PİRHA- İstanbul’da Jineoloji atölyelerinden kadınlar, karantina süreciyle birlikte artan ev içi şiddete, yeni infaz yasasına ve karantina sürecinde yürüttükleri atölye çalışmalarına ilişkin PİRHA’ya konuştu. Bu salgın sürecinde devletin kadınlara destek çıkması gerektiğini belirten kadınlar, “Bizler Jineoloji ile yaşamı yeniden anlamlandıracağız” diye konuştular.
Henüz ne kadar süreceği belli olmayan koronavirüs salgını ve karantina sürecinde İstanbul’daki Jineoloji atölyesinden kadınlar çalışmalarına evlerinden devam ediyor.
Kadın-yaşam bilimi anlamına gelen Jineoloji atölyelerinin katılımcısı kadınlar, karantina süreciyle birlikte artan ev içi şiddete, yeni infaz yasasına ve karantina sürecinde yürüttükleri atölye çalışmalarına ilişkin PİRHA’ya konuştular.
“EKONOMİK BELİRSİZLİĞE DÜŞEN TÜM KADINLARA DEVLET DESTEĞİ YAPILMALI”
Karantina süreciyle birlikte artan ev içi şiddete ve yeni infaz yasasına dikkat çeken kadınlar yetkililere, kadınların evlerinde güvenliklerinin sağlanması konusunda çağrılarda bulundu.
Kadınlar, “Koronavirüsten korunmak için evde kalmak zorunda olunan bu günlerde mevcut toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin daha da derinleştirilmesi kaçınılmaz hale geldi. Ev içi şiddet artmış duruda. Görünmez ev içi emeğin doğal işçileri olan kadınlar aleyhinde arttığı ortada. Ev içi işlerin, bakım emeğinin tüm yükü kadınlar üzerinde. Gündelik işlerde çalışan veya ücretsiz izne çıkarılan kadınlar açısından bu süreç ekonomik bir gelir elde edemeden, sosyal güvenceye erişemeden geçirilecek ve ne kadar süreceği belirsiz olan bir süreç. Bu zaman diliminde ekonomik belirsizliğe düşen tüm kadınlara devlet desteği yapılması hayati bir gereklilik” ifadelerini kullandılar.
“KİMSE KENDİ CAN GÜVENLİĞİNİN SAĞLANMADIĞI KOŞULLARDA TUTULMAMALI”
Kadınlar yeni infaz yasasına ilişkin şunları söyledi:
“Karantinada şiddete karşı önlemler alması gereken merciler tam tersini uygulayarak, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un uygulanmasını zorlamakta. Adaletsiz bir infaz düzenlemesiyle açık cezaevinde olan, kadınları ve çocukları yaralamış, öldürmüş ve istismar etmiş erkeklerin cezaevlerinden çıkmasının önü açılırken, kadınların şiddete karşı başvuracakları etkili bir koruma mekanizması sağlanmıyor. Cezaevlerindeki yaşlı ve hasta mahpuslar ile hamile ve çocuklu kadınlar ayrım gözetilmeksizin serbest bırakılmalıdır. Kimse kendi can güvenliğinin sağlanmadığı koşullarda tutulmamalı.”
“BİZLER JİNEOLOJİYLE YAŞAMI YENİDEN ANLAMLANDIRACAĞIZ“
Atölyede çalışmalar yürüten kadınlar evde kaldıkları süre içinde gruplar halinde toplu görüntülü arama sohbetleriyle çalışmalarını sürdürüyor. Buna ilişkin de şunları söylediler:
“İçeride ve dışarıda yaşamın tüm zenginliğini yaratan kadınlar adına selamlar. Her hafta sonu Jineoloji atölyelerinde var olan sorunlarımızı tarihsel ve ilkesel yöntemlerle belirliyor ve mevcut tüm gücümüzle üzerlerine gidiyor yepyeni yaklaşımlar buluyoruz. Kadınlar ve erkekler arasındaki toplumsal siyasal ve ekonomik farklılıkları doğanın radikalleşmiş bir kutuplaşmasının ürünü olmadığına dair ısrarımızı sürdürüyoruz. Kadın sorunlarını kaynağında çözmeye kararlıyız, kaynağında yani insanlığın doğduğu yerde, kadının ilk sömürüldüğü topraklarda. Çünkü hazineler kaybedildiği topraklarda aranır. Bu coğrafyada sömürülmüş kadınların torunları, yani bizler Jineolojiyle yaşamı yeniden anlamlandıracağız.”
Eylem BABAYİĞİT/ İSTANBUL
Yoruma kapalı.