Alevi Haber Ajansi

Bu bütçe kadınları korumuyor: Şiddeti derinleştiren politikalar tehlike saçıyor- VİDEO

PİRHA-Hatay SES Şube Eş Başkanı Nilgün Aşkar, yeni bütçede kadınlara yönelik şiddetle mücadeleye neredeyse hiç kaynak ayrılmadığını belirterek, “Devlet kadınları korumak yerine aileyi merkeze alan reklam politikaları yürütüyor; bu bütçe kadınları daha fazla şiddete açık hale getiriyor” dedi. Aşkar, 11. Yargı Paketinin LGBTİ+’lara hak kaybı getirdiğini, kamusal kreşlerin azalmasının kadınları istihdamdan kopardığını vurguladı.

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Hatay Şube Eş Başkanı Nilgün Aşkar, açıklanan yeni bütçede kadınlara yönelik şiddetle mücadeleyi güçlendirecek hiçbir düzenleme bulunmadığını söyledi. Aşkar, özellikle şiddet önleme ve izleme merkezleri, sığınma evleri, cinsel şiddet başvuru masaları gibi hayati mekanizmaların güçlendirilmesi gerekirken bütçede bu alanlara kaynak aktarılmadığını vurguladı.

“KADINLARA BÜTÇE YOK, AİLEYE REKLAM AMAÇLI KAYNAK VAR”

Aşkar, bütçenin kadınların ihtiyaçlarını görmezden gelerek “aile odaklı” politikalar etrafında şekillendirildiğini dile getirdi. Devletin kadınları korumak yerine “aileye yönelik reklam niteliğinde yardımlar” üzerinden politika yürüttüğünü söyleyen Aşkar, “Kadınların şiddetten korunması için gerekli olan şiddet önleme ve izleme merkezlerinin kurulmasına, sığınma evlerinin yapılmasına bütçe yok. Kadınlarla ilgili kriz masalarının, cinsel şiddete maruz kalanların doğrudan başvurabileceği mekanizmaların kurulmasına dair de hiçbir adım atılmıyor. Buna karşılık kadını aile içinde eriten, aileye yapılan yardımlar adı altında sürdürülebilirliği olmayan uygulamalara bütçe ayırıyorlar. Bunlar hak temelli çalışmalar değil; daha çok kendi reklamlarını yaptıkları yardım paketleri” diye belirtti.

“KADINLAR KULUÇKA MAKİNESİ DEĞİL”

Devletin “evliliği kolaylaştırma” adı altında gençlere duyurduğu destek paketlerine de değinen Aşkar, bu uygulamaların kadın bedeni ve doğurganlığı üzerinde siyasal bir kontrol kurma amacı taşıdığını söyledi. Düzenlemenin gerçek amacını ise şöyle anlattı:

“150 bin TL’ye kadar kredi verileceğini söylüyorlar ama buna bir yaş sınırı koyuyorlar. Neden? Çünkü kadını kuluçka makinesi gibi görüyorlar. Kadın 30 yaşına gelmeden doğurganlığı azalmadan evlensin, hemen çocuk yapsın istiyorlar. Bu, hepimizin hakkı olan kamu kaynaklarının kendi ideolojik amaçları için kullanılmasıdır. Biz bunu ifşa ediyoruz; Kadınlar çocuk yapmak zorunda değil. Kimse kadınlara kaç çocuk yapacaklarını söyleyemez.”

“11. YARGI PAKETİ LGBTİ+’LARA HAK KAYIPLARI GETİRİYOR”

Aşkar, hükümetin hazırladığı 11. Yargı Paketinin LGBTİ+’ların temel haklarını ihlal eden düzenlemeler içerdiğini ifade ederek, “Bu paket LGBTİ+’lara çok ciddi hak kayıpları getiriyor. Trans bireylerin tedavi süreçlerinin sürdürülmesi, ilaçlarının verilmesi, ameliyatlarının gerçekleştirilmesi gibi konularda sağlık emekçileri üzerinde baskı mekanizmaları kuruluyor. Eğer bu düzenleme geçerse hem sağlık emekçileri hem de LGBTİ+ bireyler toplum dışına itilecek, en temel haklarından yararlanamayacak hale getirilecek. Biz buna karşı duruyoruz ve kampanyalar yürütmeye devam ediyoruz” dedi.

“SAĞLIKTA ŞİDDET ARTIYOR: KADIN EMEKÇİLER HEDEF HALİNE GELİYOR”

Aşkar, cezasızlık politikalarının toplumda şiddeti yaygınlaştırdığını, bunun en görünür biçimde sağlık alanında yaşandığını dile getirdi. Kadın sağlık emekçilerinin iş yerinde ya da evlerine giderken erkek şiddetiyle öldürüldüğünü belirten Aşkar, “Bu yıl sağlıkta şiddet çok ciddi bir noktaya geldi. Toplumun geneline yayılan hukuksuzluk ve cezasızlık, şiddeti artırıyor. Çocuklar öldürülüyor, iş kazası adı altında insanlar ölüme terk ediliyor. Kadınlara yönelik ataerkil şiddet her geçen gün ağırlaşıyor. İş yerinde ya da iş çıkışında eşleri veya boşanma aşamasında oldukları partnerleri tarafından öldürülen kadın sağlık emekçileri oldu ve bu sayı artıyor. Bu nedenle bu bütçeyi kabul etmiyoruz; çünkü bu bütçe kadınların daha çok öldürülmesine yol açacak” şeklinde konuştu.

“KAMUSAL KREŞ VE BAKIM EVİ SAYILARI CİDDİ BİÇİMDE AZALIYOR”

Aşkar, iktidarın kadınları istihdamdan uzaklaştıran esnek çalışma modellerini yaygınlaştırmak istediğini; buna karşılık kamusal kreş ve bakım evi sayılarının ciddi biçimde azalttığını vurgulayarak, “Kadınları aile içine hapsetmek için esnek çalışma modellerini dayatıyorlar. Biz tam zamanlı, güvenceli, sigortalı çalışma istiyoruz. Çözüm belli: Kreş açacaksınız, bakım merkezi açacaksınız. Ama devletin kurduğu kreş ve bakım evi sayısı azalıyor; özel sektör bu alanda büyüyor çünkü bütçeyi oraya aktarıyorlar” ifadelerini kullandı.

Aşkar, tüm kadınlara ve LGBTİ+’lara çağrıda bulunarak sözlerini şöyle tamamladı:

“Devletin kadınları aile içine hapsederek, yoksullaştırarak ve görünmez kılarak oluşturduğu bu şiddet sistemine karşı mücadele ediyoruz. Tüm kadınları ve LGBTİ+’ları bu şiddet sarmalına karşı birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz.”

Fatoş SARIKAYA- Cem EKİNCİ/ HATAY

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.