PİRHA – İzmir’de bulunan Bostanlı Pazarı’nda halka ekonomik krizi sorduk. Pazarda fiyat etiketleri alım gücünün üstünde görünüyor. Halkın eskiden aldığı üç kiloluk meyve sebze yerini bir kiloya bıraktı. Halk ise iktidara kızgın, “Ya toparlansın ya da bu halk onları toparlamasını bilir. Sabrımız taştı” diyor.
İzmir’de her hafta Çarşamba günü Bostanlı diğer adıyla Sosyete Pazarı kuruluyor. İzmir’de yaşayanların yoğun olarak gittiği pazarda özelikle tekstil ürünleri talep görüyor. Diğer taraftan tezgahlarda bulunan sebze ve meyvelerin etiket fiyatları ise cep yakıyor. Türkiye’de günden güne artan yaşam pahalılığı tezgahlarda kendini fazlasıyla hissettiriyor. Yurttaşlar ise eskiden aldığı üç beş kilo sebze ve meyveyi artık birer kilo almak zorunda kalıyor, kimi ise bunu bile alamayacak durumda. Asgari ücretin düşük olması, artan elektrik, su, doğal gaz fiyatları halkın alım gücünü günden güne düşürüyor.
PİRHA olarak Bostanlı Pazarı’nda halka ekonomik krizin onlara nasıl yansıdığını sorduk. Fiyatlardan tezgahtaki ürünleri almaya çalışanlar kadar üreticiler de şikayetçi. Üretici, artan ilaç, gübre ve mazot parasından şikayetçi iken yurttaşlar da etiket fiyatlarından şikayetçi.
“SOĞANLAR DEPODAN STOKTAN DEĞİL”
İlk olarak uzun yıllardır soğan tezgahı kuran Zafer Çaldar‘a mikrofonu uzattık. Soğanın depodan mı yoksa stoktan mı olduğunu sorduk. Çaldar, soğanın depodan olduğunu söyleyerek, “Stok diye bir şey yok depolama var. Her yıl bu soğanlar depoya konur kışın da beş ay satılır” dedi.
Artan soğan fiyatlarına ise bu yıl soğanda hastalığın olduğunu belirten Çaldar, “Soğanda bu yıl hastalık var. Yarı yarıya çöpe attık. Yazın da böyle oldu ama çare bulamadılar” diye konuştu.
İnsanların alım gücünün azaldığını belirten Çaldar, insanların soğan almak istediğini ancak pahalı olduğu için yarım kilo anca alabildiğini kaydetti.
İktidara seslenen Zafer Çaldar, tarımda üretimin arması gerektiğini vurguladı.
“OY VERİRKEN DAHA DİKKATLİ OLUN”
Soğan alırken mikrofonumuza konuşan bir kadın yurttaş, Türkiye’de ekonomik krizin olduğunu söyledi. Ekonomik gelirinin yüksek olduğunu ancak bir çok şeyi düşüne düşüne aldığını belirterek, “Asgari ücretin 1600 TL olduğu bir ülkede soğanın beş lira olması gerçekten çok” dedi.
Kadın, yaşanan krizden dolayı insanların oy verirken daha dikkatli olmaları gerektiği konusunda da uyarıda bulundu.
“CUMHURBAŞKANINA GÖRE TABİ Kİ KRİZ YOKTUR”
Manisa Turgutlu’dan gelen brokoli ve erik üreticisi olan Selahattin Özakın 20 yıldır bu işi yapıyor. Piyasanın bozuk olduğunu, halkın domatesin fiyatının pahalı olduğunu söylediğini belirterek şunları kaydetti:
“Domates bu sene pahalı dediler. Ama pahalı değil. Tuta hastalığı olduğundan dolayı ekim aynı ama hastalıktan dolayı üç el topladık bitti. Ben üç bin kök domates diktim 1500 sepet toplamam lazımken ben 60 sepet topladım.”
