PİRHA- DAD Mamak Ana Fatma Cemevi’nin düzenlediği ‘Sanatçılar kuşatılmış Aleviliği’ konuşuyor adlı panelde konuşan Tiyatrocu Yeşim Dorman ve Müzisyen Onur Kocaman önemli mesajlar verdi. Dorman, “Devletin çok ciddi bir çabası var. Dünyada olan en içiçe geçmiş ama insan sevgisini merkeze koymuş bir Aleviliği kuşatmaları mümkün değil” dedi. Kocaman ise, “Yıllardır cemlerin nerelerde yapıldığını biliriz. Bizi şatafata yönlendiren, özendiren bir kültür var. 3 katlı 5 katlı cemevleri yaptık. Ne oldu, daha mı kutsal bir yer” diye konuştu.
DAD Mamak Ana Fatma Cemevi, ‘Devletin Alevi ve Alevi kurumları üzerindeki kuşatılmışlığı’ndan sonra dün de ‘Sanatçılar Aleviler üzerindeki kuşatılmışlığı’ ele alan bir etkinlik gerçekleştirdi.
Moderatörlüğünü Gülistan Aydoğan’ın yaptığı, Tiyatrocu Yeşim Dorman ve Müzisyen Onur Kocaman‘ın konuşmacı olarak katıldığı panele ilgi büyüktü.
Mamak’ta örgütlü bulunan kurumlardan AKA-DER, PSAKD Mamak Şube, HDK Ankara il HDP, Kız Kardeşim Derneği, HDP 1. Bölge Alevi milletvekillerinden Cennet Avcı ve Ceyhun Akın da panele katılım gösterdi.
Paneli yöneten Gülistan Aydoğan, Şeyh Bedrettin’in 15. yüzyılda kaleme aldığı bir yazısıyla başladığı konuşmasında Bedrettin’in, “Tanrı dünyayı yaratmış insanlara da bahşetmiştir. Servet ve tarım ürünleri herkesin ortak malıdır. İnsanlar eşittir. Kiminin zengin ve servet sahibi olması, kiminin ekmeğe muhtaç olması tanrısal amaca aykırıdır. Nikâhlı eşten gayri dünyanın bütün malı ortaktır. Hıristiyan, Musevi, Müslüman tüm insanlar birdir. Ve kardeştir. Yöneticilerin saldırılarını anlayışla karşılamak tanrının amaçlarına, buyruklarına uymaz, doğru değildir. Yöneticiler yönetenler tarafından seçilmelidir. Herkes özgürlüğün gerektirdiği gibi yaşamı biçimlendirmeli, açıklayabilmeli ve saygılı olunmalıdır” dediğini aktardı.
Aydoğan, “Günümüzde Şeyh Bedrettin’in felsefesine itiraz edebileceğimiz bir şey yok. Bizim taleplerimizle ne kadar örtüştüğünü görüyoruz. Bunu talep ettiği için de isyan ettiği gerekçesiyle öldürülen Şeyh Bedrettin, Torlak Kemal ve diğerlerini biliyoruz” hatırlatmasında bulundu.
“ALEVİLİĞİ KUŞATMALARI MÜMKÜN DEĞİL”
Tiyatrocu Yeşim Dorman, Dertli Divani ile bir köye gittikleri cemde, Fatma ananın dara çıktığını ve eşinin daha gençken kendisine şiddet uyguladığını, dolayısıyla şikayetçi olduğunu söylediğini anlattı. Alevi yoluna göre bir ceza verildiği örneğini aktaran Dorman, şöyle konuştu:
“Böyle bir şey coğrafik olarak kuşatılmış gibi de gelse asla sistem tarafından kuşatılamaz. Neden kuşatılamaz? Bize sanat yasaklanmıyor, bize yazmak, resim yapmak, saz çalmak bunların hiçbir yasak değil.
Biz Anadolunun Alevi ve Sunisinin dışında çok önemli pazar kültürünün de aynı zamanda temsilcileriyiz. Mesela biz Ankara Sanat Tiyatrosu’nda Alevilerle Sunileri karşılaştırırız. Nüfus olarak düşünün biz azız diyelim. Ama Ankara Sanat Tiyatrosu’nda 10 kişiden 5-6’sı Alevdir. Bizi kuşatmaları o anlamda mümkün değil. Tabii ki devletin çok ciddi bir çabası var. Ama Aleviliği Bektaşiliği kuşatmaları mümkün değil. Dünyada olan en içiçe geçmiş ama insan sevgisini merkeze koymuş bir Aleviliği kuşatmaları mümkün değil.”
