PİRHA-Diyanet İşleri Başkanlığı bütçesine ilişkin TBMM’de konuşan HDP Antalya Milletvekili Kemal Bülbül, “Yunus’tan, Mevlana’dan bahsedip de, ardından ayrıştırmak münafıklıktır” dedi. Bu münafıklığı yapanın da Diyanet İşleri Başkanlığı olduğunu belirten Bülbül, “Her konuda fetva veriyor. Bu ülkede mezarlıklar yerle bir edildi. Çocuklar katledildi. Bir insanın cesedi kutunun içinde evladına gönderildi. Diyanet bunlara ses etmedi. İşte bu münafıklığın kendisidir” dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Antalya Milletvekili Kemal Bülbül, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bütçesi üzerine konuştu.
Bülbül konuşmasına, “Ben bu ülkede kendi inancımla eşit yurttaş olmak istiyorum. İnancımı özgür bir şekilde yaşamak istiyorum” diyenler, kimlik, cinsiyet, kültür ayrımı yapmaksızın hakkı, hakikati, adaleti yaşama indirgemeye çalışanlara selamlar” diyerek başladı.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kuruluşuna değinen Bülbül, “Diyanet, 3 Mart 1924 tarihinde kurulmuş. Lâkin aslında 1424’te Şeyhülislamlık olarak kurulmuş. Aslında öyle de değil. Osmanlı’nın ilk Şeyhülislamı, “Devleti yaşat ki, insan yaşasın” diye söylediği ve oradaki devleti ceberrutluğa, tekçiliğe, ırkçılığa teşmil ettiği Şeyh Edebali’yi bilmek lazım” ifadelerini kullandı.
“YUNUS’TAN BAHSEDİP, İNSANLARI AYRIŞTIRMAK MÜNAFIKLIKTIR”
UNESCO tarafından 2021 yılının Hacı Bektaş Veli, Ahi Evran ve Yunus Emre yılı ilan ettiğini hatırlatan Bülbül, şunları söyledi:
“Ama sizler insanları ayrıştırıyorsunuz. Yunus’tan, Mevlana’dan bahsedip de, ardından ayrıştırmak münafıklıktır. Bu münafıklığı yapan politikaları, fetvalarıyla dibe vuran Diyanet İşleri Başkanlığı’dır. Her konuda fetva veriyor. Nedir? “Kadınlar, kocalarınıza itaat edin” fetvası. “Yoksulluğa takva ile cevap verin” fetvası. Öğrenci için, tütün için, deniz ürünleri için fetva. Bu memlekette yoksulluk, açlık, işsizlik ve din adını kullanarak vakıflarda eğitim yapan çocukların taciz edildiği yerler var. Her gün kadınların taciz edildiği bir ülke var. Bununla ilgili neden bir şey söylemiyorsun? Diyanet İşleri Başkanlığı yapısal bir sorun yaşıyor. Diyanet’te olan her şeyi devlette görebilirsiniz. Dışişleri var, İçişleri var. Devletteki bütün kurumlar, Diyanetin içine yerleştirilmiş. Diyanet; Güney Afrika’dan Sibirya’ya, Çin’den Amerika’ya kadar misyonerlik görevi yapıyor. 146 yıllık bütçe yapımında Alevi inancına ve farklı inançlara bütçeden pay ayrılmıyor.”
“ROMANCA, ARAPÇA, KÜRTÇE İBADET ETMEK YASAK”
“Romanların, Arap Alevilerin, Kürt Alevilerin anadilde ibadet sorunu var” diyen Bülbül, Romanca, Arapça, Kürtçe ibadet etmenin yasak olduğunu söyledi. Bülbül, şöyle konuştu:
“Hünkâr Hacı Bektaş’a övgüler dizen ve bu yılı Hünkâr Hacı Bektaş yılı olarak kutlayan zihniyet nasıl oluyor da 72 milleti birbirinden ayrıştırıyor. Romanları, Arapları, Kürtleri yok sayıyorsun. Şafi Kürtlerin inancı Hanefilikten farklıdır. Diyanet asla Hanefi içtihatlarına göre inanç ve ibadet yöneten bir kurum değildir. Hanefi olacaksınız ama saraya fetva vereceksiniz. Hanefilik de kirletilmiştir. Bu ülkede Alevilik ve Şafilik yasaklanmış, tekke ve dergahlar kapatılmıştır, Kürtçe eğitim veren medreseler de kapatılmıştır. Diyanete söylüyorum: Senin inancın altın da benim inancım tunç mu?
“OSMANLI EN BÜYÜK ZULMÜ TÜRK HALKINA YAPTI”
Bu ülkede mezarlıklar yerle bir edildi. Çocuklar katledildi. Bir insanın cesedi kutunun içinde evladına gönderildi. Diyanet bunlara ses etmedi. İşte bu münafıklığın kendisidir. İşte bu dini siyasete alet etmenin ta kendisidir. Zulüm tipi başkanlığın adı Türk tipi başkanlık olur mu? Osmanlı en büyük zulmü Türk halkına yaptı. Türkmen halkını sürüm sürüm süründürdü. Türkmen halkını toplu katliama tabi tuttu. Türkmen halkının inancını kabul etmedi.
“NEDEN PİR SULTAN’IN DİVANINI KURMUYORUZ?”
Ey insanlık neden Pir Sultan’ın divanını kurmuyoruz? 72 millete bir nazarla bakan, bütün halkların ve inançların hakkını teslim eden Pir Sultan’ın divanını kuralım. Kardeşçe eşit yaşayalım. Herkes hakkını alsın. Öbür tarafa kalmasın.”
PİRHA/ ANKARA
Yoruma kapalı.