PİRHA- HDP Antalya Milletvekili Kemal Bülbül, Meclis Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada Kürt sorununa bir an önce çözüm getirilmesini, eşit yurttaşlığın, adaletin sağlanması gerektiğini söyledi. Bülbül ayrıca Seçim Yasası’nı da eleştirerek, seçim barajının sıfırlanmasını, herkesin Meclis’te temsil edilmesini istedi.
HDP Antalya Milletvekili Kemal Bülbül, 31 Mart’ta TBMM Genel Kurulu’nda “Kürt Sorunun Çözümü ve Seçim Yasası” ile ilgili konuştu.
Bülbül, 31 Mart 1947’de -bugün- Mahabad Kürt Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Gazi Muhammed, Başbakanı Hacı Baba Şeyh ve Savunma Bakanı Muhammed Hüseyin Han İran şahlık rejimi tarafından idam edilerek insanlığa ve Kürt halkına karşı bariz bir suç işlendiğini belirterek, bir an önce Kürt sorununa, İran’da, Türkiye’de, Irak’ta ve Kürtlerin yaşadığı her yerde çözüm getirilmesini, eşit yurttaşlığın, özgürlüğün, adaletin sağlanması gerektiğini söyledi.
Seçim yasasındaki 8’inci maddenin çekilmesini isteyen Bülbül, maddenin neden çekilmesi gerektiğini şöyle açıkladı:
“Neden çekilmelidir? Zira, 8’inci madde, adrese dayalı yurttaş tespiti diye bir şey varken buna dair anlaşılması güç, anlaşılmaz birtakım düzenlemeler yapmakta. Oysa Yüksek Seçim Kurulunun -bakınız- Nüfus ve Vatandaşlık İşleri tarafından sürekli düzenlenen yurttaş bilgilerine hemen ulaşabilmesi mümkün iken buna dair ipe un sermenin, işi tavsatmanın ve uzatmanın seçime, demokrasiye hiçbir yararı olmayacaktır.”
“SEÇİM BARAJINI NEDEN SIFIRLAMIYORSUNUZ?”
“Şu anda temsilde tek adam var, temsilde adalet yoktur” diyen Milletvekili Bülbül, barajın sıfırlanmasını, herkesin Meclis’te temsil edilme hakkına kavuşmasını isteyerek şöyle devam etti:
“Temsilde tek adamla demokrasi olmaz. Yine seçim söz konusu olduğunda yönetimde demokrasi esas iken bugün yönetimde tek parti -yönetimde tek parti bakın- bir de buna gerekçe olarak şöyle deniliyor: Efendim, çok başlılık olurmuş da demokrasi olmazmış da işte bu çok başlılıktan Türkiye yurttaşları zaman kaybedermiş, işler karışırmış. Tam bugünü tarif ediyorlar aslında. Bugün bu sistemle işler içinden çıkılmaz hâle gelmiş, ekonomi batmış, ahlak sukut etmiş, insanların birbirleriyle olan sosyal kültürel ilişkileri karşıt bir hâle gelmiş, yurttaşlar düşmanlaştırılmış, sorunlar görmezden gelinmiş, tam bunu çözmek gerekirken tam temsilde adaleti sağlamak, barajı sıfırlamak, barajı tümden ortadan kaldırmak gerekirken vaktiyle barajı yüzde 10 yapan 12 Eylül zihniyetinin bir devamı olarak hâlâ barajda ısrar etmek, hâlâ Kenan Evren aklında ısrar etmek demokrasiye vurulmuş bir darbedir. Kenan Evren aklıya demokrasi olmaz; Kenan Evren aklıyla faşizm olur, inkâr olur, işkence olur, katliam olur, insanlığa karşı suç olur ve darbe olur. Zaten, bugün her anımız bir darbe; yönetime darbe, belediyeye darbe, muhalefete darbe, kadına darbe, eğitime darbe, gence darbe. Yani hani o “Yurtta sulh, cihanda sulh.” “Yurtta barış, dünyada barış.” yerine, “Yurtta darbe, dünyada darbe.” gibi bir politikaya dönmüştür durumdayız. Tam böyle, hakikatin ters yüz edildiği bir sürece dönmüş durumdayız.
Bakın, yüzde 10 barajı söz konusu oldu; bu, Kürtlerin, devrimcilerin, sosyalistlerin, mütedeyyin insanların, müminlerin seçime girmesini, Meclise girmesini engellemek içindi. Yüzde 10 barajı, Kürt halkının iradesiyle, Kürt halkının dostlarının DEP’ten, HEP’ten, HADEP’ten bu yana yürütülen mücadeleyle yerle bir edildi. Sonra yüzde 50 barajı getirildi, şimdi, o yetmiyor, yüzde 7 getiriliyor. Ya, niye bu barajı kaldırmayı düşünmüyorsunuz? Niye baraj sıfırlanmıyor? Niye herkes Mecliste temsil edilme hakkına kavuşmuyor?”
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.