PİRHA- Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Batıkent Cemevi yol yürütücüsü Cemal Şahin, ‘Aleviliğin temel değerlerini ve Hakk’ anlayışını yorumladı. Birçok inanca nazaran insanın ‘Yaratan’ olduğunu ifade eden Şahin “Alevilikte dogmatik, bağnaz bir kural yoktur. Alevilikteki kurallar insan aklının özgürce ürettiği kurallardır” dedi. Cemal Şahin, ‘Sonradan Alevi olunur mu?’ sorusuna da yanıt verdi.
PSAKD Ankara Yenimahalle Şube Batıkent Cemevi Yol Hizmet Yürütücüsü Cemal Şahin “Alevilik nedir? Diğer inançlarda olduğu gibi kuralları var mıdır? Bireyler sonradan Alevi olabilir mi?” sorularını yanıtladı.
Cemal Şahin, her toplumun kurumlaşma temelinde kurallarının olması gerektiğini vurgulayarak, “Aksi halde o toplumda huzur olmaz” dedi. Şahin, semavi dinlerdeki kurallarla Alevilikteki kuralların farklı olduğuna da işaret etti.
“ALEVİLİKTE İNSAN AKLININ ÜRETTİĞİ KURALLAR VARDIR”
Semavi dinlerindeki kuralların Tanrı tarafından gönderildiğine inanıldığını söyleyen Cemal Şahin, “Alevilikte öyle değildir. Alevilikteki kurallar insan aklının özgürce ürettiği kurallardır. Dinlerde değişmeyen kurallar, kaideler vardır. Fakat Alevilikte öyle değildir. Çünkü Alevilikteki kurallar çağın koşullarına göre kendisini yeniler. Çünkü bu evren her zaman söylediğimiz gibi maddenin değişim ve oluşumundan başka bir şey değildir. O nedenle Alevilikte dogmatik, bağnaz bir kural yoktur” açıklamasını yaptı. Şahin, “Çünkü bizler devriye inancına inanırız” diyerek Aleviliğin özgünlüklerine şu sözlerle dikkat çekti:
“Devriye inancı nedir? Bu evrende her şey değişim ve oluşum içerisindedir. Hiçbir şey olduğu gibi kalmaz, her anın, varlığın bir öncesi bir de geleceği olacaktır. Her durum süreçler zincirini izler ve bu süreçler zincirinde kesiklik yoktur. Her şey zincirleme olarak birbirine bağlı, karşılıklı olarak birbirini etkiler. Her varlık bir yaşamın sonu ve başka bir yaşamın da başlangıcıdır. Bu evrenin yapısı değişim ve oluşum; bir döngüsellik içerisindedir.”
“İNSANDA TANRISAL ÖZELLİKLER GÖRÜRÜZ”
Cemal Şahin, Aleviliği diğer inançlardan ayıran en temel özelliği, can’a yani; insana biçilen değer olarak ifade ederken “Evrendeki en küçük zerrenin içerisinde bütün evrenin bilgisi saklıdır. Bir insanın içeresinde de bütün insanlığın ve evrenin bilgisi vardır” açıklamasını yaptı. Şahin, “O nedenle bizler insanda tanrısal özellikler görürüz” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:
“İnsanı yeryüzünde tanrının ya da Hakk’ın bir parçası olarak görürüz. Yol erenleri ne der:
Hararet nârdadır, sacda değildir,
Keramet sendedir, tâcda değildir.
Her ne arar isen, kendinde ara,
Kudüs’te, Mekke’de, Hâc’da değildir.
Cemal Şahin, Alevi inancında can’ın ‘merkezde’ olduğuna vurgu yaparak “Ozanlarımız, aşıklarımız, sadıklarımız, bunu deyişlerle çok güzel anlatırlar” diyerek Aşık Daimi’nin şu deyişi ile devam etti:
Kâinatın aynasıyım mademki ben bir insanım,
Hakkın varlık deryasıyım mademki ben bir insanım
İnsan Hakkta Hakk insanda, arıyorsan bak insanda.