Müzisyen Onur Kocamaz da, “Hangi Alevilik kuşatıldı ve bu Aleviliği kimler kuşattı” diye sordu.
Kocamaz, “Devletin yıllardır sistematik bir şekilde Aleviler üzerinde yaptığı baskıyı kendini Alevi olarak tanımlamış kişiler de yaptı. Sadece devlet yapmadı. Kendimiz de kuşattık. Sistematik bir şekilde Aleviler de Alevileri kuşattı. Hal böyle olunca hangi Alevilik? Aleviliğin tanımlanamamış bir tanımı var. Birileri gelecek Alevilik şudur diyecek, diğeri çıkacak hayır şu değildir, budur diyecek. Birileri elinde Kuran, dilinde bismillah rahmani rahim, gelecek bize Aleviliği anlatmaya çalışacak. Biz bilmemiz gerekeni ise geçiyoruz” diye konuştu.
Kocamaz şöyle devam etti:
“Aleviliğin ne olmadığını bilsek zaten bir problem kalmayacak. Biz Aleviliğin ne olmadığını bilmeliyiz. Aleviliğin ritüelleri bellidir. Namaz kılmaz nokta. Oruç tutmaz nokta. Zekât vermez, hacca gitmez. O zaman İslamiyet’in içerisine sokamayız. Ama bize siz İslam’ın özüsünüz deyip dikta eden ve bu 10 binlerce yıldır bizim bütün dinlere öz kaynak oluşumuzu inkâr eden bir mekanizma. Bu bir Alevi paradoksu. Dinin bize sürekli empoze ettiği bir kültür deformasyonu var. Biz buna karşı çıkamıyoruz. Neden? Çünkü içimizdeki suni Alevilerden, buna karşı çıkamadığımızdan dolayı kendi kurumlarımızı ve dinamiklerimizi sorgulayamıyoruz.
“BİR YERİ KUTSAL KILAN ORANIN DUVARLARI DEĞİL, İNSANLARIDIR”
Yıllardır cemlerin nerelerde yapıldığını biliriz. Bizi şatafata yönlendiren, özendiren bir kültür var. 3 katlı 5 katlı cemevleri yaptık. Ne oldu, daha mı kutsal bir yer. Burada toplandık cemevi işte. Bir yeri kutsal kılan oranın dokusu duvarları değil, insanları. Hal böyle olunca travmatik bir durum oluştu üzerimizde. Acaba biz mi yanlış yapıyoruz. Yol önderleri, uluları sırlamışlardı ve biz es geçtik Aleviliği nereden öğreneceğimizi.”
“Sözüm gerçek anlamda yolu süren dedelere değildir” diyen Kocaman, “Biz düşkün dedelerin peşine düştük. Düşkün dedelerin peşine düşünce bizde bir arayış oldu. Topluma kendimizi kabullendireceğiz. Biz de Müslümanız, biz de Muhammedi seviyoruz, Ali’yi seviyoruz diyerek, bu ezikliğin verdiği aidiyet hissiyle ait hissedeceğiz. Bu milliyetçi hastalığını, bizlere ırkçılığı şırınga ettiler. 72 millete aynı nazarda bakan bir yol gitti, yerine Türkmenci, ırkçı bir yaklaşım dayatılıyor. Alevi Alevi’de Alevinin Türk’ü, Kürt’ü, Arabı olmaz Alevi Alevidir. Alevinin Kürtçe bileni, Rumca bileni, Türkçe bileni olur” şeklinde konuştu.
Müzisyen Onur Kocamaz, “Aleviliği biz onlara kabul ettirmeye çalıştığımız bir tanımı aradığımız sürece deforme olmaya, bozulmaya müsait hale geliriz. Ben Aleviliğe din üstü bir inanış, dinler üstü din diyorum. Bir şeye ait olma zorunda değilim. Bir dine, bir duruma, bir topluma ait olma durumunda değiliz. Alevi’ye aitiz” dedi.
Daha sonra soru cevap bölümüne geçilerek, etkinlik bitirildi.
Cebrail ARSLAN/ANKARA
Yoruma kapalı.