PİRHA – Halkların Demokratik Partisi (HDP)’nin başlatmış olduğu ‘Vicdan ve Adalet Nöbeti’ eyleminin son durağı olan İzmir’de birçok engellemeye rağmen toplumsal kesimler nöbeti sahiplenmeye devam ediyor. PİRHA’ ya konuşan HDP Sözcüsü Osman Baydemir, “Sadece insanlara değil bütün canlılara Kerbela’yı yaşatma ısrarını ortaya koyuyorlar. O halde bizler de Hz. Hüseyin’in kararlılığıyla karşı çıkmak durumundayız” diyerek ortak vicdan, duruş ile ortak mücadele çağrısında bulundu.
HABERİN VİDEOSU
HDP’nin ‘Vicdan ve Adalet Nöbeti’ İzmir’de üçüncü gününde devam ediyor. HDP Eş Sözcüsü Osman Baydemir nöbetin üçüncü gününde PİRHA’ya konuştu.
İNSANIN ÖZ DEĞERİ, ÖZ KİMLİĞİ VİCDANA ÇAĞRIDIR
“Adaletin olmadığı bir coğrafya mayasız kalmaya mahkumdur” diyen Baydemir şöyle konuştu:
“Her şeyden önce ilk günden bugüne değin vicdanının derinliğinde bize desteğini, dayanışmasını gösteren ve gönderen canlara binlerce kez selam olsun. Hiçbirimizin şüphesi yoktur ki vicdan ve adalet mutlaka ama mutlaka bu coğrafyada hakim olacak. Çünkü vicdanın olmadığı bir toplum mahvolmaya mahkumdur. Adaletin olmadığı bir coğrafya mayasız kalmaya mahkumdur. Bugün sahip çıkmaya çalıştığımız insanın öz kimliği, öz değeri vicdana çağrıdır. Bugün sahip çıktığımız her bir insanın her bir beşerin hatta ve hatta doğanın ihtiyaç duyduğu adalete, hukukun üstünlüğüne, eşitliğe, özgürlüğe ve demokrasiye sahip çıkıştır.”
ALEVİNİN, KÜRT’ÜN COĞRAFYASINA DÜŞMANLIK VAR
“Dersim’de orman yangını yok, orman yakmak var” diye belirten Baydemir, Faşizme karşı ortak mücadele edilmesi gerektiğini vurgulayarak şunları belirtti:
“Birkez daha haykırmakta fayda görüyoruz. Sadece insanlara değil bütün canlılara Kerbela’yı yaşatma ısrarını ortaya koyuyorlar. O halde bizler de Hz. Hüseyin’in kararlığıyla karşı çıkmak durumundayız. Bugün Dersim’de orman yangını yok, orman yakmak var. Sadece Kürt’ün, Alevinin, canın, ötekinin, farklılığının fikriyatı değil, neredeyse coğrafyasına karşı bir düşmanlık var. O yakılan orman içerisinde binlerce, on binlerce canlı türü var ve bütün bu canlıları bir meziyet, maharet olarak gören faşist bir anlayış var. O halde biz bütün canlılar demokrasiye, eşitliğe inanan herkesin artık vicdanlarımızı ortaklaştırmanın zamanı gelmiştir. Faşizme karşı ortak bir duruşu, ortak bir söylemi, ortak bir çabayı kol kola omuz omuza ortaya koymamızın zamanı gelmiştir. Bugün bütün Kürt coğrafyasında Dersim başta olmak üzere halkın, canların hür iradesiyle seçmiş olduğu belediye başkanları Nurhayat Altun ve Mehmet Ali Bul cezaevindeler. Ey canlar, ey yoldaşlar sizin iradeniz cezaevinde. Kayyum eliyle Dersim coğrafyası adeta çoraklaştırılmak isteniyor” dedi.
DEMİRTAŞ GİBİ KILIÇDAROĞLU’NA CEZAEVİNE KONMA KUMPASI PLANLANIYOR
Selahattin Demirtaş gibi Kemal Kılıçdaroğlu’nun cezaevine atılması kumpasının hazırlandığını belirten Baydemir, son olarak şunları vurguladı:
“Açık ve net söylüyoruz Selahattin Demirtaş’ları cezaevine atanlar Nurhayat Altun, Mehmet Ali Bul ve Gülten Kışanak’ları cezaevine atanlar şimdiden Kemal Kılıçdaroğlu’nu cezaevine koymanın kumpasını koyuyorlar. Bu nasıl bir kumpastır ki, nasıl ki Demirtaşlar kumpas sonucu cezaevine konulduysa aynı kumpasta bu kez geriye kalan muhalefeti cezaevine koymanın arayışı içerisindedir. Aynı zihniyet aynı mantık sadece Diyarbakır’la Dersim’le 89 Kürt belediyesine kayyum atamakla yetinmeyecek. Sırada İzmir var, Çanakkale ve diğer muhalefet şehirleri var. O halde sıranın kendisine gelmesini beklememek gerekiyor. Çünkü artık susma sustukça sıra sana gelecek demiyoruz, dememeliyiz. Susma sustukça suça ortak olursun. Sen susarsan faşizm kurumsallaşır bu ülkede. Artık susma zamanı değil. Vicdanda, adalette eşitlikte ve onurlu bir barışı inşa etmekte buluşmamız gerekiyor. Vicdan ve adalet tam da bunun içindir. Yaşatmak içindir. Kerbelalara son vermek içindir. Yezidlerin fikriyatına, zulmüne son vermek içindir.”
Ersin ÖZGÜL – İZMİR
Yoruma kapalı.