Çok keramet var insanda, mademki ben bir insanım.
Enel Hakkın ismim ile
Hakk’a geldim cismim ile
Benziyorum resmim ile,
Mademki ben bir insanım.
“İNSAN HİÇBİR CANLIDAN KUTSAL DEĞİLDİR”
Cemal Şahin’in altını çizdiği konu; evrendeki tüm varlıkların zincirleme birbirine bağlı olması durumu oldu. İnsanın hiçbir canlıdan daha değerli olmadığına vurgu yapan Şahin “Çünkü bütün canlıların ortak atası tek hücreli canlılardır. Günümüzden 3,5 milyar yıl önce ilk canlıların oluşumu tek hücrelidir. Yavaş yavaş milyarlarca yıldır evrimleşerek günümüze gelmiştir. Hepimizin ortak atası tek hücreli canlılardır” yorumunu yaptı.
SONRADAN ALEVİ OLUNUR MU?
Alevi toplumunun bir kesiminde kabul gören “Sonradan Alevi olunmaz” kuralı da Cemal Şahin’in değerlendirmeleri arasındaydı. Şahin, Aleviliğin temel kuralları arasında herkesin kendisini özgürce ifade etmesinin yer aldığını söyleyerek şöyle devam etti:
“Düşünce ve inanç özgürlüğünde bütün engellerin kalkmasını isteriz. Cinsiyet ayrımı yapmayız. İnsanı ve doğayı merkezine koyan, eşitlik gibi bir düzen isteriz. Bizler, açların doyduğu, haksızlıkların olmadığı bir ortamda yaşamak isteriz. Bizler, çalışan insanların ihmalkârlık nedeniyle hayatlarını kaybetmediği bir ortamda yaşamasını isteriz. Sokak ortasında insanların öldürülmediği, kimsenin kör bir kurşuna hedef olmadığı, katliamlar nedeniyle anaların ağlamadığı, tarikatlar ya da kişiler tarafından çocukların istismara uğramadığı bir toplumda yaşamak istiyoruz. Bizler, barışın, özgürlüğün, hoşgörünün hâkim olduğu bir toplumda yaşamak istiyoruz.
O nedenle bizler cümle âleme bir nazarda bakıyoruz. Gerek insanları, gerek tüm canlıları eşit olarak görüyoruz. Öylesi bir kültürden gelen bir toplumda bu örnekler çok doğru uymuyor.
Yol erenleri der ki;
Tek kişiye sorulmaz muhabbetin dilinde
Hakk’ın yarattığı her şey yerli yerinde
Bizim nazarımızda kadın erkek farkı yok
Eksiklik, noksanlık senin görüşlerinde.
“Bizler, hoşgörü temelleri üzerine oturtulmuş bir felsefeden geliyoruz” diyen Cemal Şahin, herkesin kendisini özgürce ifade etmesi gerektiğini söyledi. Şahin, ayrıca “Bu çağda insanlar kendilerini nasıl kabul ediyorlarsa bizim de onun ifadesini kabul etmemiz lazım. O nedenle bu yüzyılda ‘Alevi ve Sünni gençler birbirleri ile evlenmezler’ diye konulan kural da çağımıza uymuyor, ters düşüyor.
Alevilik anne babadan olmaz. Her anne babadan doğan Alevi olunmaz. Alevi anne babadan doğabilir ama daha sonra geliştikten sonra bakar Aleviliğin kurallarını, öğretisini, yolunu benimseyemiyor gider başka bir inançtan da olabilir.
Bir insan kendisini nerede görüyor, nasıl tarif ediyorsa bizler onu kabul edeceğiz. İnsan, kendisini başka inançtaki anne babadan doğduğu halde ‘Alevi’ olarak kabul ediyor ise biz de Alevi kabul edeceğiz.”
Eren GÜVEN-Cebrail ARSLAN/ANKARA
Yoruma kapalı.