Alevi Haber Ajansi

‘Bölgede Barış ve Adalet Konferansı’nın sonuç bildirisi açıklandı

PİRHA- Demokrasi İçin Birlik’in (DİB) ‘Bölgede Barış ve Adalet Konferansı’nın sonuç bildirisinde Suriye Demokratik Güçleri’nin Kuzey ve Doğu Suriye’de kurdukları özerk alanın bölgede demokrasi ve laiklik adına ciddi bir kazanımı temsil ettiği; Aleviler, Dürziler ve laik Sünnilerle ittifak geliştirebildiği oranda yeni Suriye’de barış ve adaletin güvencesi olacağı kaydedildi. 

Demokrasi İçin Birlik Platformu (DİB), Ortadoğu’da artan çatışmalar ve bölgedeki Kürt ve Alevilerin yaşadığı sorunlara dikkat çekmek için “Bölgede Barış ve Adalet Konferansı” düzenlemiş ,Beşiktaş Süleyman Seba Kültür ve Sanat Merkezi’nde gerçekleştirilen konferansta, Suriye’deki iç savaş sonrası durum, Alevilerin karşı karşıya olduğu tehditler, Kürtlerin güvenlik sorunu ve Filistinlilere yönelik soykırım konuları ele alınmıştı.

Konferansın ardından sonuç bildirisini yayınlayan Demokrasi İçin Birlik (DİB), konferansın öncelikli olarak Suriye’nin mevcut durumunda Aleviler ve karşılaştıkları risklere ilişkin durumu aydınlatmayı çalıştığı ve bu çerçevede söz konusu riskin büyüme eğilimini ve ciddiyetini belirginleştirdiğine dikkat çekti.

Bildiri de ayrıca HTŞ’nin şahsında daha da inisiyatif kazanmış olan Selefi İslamcılık yanında Siyonizm ve Yeni-Osmanlıcılığın, egemen milliyetçilikler ve emperyalizmin tahakkümünü arttırdığı bu koşullarda Aleviler, Filistinliler, Kürtler ve diğer mağdur halkların birbirleriyle dayanışması yanında tüm demokrasi güçlerinin onlarla dayanışmanın önemini belirginleştirdiğine işaret edildi.

“ALEVİLER VE KARŞILAŞTIKLARI RİSKLERİN CİDİDYETİ BELİRGİNLEŞTİRİLDİ”

‘Bölgede Barış ve Adalet Konferansı’nın sonuç bildirisi şöyle:

“Suriye’deki duruma ilişkin veriler HTŞ’nin Alevi düşmanı mezhepçi bir bağnazlıkla davrandığını ve Esat’a duyduğu nefretin bedelini Suriye’nin masum Alevi halkına ödetmek istediğini gösteriyor. Bu konferansıyla DİB, Türkiye coğrafyasında bin yıldır ötekileştirilen Alevilerin Suriye’de karşı karşıya kaldıkları bu ciddi duruma dikkat çekmeyi ve bu kapsamda konuya ilişkin olabildiğince çok bilgi sağlamayı önceledi.

Bunu yaparken aynı zamanda, bölgenin kaderi kılınmış hak ihlalleri ve savaşların kalıcı olarak ortadan kaldırılmasının imkânları arandı.

Konferans öncelikle Suriye’nin mevcut durumunda Aleviler ve karşılaştıkları risklere ilişkin durumu aydınlatmayı çalıştı ve bu çerçevede söz konusu riskin büyüme eğilimini ve ciddiyetini belirginleştirdi.

DÜNYA ÇAPINDA DAYANIŞMANIN HEREKETE GEÇİRİLMESİNİN ÖNEMİNE İŞARET EDİLDİ

Konferans, HTŞ’nin iktidara taşınmasının, bölgenin tüm sorunlarını ağırlaştıran bir etken olduğunu, bu anlamda başta Aleviler, Kürtler, laik Sünniler ve Suriye’nin diğer halkları için yarattığı tehdit yanı sıra, Filistin’in Siyonizm karşısındaki zayıflığını daha da arttırdığını saptadı.

Bölgenin daha kırılgan hale geldiği, bu gerçeklikte, kendisine düşman bir iktidar altında iyice savunmasız hale gelmiş olan Aleviler başta olmak üzere ezilen halkların olası katliamlara karşı korunabilmesi için dünya çapında dayanışma ağlarının harekete geçirilmesinin kritik bir önemine işaret etti.

HTŞ’nin şahsında daha da inisiyatif kazanmış olan Selefi İslamcılık yanında Siyonizm ve Yeni-Osmanlıcılığın, egemen milliyetçilikler ve emperyalizmin tahakkümünü arttırdığı bu koşullarda Aleviler, Filistinliler, Kürtler ve diğer mağdur halkların birbirleriyle dayanışması yanında tüm demokrasi güçlerinin onlarla dayanışmanın önemini belirginleştirdi.

SDG, İTTİFAK GELİŞTİREBİLDİĞİ ORANDA SURİYE’DE BARIŞ GÜVENCESİ OALCAKTIR

Konferans, bölgeye hâkim olagelmiş teokratik ve ulus devletçi çözümlere karşı bütün kimliklerin, emekçilerin ve kadınların haklarıyla eşit olacağı bir çözümü, yani bölgenin ve dünyanın egemenlerine karşı laik, demokratik ve sosyal bir bölgesel düzen seçeneğine olan ihtiyacı vurguladı.

Suriye Demokratik Güçleri’nin Kuzey ve Doğu Suriye’de kurdukları özerk alanın bölgede demokrasi ve laiklik adına ciddi bir kazanımı temsil ettiğini, Aleviler, Dürziler ve laik Sünnilerle ittifak geliştirebildiği oranda yeni Suriye’de barış ve adaletin güvencesi olacağını saptadı.

DİB Konferansı, son olarak Türkiye’nin, Ortadoğu’nun mevcut koşullarında barış ve adalet eksenli bir yeniden yapılandırılmasının artan önemini vurguladı. Ancak mevcut iktidarın aksi bir politika izlediğini saptadı. Bu kapsamda Türkiye’nin, kendi Kürt ve Alevi yurttaşları başta olmak üzere tüm halkın sorunlarını, temel haklar ekseninde çözümü için demokrasi mücadelenin yükseltilmesi gereğine işaret etti. Türkiye’nin laik, sosyal ve demokratik bir cumhuriyete dönüştürülmesinin tüm bölge sorunlarının düzelmesi için kritik önemini vurguladı.”

PİRHA/İSTANBUL

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.