Alevi Haber Ajansi

‘Bozkırın Tezenesi’ olarak bilinen Neşet Ertaş’ın Hakk’a yürümesinin 9. yılı

PİRHA- ‘Bozkırın Tezenesi’ ve ‘Türkülerin Babası’ diye anılan, besteci, söz yazarı ve halk ozanı Neşet Ertaş, 9 sene önce bugün 74 yaşında hayata veda etti. Müziğe ilgisi küçük yaşlarda başlayan Ertaş ardında çok sevilen değerli eserler bıraktı.

Prostat Kanseri nedeniyle 2012 yılında vefat eden Neşet Ertaş’ın cenazesi Kırşehir’deki Bağbaşı Mezarlığı’nda babası Muharrem Ertaş’ın yanında toprağa verildi. Ertaş arkasında ‘Cahildim Dünyanın Rengine Kandım’, ‘Neredesin Sen’, ‘Ah Yalan Dünyada’, ‘Gönül Dağı’, ‘Yazımı Kışa Çevirdin’ gibi çok sevilen birçok eser bıraktı.

HENÜZ İLKOKULDAYKEN BİRDEN ÇOK ENSTRÜMAN ÇALMAYI ÖĞRENDİ

Neşet Ertaş 1938 yılında Kırşehir’de dünyaya geldi. Babası bağlama ustası Muharrem Ertaş, annesi Döne Ertaş’tır. Sekiz yaşına kadar doğduğu köy olan Kırtıllar Köyü’nde yaşamış, sonrasında ailesi ile birlikte İbikli Köyü’ne yerleşti. 12 yaşındayken annesi Döne’yi kaybetti. Babası Muharrem Ertaş, Yozgat’ın Kırıksoku Köyünden Arzu isminde bir kadınla evlenince bir süre bu köyde yaşadıktan sonra Yozgat’ın Yerköy ilçesine yerleşti.

Ertaş, ilkokula gittiği yıllarda önce keman, sonra da bağlama çalmayı öğrendi. Babası Muharrem Ertaş ile birlikte yörenin düğünlerinde saz ile çalıp türküler söylemeye başladı. Neşet Ertaş, Kırşehir’den sonra iki yıl da Kırıkkale’de yaşadı. 1957 yılının sonunda İstanbul’a gelerek ilk plağını ‘Neden Garip Garip Ötersin Bülbül’ adı ile babası Muharrem Ertaş’a ait bir türküyle çıkardı. Halk tarafından çok beğenilen bu plağı ardından diğer plak, kaset ve halk konserleri takip etti. İki yıl İstanbul’da çalıştıktan sonra Ankara’ya yerleşti ve sahne hayatına burada devam etti.

‘DEVLET SANATÇILIĞI’ TEKLİFİNİ REDDETTİ

Ertaş, 1978 yılında alkol ve sigara kullanımından dolayı parmaklarından felç geçirdi ve bir süre işsiz kaldı. Kardeşinin daveti üzerine Almanya’ya giderek tedavi oldu. Çocuklarının eğitimi ve sanatsal çalışmalarından dolayı uzun bir süre Almanya’da kalan sanatçı, 2000 yılında İstanbul’da verdiği konserle sahne hayatına geri döndü.

Ertaş, kendisine bir dönem verilmek istenen Devlet sanatçılığı teklifini de reddederek şu açıklamayı yaptı:

“Hepimiz bu devletin sanatçısıyız, ayrıca bir devlet sanatçısı sıfatı bana ayrımcılık geliyor. Ben halkın sanatçısı olarak kalırsam benim için en büyük mutluluk bu. Şimdiye kadar devletten bir kuruş almadım, bir tek TBMM tarafından üstün hizmet ödülünü kabul ettim. Onu da bu kültüre hizmet eden ecdadımız adına aldım.”

UNESCO TARAFINDAN ‘YAŞAYAN İNSAN HAZİNELERİ TÜRKİYE ULUSAL ENVANTERİNE’ ALINDI

Unesco ‘Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi’ kapsamında yapılan ulusal envanterlerde ‘Yaşayan İnsan Hazineleri Türkiye Ulusal Envanterine’ alınarak yaşayan insan hazinesi kabul edilen Ertaş, 25 Nisan 2011 tarihinde İTÜ Devlet konservatuarı tarafından fahri doktora ödülüne layık görüldü ve bağlamadaki tavrı ve türküleri konservatuarlarda ders olarak okutuldu. Ölümünden sonra hayatı ve eserleri Doç. Dr. Erol Parlak tarafından iki ciltlik bir kitap halinde yayımlandı.

Neşet Ertaş’ın adı Kırşehir’deki caddelere, okullara verilerek yaşatılıyor. Babası Muharrem Ertaş’la birlikte bir de anıtı bulunuyor. Ayrıca dünyada robot heykeli yapılmış ilk saz sanatçısıdır. Android heykeli dünyaca ünlü heykel sanatçısı Adil Çelik tarafından yapılarak Kırşehir Neşet Ertaş Gönül Sultanları Kültür Evi’ne yerleştirildi.

(HABER MERKEZİ)

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak