301 Maden işçisinin yaşamını yitirdiği Soma’da maden işçilerinin yakınları, Soma’dan sonra yaşanan her iş cinayetinde acılarının tazelendiğini, aradan geçen 3 yıla rağmen acılarının halen taze olduğunu belirterek referandum seçimlerinde “Hayır” diyeceklerini söyledi.
Dihaber’de yer alan haberde, Manisa’nın Soma ilçesinde yaşanan iş cinayetinde yaşamını yitiren maden işçilerinin aileleri, acılarının halen ilk günkü gibi taze olduğunu söyledi.
Soma’dan sonra iş cinayetlerin artarak devam ettiğini söyleyen aileler, Ermenek, Şirvan, Torunlar ve yaşanan yüzlerce iş cinayetinde binlerce işçinin can verdiğini yaşanan bu cinayetlerde tek bir kişinin yargılanmadığını söylediler. Soma ve yüzlerce iş yerinde işçi kanı olduğunu ifade eden aileler, Soma’da katliama neden olan koşulların halen devam ettiğini belirterek, çocuklarının hesabını sandıkta “Hayır” oyu kullanarak soracaklarını ifade ettiler.
“İNSAN YERİNE KONULMAK İÇİN ÖLMEK Mİ GEREKİYOR”
Soma’da yaşanan iş cinayetinde oğlu Mahmut Akbulut’u kaybeden Şerefattin Akbulut, madenlerde 301 işçi öldükten sonra ücretlerde artış olduğunu ve sosyal haklarda biraz iyileşme olduğunu söyledi. Kendisinin de maden ocağında emekli olduğunu dile getiren Akbulut, “Soma’da bu olay olmamış olsaydı çalışma şartlarında az da olsa iyileşmeler olmayacaktı” diyerek, “İnsanların insan yerine konulması için ilahi ölmelerimi gerekiyor” diye isyan etti.
“BİZE BU ACIYI YAŞATANLARA HAYIR DİYECEĞİZ”
“Bize bu acıları yaşatanlara hayır diyeceğiz” diyene Akbulut, “Ben siyasetten anlamam yıllarca beni ikna eden parti hangisi ise ona oy verdim. Bu Ak Parti ortaya çıktığında işçiler için güzel şeyler söylüyordu ve buna inandım ve yılarca ailecek Ak Partiye o verdim. Maden olayından sonra anladım ki söyledikleri her şey yalanmış bu yüzden sandığa giderken elimi önce vicdanıma sonra yitirdiğimiz canlarımızı düşünerek oy vereceğim” şeklinde konuştu.
“BİR GÜN O MADENDEN HİÇ DÖNMEDİLER”
Maden’de eşi Erdoğan Köse’yi kaybeden Gülfidan Köse, Soma’lı olduğunu Soma’da evlenip çocuklarını doğurduğunu söyledi. Maden faciası olmadan önce eşinin madende durumların çok kötü olduğunu söylediğini eve her geldiğinde göğsünde yanmaların olduğunu anlattığını yaptıkları bu konuşmadan 4 gün sonra maden faciasının olduğunu söyledi. Eskiden Soma halkının madenlerde çalışmayı tercih etmediğini daha çok tarım ve zeytincilikle uğraştığını söyleyen Köse, “Herkesin kendine ait bir karış toprağı vardı. Tarım işi bitince madenlerde çalışmak zorunda kaldık. Çocuklarımızı ve eşlerimizi her gün bin bir duayla madene gönderiyorduk ama bir gün gönderdiğimiz eşlerimiz ve çocuklarımız o madenden hiç dönmediler” diye konuştu.
“EŞİM İÇİN HAYIR DİYORUM”
“Bizi Madene mecbur bıraktılar” diyen Köse, “İşçilerin can güvenliğini sağlasalardı 1000 lira maaş çalıştırsalardı. Ancak işçilerin sırtında trilyonlar kazandılar işçilerin payına ise gözü yaşlı eşler ve yetim çocuklar düştü. Bunları unutmak mümkün değil” şeklinde konuştu. Her seçim olduğu gibi iktidar partisinin gelip oy istediğini söyleyen Köse, “Ben eşim için hayır diyeceğim” diye belirtti.
“KARLARI DA BAŞKANLIKLARI DA YERİN DİBİNE BATSIN”
Soma’da katliamın olduğu madende eşi Aydın Özgün’ü kaybeden madenci yakınlarından biri de Fatma Özgün, madende facianın olmasından bu yana 3 yıl geçtiğini ancak acısının hep ilk günkü acı olduğunu söyledi. Madende çalışma koşullarının hep kötü olduğunu kazadan sonra göstermelik değişikliklerden başka hiçbir şeyin değişmediğini belirten Özgün, “Kar hırsı yüzünden onlarca canımız yok oldu gitti geriye kalanlar ise onların acısı ile her gün ölüyor. Kazandıkları servet bu kadar canın yok olmasından çok mu önemliydi” diye konuştu.
Her gün ülkenin bir yerinde gencecik insanların toprağa düştüğünü dile getiren Özgün, sözlerine şöyle devam etti:
“Soma’da kar hırsı yüzünden 301 canımız ellerimizden kayıp gitti. Bir yıl içinde Şirvan ve yüzlerce iş yerinde binlerce işçi öldü. Doğuda ise başkanlık ve kendi saltanatları uğruna şehirler yerle bir edildi ve binlerce insan öldürüldü. Buradan söylüyorum yere batsın karınızda başkanlığınızda.”
“BENİM OĞLUM GENCECİK BİR FİDANDI”
Soma’da yaşamını yitiren maden işçisi Osman Özgür’ün annesi Kezban Özgür ise oğlunun daha 28 yaşında gencecik bir fidan olduğunu söyledi. “Maden olayı olmasaydı oğlumun düğününü yapacaktım” gözleri yaşararak anlatan Özgür, “Herkes acısını kendi içinde yaşıyor. Bizim acımız ne hafifletir bilmiyorum ama her evime girdiğimde sanki oğlum evdeymiş bir hissiyata kaplıyorum. Aradan 3 koca yıl geçti her akşam soframı sererken oğlum gelecekmiş gibi sofraya bir tabak fazla koyuyorum ama dönmüyor işte. Bu acının tarifi yok bize bu acıyı verenler aynı acının bin katını yaşasın” diye isyan etti.
“BİZİ KATLEDENLER BİZDEN OY BEKLEMESİN”
“Oğlum ölmeden önce davaymış eylemmiş bilmezdim ben” diyen Özgür, “Bizim canımızdan can aldılar. Şimdi ne yüzle bizden oy isteyecekler. Önce 301’in hesabını versinler. Bizi katledenler bizden oy beklemesin onlara verecek bir tane oyumuz yok o yüzden seçimlerde hayır diyeceğim” diye konuştu. (N.M)
Yoruma kapalı.