PİRHA-HDP Antalya Milletvekili Kemal Bülbül, Milli Eğitim Bakanlığı’nın Plan, Bütçe Komisyonu görüşmelerinde yaptığı konuşmada, “Eğitim ortamı bir asimilasyon, bir ötekileştirme, bir yabancılaştırma, bir rencide etme, bir bastırma, susturma, bir de-moralize etme ortamı olamaz” dedi. Bülbül, AİHM’nin zorunlu din dersi ile ilgili verdiği kararın derhal uygulanması çağrısında bulundu.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Antalya Milletvekili Kemal Bülbül, Milli Eğitim Bakanlığı’nın Plan, Bütçe Komisyonu görüşmelerinde eğitime dair değerlendirmede bulundu.
“ÖĞRETMENLİK MESLEK YASASI ÇIKARILMALIDIR”
Özel okullar ve rehabilitasyon merkezlerinde çalışan öğretmenlerin ‘imdat’ diye bağırdığını ifade eden Bülbül, ‘Öğretmenlik Meslek Yasası’ çıkarılması gerektiğini söyledi.
“ÖĞRETMEN BİLDİK BİR DEVLET MEMURU DEĞİL, EĞİTİM VE BİLİM İNSANIDIR”
Öğretmen bildik bir devlet memuru olmayıp, aslında bir eğitim ve bilim insanı olduğunu vurgulayan Bülbül, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Öğretmenler günü yaklaşıyor. Öğretmenler günü ile ilgili sadece kutlamak dışında bir şey olmalı, hem de bu pandemi sürecinde. Bu kadar psikolojik bunalımın, yoğunlaşmanın olduğu bir dönemde öğretmenler günü ile ilgili mutlaka bir şey yapmalısınız. 30 yıl öğretmenlik yaptım herhalde bir alışkanlık olmalı. Bir okul gördüğüm zaman hemen durup okulun bahçesini izliyorum. Şu anda okulun bahçesini izlediğimde durum nedir biliyor musunuz? Öğrenciler başını öne eğmiş dolaşıyorlar, öğretmen başka bir yerde. Bir diyalog yok, bir moralsizlik var, bir atalet, bir bastırılmış, bir psikolojik çöküntü hali var. Buna bir çare gerekiyor, buna bir çıkış gerekiyor. Bu çıkış kesinlikle Milli Eğitim Bakanlığı’nın yapacağı çeşitli etkinlikler, sanatsal etkinlikler, kültürel etkinlikler kapsayıcı okulu adeta bir kültür sanat alanına çevirme bu bunalıma aşmak için çok yararlı olacak, diye düşünüyorum.”
Atanamayan öğretmenlerin durumuna dikkat çekip, intiharların arttığını belirten Bülbül, “Acıdır, ayıptır, günahtır” dedi.
“ZORUNLU DİN DERSLERİ İLE İLGİLİ AİHM BİR KARAR VERMİŞTİR VE BU KARAR DERHAL UYGULANMALIDIR”
Zorunlu din dersine, KHK ile ihraç edilen emekçilere de değinen Bülbül, şunları kaydetti:
“Bu yaşayan diller ve lehçelerle ilgili yaşayan diller yaşamayınca mı bir çözüm bulunacak. Bu yaşayan diller kavramı da ilginç. Bir şey yaşıyorken bari bir çözüm bulalım da yaşasın, yaşamaya devam etsin. Seçmeli denilen ama aslında bir türüz abi ücret haline getirilen dersler var. Okul idareleri sistematik olarak bunu dayatıyor iyi denetlemesi gerekiyor. Sayın bakanım soru önergelerimize de baştan savma cevaplar veriliyor. Konuyla alakalı olmayan bir cümleyle geçiştirilmiş şekilde. KHK zulme dönüştü, KHK ile işinden ihraç edilen ve başka bir işte çalışma olanağı bulamayan kişiler ne yapacak. Barış akademisyenleri, bilim insanları vs. Dezavantajlı çocukların bu dezavantajların içerisinde siz mültecileri, farklı etnik kimlikleri, farklı inanç gruplarını da lütfen dâhil ediniz. Zorunlu din dersi ile ilgili söylediğimizde siz diyorsunuz ki bu TBMM’nin işi. Hayır. AHİM zorunlu din dersi ile ilgili bir karar vermiştir ve bu karar uygulanmamaktadır. Ayrıca Dünya Çocuk Hakları Sözleşmesinde çekince koyduğunuz maddelerin süresi dolmuştur. Bu çekince kalkmalıdır ve Dünya Çocuk Hakları Sözleşmesi ülkede bir bütünüyle uygulanmalıdır. Eğitim ortamı bir asimilasyon, bir ötekileştirme, bir yabancılaştırma, bir rencide etme, bir bastırma, susturma, bir de-moralize etme ortamı olamaz. Bu çağda nüfusu milyonlarla açıklanan inanç gruplarını ve etnik kimliklerin anadilde eğitimi ve inancı ile ilgili yasak varsa hala bu kanunla açıklanamaz, bu suçtur. Avrupa insan hakları Mahkemesi nezdinde de dünya insan hakları sözleşmesi, çocuk hakları sözleşmesi ve Türkiye’de yürürlükte olan bir takım yasalar nezdinde de suçtur. Dolayısıyla bir an önce anadilde eğitim olmalı, anadilde eğitimi engellenmiş olan örneğin Kürt çocukları ve Alevi çocuklarının eğitim programına kendi inançları doğrultusunda bir şeyler yansıtılmalı. Günümüzde çoğulcu, katılımcı, çok kimlikli, çok kültürlü, çok inançlı toplum bağlamında inançları, kültürleri, dilleri esas alan, tanıyan ve uygulayan bir eğitim programı gereklidir.”
Cebrail ARSLAN/ANKARA
Yoruma kapalı.