Alevi Haber Ajansi

Başkaya: Çekirge devamlı sıçrayamaz, AKP tamamen tükenmiş durumda-VİDEO

PİRHA – Yazar Doç. Dr. Fikret Başkaya, AKP’nin bir dönem daha iktidarda kalması durumunda İslam emirliğine doğru gidişin kaçınılmaz olduğunu söyledi. Önceliğin bu ırkçı, dinci rejimin tırmanışını durdurmak olduğunu vurgulayan Başkaya, sol partilerin söylem ve pratiklerini de değerlendirdi. Başkaya, “Kapitalizmi aşma perspektifi olmayan hiçbir hareketin şansı olmaz” dedi. 

14 Mayıs seçimlerine yaklaşırken siyasilerin, “Bu seçim, öncekilere kıyasla daha farklı bir anlam taşıyor” söylemi de sıkça dile getirilir oldu.

“BİR DÖNEM DAHA İKTİDARDA KALIRLARSA İSLAM EMİRLİĞİNE DOĞRU GİDİŞ KAÇINILMAZ”

14 Mayıs seçimlerini, önceki seçimlerden ayıran özelliklerini Akademisyen-Yazar Fikret Başkaya ile konuştuk. Başkaya, “14 Mayıs seçimi, önceki seçimlerden şundan dolayı farklı; ilk defa siyasi partiler, bir devletle yarışıyor. Yani herhangi bir parti ile yarışmıyorlar. İkincisi ise bu hakikaten kritik bir seçim. Eğer bir dönem daha bunlar iktidarda kalırsa bir İslam emirliğine doğru gidiş kaçınılmaz görünüyor” değerlendirmesini yaptı.

“ÖNCELİK; BU DİNCİ, IRKÇI DEMOKRASİ DÜŞMANI REJİMİN TIRMANIŞINI DURDURMAK OLMALI”

Fikret Başkaya, 14 Mayıs’ın, birçok özellik arz eden bir seçim tarihi olacağının altını çizerek, “Ne yapıp edip bunları iktidardan uzaklaştırmak gerek. Normal durumda yapacağımız tartışmaların burada fazla anlamı yok. Dolayısıyla burada öncelik bu dinci, ırkçı, özgürlük ve demokrasi düşmanı rejimin tırmanışını durdurmak, süreci tersine çevirmek olmalı” ifadelerini kullandı.

“MEZHEBİN GÜNDEME GELMESİ SON DERECE ÜZÜCÜ”

Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun başarılı bir siyaset yürüttüğünü belirten Fikret Başkaya, “Alevi” başlıklı paylaşıma dair ise şu yorumu yaptı:

“Bu rejim, ırkçı, mezhepçi bir rejim. 21. Yüzyılda hala mezhep üzerinden siyaset yapan bir rejim. Kılıçdaroğlu’nun aslında bu çağda böyle bir açıklama yapması üzüntü verici bir şey. Mezhebin gündeme gelmesi son derece üzücü ama Kılıçdaroğlu yumuşak bir tarzda onu geçiştirdi diyebiliriz. Aslında Kılıçdaroğlu’nun “Alevi” başlıklı açıklamasına benim beklediğimden de fazla olumlu tepki oldu. Demek ki toplumda da bu beklenti oldukça köklüymüş. Yani Kılıçdaroğlu’nun bir bütün olarak baktığınız zaman süreci iyi götürdüğünü rahatlıkla söyleyebiliriz.”

“BU REJİMİN MAYASINDA IRKÇILIK VAR”

Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Kürt soruna dair söylemleri de Fikret Başkaya’nın değerlendirmeleri arasında yer aldı. Kılıçdaroğlu’nun anadil hakkı ve sorunların çözümü için diyaloğu işaret etmesini olumlu bulan Başkaya, “Fakat şunu söyleyeyim; bu rejimin genlerinde köklü bir ırkçılık ve mezhepçilik var. Bu rejim anayasada yazdığı gibi demokratik, laik, hukuk devleti gibi bir rejim değil. Fakat bidayette de zaten özürlü bir rejim bu. Anadolu’daki otantik halkların tasfiyesi üzerine inşa edilmiş bir rejim. Yani bu ittihatçılar, Türk ırkına dayalı bir rejimle işin içinden çıkacağını düşündüler. Bu toprakların kadim halklarını tasfiye ettiler. Ermenileri, Anadolu ve Pontus Rumlarını, Keldanileri, Asurileri, kısmen Yahudilerin tasfiyesi üzerine inşa edilmiş bir rejim var. Dolayısıyla mayasında ırkçılık var. Onun için bununla yüzleşmek o kadar da kolay değil aslında. Rejim radikal olarak değişmeden buradan fazla bir yol alma imkanı yok.”

