PİRHA- Milli Eğitim Bakanlığı, Biyoloji ders müfredatında, evrim teorisinin yerine ‘yaratılış teorisi’ne yer verdi, evrim teorisi için ‘doğruluğu ispatlanmamış teoriler’ ifadesi kullanıldı. Eğitim Sen Genel Başkanı Kemal Irmak, “Bilimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır, bu çok nettir. Bilimin ışığında, eğitim müfredatını ve programını yapmayan tüm ülkeler emperyalistlerin sömürgesi ve uşağı olmak durumundadır. Çünkü yoğun bir din sömürüsü vardır” dedi.
2017-2018 eğitim öğretim yılında müfredattan ‘Hayatın Başlangıcı ve Evrim’ ünitesini kaldırıp evrim teorisini ile ilgili bilgileri ders kitaplarından çıkaran iktidar 2024-2025 eğitim öğretim yılı biyoloji dersi müfredatında ‘yaratılış teorisi’ne yer verdi.
ÇEDES projesiyle imamların derslere girmesi, seçmeli din derslerinin zorunlu hale getirilmesi gibi politikalar ile eğitimin dincileştirilmesi konusunda tartışmalar sürerken eğitimde gerici bir adım daha atıldı.
Eğitim Sen Genel Başkanı Kemal Irmak, konuya ilişkin PİRHA‘ya konuştu.
“DİNİ SÖMÜRÜ ÜZERİNDEN BİATÇI BİR TOPLUM YARATMAK İSTİYORLAR”
İktidarın, dini sömürü ile biatçı bir toplum yaratmak istediğinin altını çizen Kemal Irmak, biyoloji müfredatına ‘yaratılış teorisi’ eklenmesine ilişkin şu ifadeleri kullandı:
“Uzun zamandan beri Milli Eğitim Bakanlığı üst üste ataklarda bulunuyor. Buna aslında daha önce 4+4+4 süreciyle başladılar. 2012 deki bu müfredat ve zorunlu eğitim süresinin uzatılmasıyla birlikte süreç başladı. O dönem İmam Hatiplerin ortaokul bölümü yoktu, İmam Hatiplerin ortaokul bölümü açıldı. Daha sonra sürekli ufak ufak kenarından köşesine müfredat sürekli dinselleşme yolunda genişletildi. 2017 2018 eğitim öğretim yılında ise evrimle ilgili bölüm müfredattan çıkarıldı ya da çok daraltıldı. Hatta evrimi anlatan öğretmenlerle ilgili de zaman zaman soruşturmalar açıldı. Biliyorsunuz Biyoloji ya da müfredattaki yapılan değişikliklere gelmeden önce de ÇEDES gibi bir program yapıldı. Bunu değerler eğitimi kapsamında okullarda kulüpleştirdiler. Ailelere hile yoluyla belgeler imzalatarak, çocukları camiye, namaza, farklı uygulamalara götürdüler. Ama Biyoloji dersinde en son yapılan, komisyonun da bilgisi dışında, çünkü müfredatları komisyonlar yazar. Tarih ve terbiye kuruluna geçer. Ondan sonra da o haliyle yayınlanır, paylaşılır. Pilot bölgelerde uygulanır.
Bunlar bütün bu aşamalardan sonra yani komisyon ve talim terbiye kurulundan sonra oraya yaradılışla ilgili bir bölüm sokuyorlar. Bu anladığımız kadarıyla akıllı tasarım diye bilinen, Amerika’da Evangelistler tarafından dünyaya da yayılmaya çalışılan, bir dönem bizde Adnan Oktar olarak bilinen ismi Harun Yahya olan vatandaş; okulların önünde, üniversitelerin kapısında yaratılış atlası diye bunu yapıyordu. Çeşitli sebeplerden dolayı Adnan Oktar’ı içeriye attılar. Şimdi Milli Eğitim Bakanlığı bu görevi üstlenmiş görünüyor. Ama daha kötüsü bunu yaparken bir hile yoluna başvuruyorlar. Yani komisyondan kaçırarak, talim ve terbiye kurumundan kaçırarak böyle bir yola başvurmuş olması da ayrıca çok büyük kötülük ve ironik. Bilimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır, bu çok nettir. Bugüne kadar bilinen; bilimle, bilimin ışığında eğitim müfredatını ve programını yapmayan tüm ülkeler emperyalistlerin sömürü ve uşağı olmak durumundadır. Çünkü yoğun bir din sömürüsü vardır. Bunların da aslında hem cumhuriyetle hesaplaşmak hem de bir taraftan dini sömürü üzerinden biatçı bir toplum yaratmak istiyorlar”
Buse Nehir DEMİR/ANKARA
Yoruma kapalı.