PİRHA- Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Genel Kurulu, 1999 yılında aldığı bir kararla 21 Şubat gününü, “Uluslararası Ana Dili Günü” olarak kabul etmiş ve ilk kez 2000 yılında, dünya çapında kültürel çeşitliliği ve çok dilliliği desteklemek amacıyla “21 Şubat Dünya Anadili Günü” kutlanmaya başlamıştır.
Ana dilin korunmasında ve geliştirilmesinde uluslararası alanda en büyük sorumluluk devletlere veriliyor. BM, Avrupa Konseyi ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Türkiye’nin de içinde yer aldığı, anadil ile ilgili en kapsamlı düzenlemeleri yapan kurumlardan.
Ana Dil ile ilgili tartışmalar daha çok insan hakları ve kültürel haklar kapsamına giriyor. Azınlık hakları da insan hakları çerçevesi içinde değerlendiriliyor, dolayısıyla hayat hakkı, eşit olma hakkı, ayırımcılık yapılmaması, din, ifade ve kültür özgürlüğü gibi devletlerin korumakla yükümlü olduğu bireysel haklar çerçevesinde ele alınıyor. Fakat azınlık kavramının bir gruba vurgu yapması dolayısıyla kolektif bir boyutu da var. Pek çok uluslararası anlaşma ile de vurgulandığı üzere etnik/dilsel/dinsel azınlıkların sadece devletler tarafından kabul edilmesi yeterli değil. Devletler bu dil, din ve kültürlerin gelişmelerine elverişli koşulların yaratılmasından ve kolektif olarak azınlıkların, hâkim kültürün tamamen etkisi altına girmeden varlığını sürdürebilmesinden de sorumludur.
TÜRKİYE’DE DURUM NASIL?
UNESCO Dünya Tehlike Altındaki Diller Atlası’na göre Türkiye’de 18 yok olmuş veya yok olma tehlikesi altında olan dil olduğunu gösteriyor. Bunların üçü tamamen yok olmuş durumda: Ubik, Mlahso ve Kapadokya Yunancası. Hertevin ise yok olmak üzere. Hertevin ve Mlahso dilleri Süryani dilleri ailesinden, bir diğer Süryani dili olan Turoyo da UNESCO listesinde ciddi olarak tehlikede olarak görülüyor.
Bu dilleri Ladino ve Gagavuzca dilleri takip ediyor. Bunlar da UNESCO listesinde ciddi olarak tehlikede olan diller arasında. Romanca, Batı Ermenicesi, Hemşince, Lazca, Pontus Yunancası, Abazaca, Suret de yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olan dillerden.
UNESCO; Adigece, Abhazca, Kabar-Çerkes dilleri ve Zazaca’yı da “kırılgan” diller kategorisinde görüyor.
Dil çalışmaları ve envanterinde bir diğer önemli kaynak olan Ethnologue adlı internet sitesi ise Türkiye’de hali hazırda konuşulmakta olan 39 dil olduğunu yazıyor.
Listede Osetçe, Uygurca, farklı Arapça lehçeleri, Sırpça ve Arnavutça gibi kimisi Türkiye’de yerli kimisi de göçler sonucunda ülkenin dağınık bölgelerinde konuşulan diller de yer alıyor.
21 Şubat Dünya Ana Dili Günü, Türkiye’de özellikle anadili Kürtçe, Arapça, Lazca, Ermenice, Hemşince, Çerkezce, Çeçence, Süryanice gibi dillerden olan milyonlarca çocuğun kendi ana dillerinden koparıldığı ortamda kutlanmaktadır.
(HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.