Türkiye’de ekonomik krizin olduğunu belirten Özakın, Erdoğan’ın ülkede ekonomik kriz yoktur sözlerine de tepki göstererek, “Cumhurbaşkanına göre tabi ki kriz yoktur. Aldığı maaşa ve yediği içtiğine göre yoktur. Ama bende var. 60 TL’ye aldığım gübreyi 115 liraya alıyorum. Gerçekten kriz var mı yok mu? Benim maaşıma mı zam gelmiş benim ürünüme mi zam gelmiş. Hiçbir şeyime zam gelmemiş. Tabi ki Cumhurbaşkanına göre kriz yoktur” dedi.
İnsanların alım gücünün düştüğünün altını çizen Özakın, Cumhurbaşkanına seslenerek, “Sokağa çıksın görsün krizin olup olmadığını” dedi. Üretimin artırılması gerektiğini vurgulayan Selahattin Özakın, “Biran önce çekip gitsinler. Bunlardan adam olmaz” dedi.
Emin Solgun ise halkın alım gücünün düştüğünü, insanların üç kilo alacağına bir kilo aldığını söyledi. Solgun, sebze ve meyve fiyatlarının artmasının nedeninin mazot, gübre ve ilaçlara gelen zamlardan kaynaklandığını belirtti.
“DOMATESİN 6 LİRA OLDUĞUNU HİÇ GÖRMEDİM”
48 senedir Bostan’lı da oturan Sevim Gökan, hayatında domatesin 6 lira olduğunu hiç görmediğini söyledi. Gökan, “Eskiden soğan, patatesi dört kilo alırken iki kiloyu zor alıyoruz” dedi.
İktidara seslenen Gökan, “Bize idare edin diyorlar ya yalnız bizden olmasın, başımızdakiler biraz idarelerini bilsinler ondan sonra bize düşeni halk olarak yaparız” diye konuştu.
Figen Tefik de her hafta Bostanlı Pazarı’na gelenlerden. O da fiyatlardan şikayetçi 100-150 lira ile pazara geldiğini belirten Tefik, iktidarın zamların farkında olmadığını ama pazara gelenlerin farkında olduğunu kaydetti. Her şeyden artık bir kilo aldığını belirten Tefik, “Üç kilo devri kapandı. Herşey çok pahalı olduğu için birer kilo alıyoruz” dedi.
Pazarda belirli yerlerden alış veriş yaptıklarını kaydeden Figen Tefik, “Köyden gelen kadınlar var onlardan alıyoruz çünkü onlar halden almıyor ve fiyatları biraz daha uygun oluyor” diye konuştu.
“TÜRKİYE’DE ÜRETİMİN YAPILMASI LAZIM”
Şükran Açıkgöz de üretimin yapılmadığından şikayetçi. Biberi beş liradan aldığını söyleyen Açıkgöz, “Üretmemiz lazım. Oradan al buradan al tüket. Bizim toprağımız ne olacak. Bomboş toprağımız var. Her yere inşaat yapılıyor. Güzel ovalarımız var. Oralarda üretimin yapılması lazım” dedi.
İktidara çağrıda bulunan Şükran Açıkgöz, tarım ve hayvancılık yapanlara yardım yapılmasını istedi. Açıkgöz, “Bir silkelenin, halkınızı görün. Bir pazara çıkın. Biran önce kendini toparlasın ya da bu millet toparlayacak. Valla sabrımız taştı” dedi.
Öte yandan 31 Mart’da yapılacak yerel seçimlere de değinen Açıkgöz, AKP’nin İzmir’de şansının olmadığının altını çizdi.
“İNTERNET SEKTÖRÜ KÜÇÜK ESNAFI VURDU”
Son olarak ayakkabı ve giyim satışı yapan Ahmet Çelebi ise ürünlerin pahalı olduğunu söyledi. Piyasadaki indirimlerin işlerini etkilendiğinden dert yanan Çelebi, “Hele kara cuma ve internet sektörü de küçük esnafı çok vurmuş durumda” dedi.
Pazar yapanlar ellerine aldıkları üç beş poşetle haftayı bitirme çabası içinde. Üretici, döviz ve altındaki düşüşün faizlere ve mazot, gübre ve ilaç fiyatlarına yansımasını bekliyor.
PİRHA/İZMİR
Yoruma kapalı.