözüldüğü, onurlu bir barışın sağlandığı, Alevilerin, tüm inançların inanç özgürlüğünü yaşadığı, doğanın, suyun, ağaçların hakları olacak, derelerin özgürce aktığı, kutuplaşmanın değil, kucaklaşmanın, nefretin değil sevginin kazanacağı, başka bir Türkiye’nin mümkün olduğunu vurgulayan Buldan; “Bunu hep birlikte başaracağız diyoruz. Kazanacağımız günler yakındır. Bu yolun sonunda, halklarımızın özlediği bir demokrasi ülkesini hep birlikte yaratacağız. Yeter ki umutlu olalım! İnanın ki bu günler geççek. Ev roj jî wê derbas bibin” dedi.
“21 YAŞINDA GENCECİK BİR KADINI KARANLIKTA BIRAKMAYIN”
Buldan’ın konuşmasının781 gündür kayıp olan Gülistan Doku’nun ablası Aygül Doku kürsüye çıktı. Duyarlı tüm kesimlere çağrı yapan abla Doku; “Bu süreçte o kadar acı çektim ki. 5 Ocak’tan önce böyle olayları bilmezdim. Siz olsaydınız, siz de bunlara maruz kalırdınız. Yarın öbür gün Gülistanınızı karanlıkta aramayın diye benim yaşadıklarımdan dolayı sesleniyorum. Kimliğiniz, ırkınız ne olursa olsun yarın siz de bu acıyı yaşayacaksınız belki. Bunu üzülerek söylüyorum. Devlet yetkililerine de çağrıda bulunmak istiyorum. Gülistan sizin kızınız değil, hangi cümleyi kurarsam kurayım, sizin yüreğinize dokunamayacağım. Benim tek istediğim, 21 yaşında gencecik bir kadını karanlıkta bırakmamanızdır. Gülistan’ın karanlığına sahip çıkmalıyız, Gülistan’ı karanlıkta bırakırsak umudumuzu tüketeceğiz. Ben bu acıya teslim olduğum gün öleceğim. Ama şunu bilin ben size bunun hesabını sormadan and olsun ki ölmeyeceğim” şeklinde konuştu.
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.