PİRHA – Kartalkaya Grand Otel’deki yangında hayatını kaybeden Mina, Şenol ve Gülçin Akişli için Pendik Seyit Seyfi Cemevi’nde lokma dağıtıldı. Aile üyeleri, asıl sorumluluğu olanlar hakkında hukuki mücadele vereceklerini belirterek “Vatandaşının güvenliğini, yaşam hakkını savunmakla, korumakla yükümlü olan devlet kurumlarının ihmalleri olduğu için bu konuda mücadelemiz de olacak” dedi.
Kartalkaya Kayak Merkezi’ndeki Grand Kartal Otel’de, 21 Ocak’ta çıkan yangında çoğu çocuk 78 kişi hayatını kaybetti, 51 kişi yaralandı.
Soruşturma kapsamında Bolu Belediye Başkan Yardımcısı Sedat Gülener, İtfaiye Müdür Vekili Kenan Coşkun, otel sahibi Halit Ergül, şirket genel müdürü ve otel müdürünün de aralarında bulunduğu 14 kişi gözaltına alındı. 24 Ocak akşamı gözaltına alınan 14 kişiden 8’i, tutuklama talebiyle Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edilmişti. Sevki yapılanlardan otel sahibi Ergül ve Ergül’ün damadı Aras tutuklandı.
AKİŞLİ AİLESİ İÇİN LOKMA VERİLDİ
Bolu Kartalkaya Grand Otel’deki yangında hayatını kaybeden 78 kişi içerisinde Mina, Şenol ve Gülçin Akişli de vardı. Baba Şenol, kızı Mine ve babaanne Gülçin Akişli için Pendik İlçesindeki Seyit Seyfi Cemevi’nde lokma dağıtıldı. Dersimli Akişli ailesinin üç lokmasına çok sayıda yurttaş katıldı.
AİLE BİREYLERİNDEN SORUMLULARA TEPKİ!
Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otel yangınının ardından bilirkişi heyetinin hazırladığı ön rapor kamuoyuna açıklandı. Bilirkişi raporunda, Kültür ve Turizm Bakanlığı, il özel idaresi, Bolu Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ve otel yönetiminin sorumlu olduğuna vurgu yapıldı. Adalet Bakanı Tunç ise söz konusu belge için “korsan rapor” ifadesini kullandı.
Hükümet yetkilileri henüz bir sorumluluk kabul etmese de Akişli ailesi, asıl sorumluların henüz gözaltına dahi alınmadığını belirtti.
Mina Akişli’nin teyzesi Hasibe Turan, yangının yaşandığı gün İstanbul’dan Bolu’ya gittiğini belirterek gördüğü manzarayı şu sözlerle anlattı:
“Direk hastaneye gittik. Son ana kadar yakınlarımızı canlı bulmayı umut ediyorduk. Hastane önünde korkunç bir tablo vardı. Cesetler büyük bir tırın içerisindeydi ve biz de yakınlarımızı orada bulmaya çalıştık. Saatler sonrasında yaptığımız teşhislerle yakınlarımızı fark ettik. Evimizin yaşam kaynağını kaybettik. Yeğenim evdeki neşe kaynağımızdı. Olayı halen kabul edemiyoruz. Asıl sorumlular ortada yok. Bu duyarsızlık, bizim için yeni bir şey değil. Aynı durumu depremde, Soma’da yaşadık. Ülkede bu tarzda çok fazla ‘katliam’ denilecek olaylar yaşıyoruz ve hepsinde sonuçlar aynı oluyor. Bizim için artık otel sahibiymiş, şuymuş buymuş değil. Çok fazla ceza alması da yeterli gelmeyecektir bizim için çünkü burada asıl sorumlu olan o oteli açmaya izin veren, denetlemeyen bütün kurumlardır. Kurumların görevlerini yapmadıklarını düşünüyoruz. Şu an bütün kurumlar birbirlerinin üzerine suç atıyor. Belki otel sahipleri ceza alacak ama bu hiçbir şekilde yeterli olmayacaktır. Hukuk mücadelemiz kesinlikle olacaktır. Vatandaşının güvenliğini, yaşam hakkını savunmakla, korumakla yükümlü olan devlet kurumlarının ihmalleri olduğu için bu konuda bir mücadelemiz de olacak.”
“İÇİMİZDE BİR İSYAN VAR”
Mina Akişli’nin dayısı Hakan Turan da yaşananlara ilişkin “Göz göre göre gelmiş bir cinayet, bir facia” sözleri ile özetledi. Turan, otelin uzun yıllardır işletildiğini vurgulayarak denetim yapılmamasını eleştirdi. Turan, şunları söyledi:
“Hizmet sektöründe yıllardır hizmet veren bir otelin böyle eksiklerinin olması, sonuçlarının da böyle ağır olmasına sebep oldu. Bundan dolayı biz ‘facia’ diyoruz. Yaşanan doğal bir şey değil, gerçekten bir cinayet. İçimiz gerçekten dolu. İçimizde bir isyan var. Kabullenemediğimiz bir ölümden dolayı yüreğimiz şu an çok ağrıyor. Tarif edilemez bir acı bu.
“ÖNCELİKLE DEVLET SORUMLUDUR”
Bizim toplumumuzda ‘Devlet Ana’ dediğimiz bir olgu var. Eğer devlet ana, her şeyin başı ise öncelikle tabii ki burada devlet sorumludur. Ondan sonra kurumlar ve insanlar geliyor. Devlet, yönetmelikler ve kurallarla bu çerçeveyi çizerse denetleyenler de bu çerçeveler içerisinde kuralları uygularsa hiçbir şey yaşanmayacaktır. Başka ülkelerde de felaketler yaşanıyor ama oradaki ölümler bu kadar değil.
Hukuki anlamda bu sürecin de çok sağlıklı işleyeceğine inanmıyorum. Çünkü ülkemizde yargı denen olgu artık gerçekliğini yitirdi. Daha önceki yaşananlardan gördüğümüz kadarıyla hiç kimse ceza almıyor ya da cezalar göstermelik oluyor. Suçlular kısa sürede serbest kalıyor. Yani hiçbir şekilde yaptırım olmuyor. Ama biz aileler olarak kesinlikle yaşananların peşini bırakmayacağız. Suçlular cezasını alana kadar da takipçisi olacağız.”
Eren GÜVEN/İSTANBUL
Yoruma kapalı.