PİRHA-90 yıllık İcra İflas Kanunu’ndan kaynaklanan, çocukların taşınır eşya gibi icraya konulup teslimi usulü hâlâ yürürlükte. Büro Emekçileri Sendikası Samsun Şube Başkanı Yılmaz Tuluk, ayrılan eşlerin çoçuklarını icra yoluyla görmeye çalışmasına tepki gösterdi. Tuluk, bunun duygusal bir istismar olduğunu ve söz konusu kanunun acilen kaldırılması gerektiğini belirtti.
90 yıllık İcra İflas Kanunu’ndan kaynaklanan, çocukların taşınır eşya gibi icraya konulup teslimi usulü hâlâ yürürlükte.
Çocukların icra yoluyla teslimi 1932 tarihli 87 yıllık İcra İflas Kanunu’nun, 1965’te değiştirilen 25. maddesinden kaynaklanıyor.
Kanunun 25. maddesine göre çocuklar taşınır eşya gibi icraya konulabiliyor. Bu kanunu uygulamakla yükümlü icra memurları ve kolluk görevlileri de çocuğu mal ya da eşya gibi teslim alıyorlar. Alacaklı konumunda olan anne veya baba çocuk teslimi hakkındaki bir ilamı icra dairesine vererek takip talebinde bulunuyor. Daha sonra borçlu olan anneye veya babaya “icra emri” gönderiliyor. Bu “icra emrinde” borçluya 7 gün içinde çocuğu teslim etmesi, aksi halde çocuk nerede bulunursa bulunsun zorla alınacağı ve çocuğu gizlemesi halinde cezalandırılacağı bildiriliyor. Borçlu olan anne veya baba 7 gün içinde çocuğu teslim etmezse icra müdürü, çocuğu nerede bulursa zorla alıp alacaklı olan anneye veya babaya teslim ederek ilam hükmünü zorla yerine getiriyor.
Çocuğun duygusal istismarı olarak değerlendirilen bu durum tepki çekiyor.
Büro Emekçileri Sendikası Samsun Şubesi Başkanı Yılmaz Tuluk, İcra İflas Kanunu’ndan kaynaklanan, çocukların ‘taşınır eşya gibi’ icraya konulup teslim edilmesine ve çocuğun haczedilmesine tepki gösterdi. Tuluk, bunun duygusal bir istismar olduğunu ve acilen kaldırılması gerektiğini belirtti.
“ARADA KALAN ÇOCUKLAR BİR EŞYA GİBİ İCRA YOLUYLA ALINIYOR”
2011 yılından itibaren Aile Mahkemelerine gelen ön incelemelerin bile aslında sorunlu olduğunu belirten Tuluk, “Boşanan eşlerin arasında kalan çocuklar çok mağduriyet yaşamaktadır. Bugün arada kalan çocuklar da bir eşya gibi icra memuru, polis ya da jandarma tarafından icra yoluyla alınıyor” dedi.
Yılmaz Tuluk, bu kanunun yaklaşık 85-90 yıldır işlediğini belirtti ve şöyle devam etti:
“Mahkeme verdiği kararla çocuğu ya anneye ya babaya veriyor. Mahkeme günlerin önemine göre resmi günlerde, dini günlerde diğer tarafın da çocuğu görmesini istiyor. Bu arada karşı taraf çocuğu aldığı zaman geri göndermek istemiyor. Çocuk ister 6 aylık ister 10 yaşında olsun polis zoruyla, jandarma veya icra memuruyla anne veya babadaysa kapısı çalınarak alınıyor. Bundan kesinlikle kurtulmalıyız.”
“ÇOCUĞA HİSSETTİRİLMEDEN KONU ÇÖZÜME KAVUŞTURULMALI”
“Biz Büro Emekçileri Sendikası olarak böyle unutulmuş, köhne olmuş ama hala uygulamada olan bu kanunların karşısındayız” ifadesini kullanan Yılmaz Tuluk, konuya ilişkin tepkilerini şu cümlelerle dile getirdi:
“Yaklaşık 90 yıldır bu icra yoluyla çocuğun zorla alımı, çocuklarda çok büyük bir etki bırakmaktadır. Bir anneden ya da babadan ayrılan çocuğun durumu içler acısı oluyor. Kesinlikle bunlarla ilgili bir düzenleme yapılmalı. Polisle, jandarmayla, icrayla değil de devletin kendi kurumları direk tarafla konuyu çözüme ulaştırmalıdır. Sosyal Politikalar Aile Bakanlığı veya Adalet Bakanlığı ya da başka kurumlar olabilir. Bu kurumlar çocuğa hissettirmeden konuyu çözüme ulaştırmalıdır.”
Diren SATI /SAMSUN
Yoruma kapalı.