“VAATLERİN GERÇEKLİĞİ KESİN OLMAYABİLİR”

Fikret Başkaya, Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı seçilmesi ve altılı masanın ise hükümeti kurması durumunda, Kürt sorunu, Alevi sorunu gibi başlıklarda nasıl politika yürüteceklerine dair izlenimlerini de aktardı. Başkaya, “Sorunları çözmelerini umut etmek isterim ama çok emin değilim” diyerek şöyle devam etti:

“Şundan dolayı emin değilim; Türkiye’de bir iktidar kliği var. Bir görünen iktidar var bir de benim ‘asıl devlet partisi’ dediğim odak var. İttihatçı geleneğin sürdürücüsü olan bir odak bu. Kritik noktalarda müdahale ederek süreci kendi rotasına sokma yeteneği olan bir klik var. Yani o etkisizleştirmeden bu alandaki vaatlerin gerçekliği kesin olmayabilir. ‘Bu iktidar kliği varlığını korudukça radikal bir çözüm olamaz’ demiyorum ama problemli olabilir.”

“YEŞİL SOL PARTİ’NİN VARLIĞI ÖNEMLİ”

Yeşil Sol Parti’nin siyasetteki varlığını da değerlendiren Fikret Başkaya, “Türkiye’de ekolojik duyarlılık son derece zayıf. Dikkat ederseniz müesses nizam partilerinin gündeminde ekoloji diye bir şey yok. Bu açıdan Yeşil Sol Parti çok önemli. Varlığı bile önemli. Fakat kapitalizmi radikal olarak sorun etmeyen, radikal olarak kapitalizmi aşma perspektifi olmayan hiçbir ekolojik, sol, demokrat hareketin vesaire falan bir şansı olmaz. Dolayısıyla radikal olarak antikapitalist olmayı gerektiren bir çağdayız. Çünkü insanlık ve uygarlık kritik bir eşiğe gelip dayanmış bulunuyor. Bir sürdürülemezlik durumu var. Yani iki şık var; ya ekososyalist bir geçiş sürecine doğru yönelinecek ya da bu araç uçuruma doğru sürüklenmeye devam edecek. Yeşil Sol Parti’nin bizatihi varlığı benim için önemli. Bir pencerenin açılmakta olduğu anlamına geliyor, o açıdan önemli buluyorum.”

“DİYANET DEVLETİN GÖBEĞİNDE VAR OLDUKÇA LAİKLİKTEN SÖZ EDİLEMEZ”

Fikret Başkaya, kurtuluşa dair “İki husus var. Birincisi bu dinci tırmanışı durdurmak. İkincisi ise sonrasında ise ne yapılacağı meselesi” diyerek Diyanet İşleri Başkanlığı’nın rolüne dikkat çekti. Başkaya, hükümetin değişmesi halinde ülkenin gelebileceği durumu ise şu sözlerle ifade etti:

“AKP’nin tırmanışını durdurmak, var olan sorunun çözümü anlamına gelmiyor. Çünkü Diyanet İşleri Başkanlığı diye bir kurum, devletin göbeğinde var oldukça oradan laiklikten söz edemezsin. Anayasaya yazınca öyle laik olunmuyor. Dolayısıyla Kemal Kılıçdaroğlu da ‘O örgütü biz kurduk’ diyor ve ‘Savunmasını da biz yaparız’ diyor. Yani laiklik bakımında ciddi bir sorun var. Fakat kısmi bir törpüleme olacağını söyleyebiliriz. Bu tarikatların hareket alanı belki biraz daha daraltılabilir ama radikal bir değişiklik olmaz.

“DİN SİYASETE KARIŞIRSA SİYASET DE DİNE KARIŞIR”

Ülkenin laik bir rejim olabilmesi için ne yapacaksın? Diyaneti devlet aygıtı olmaktan çıkaracaksın. Çünkü din siyasete karışırsa siyaset de dine karışır. Dolayısıyla bir orta yol yok. Bu işin şakaya gelir tarafı da yok. Bunlar müesses nizamın partileri. Bunların yapacağı şeyin sınırı belli. Beklenen, belki biraz rahatlama olur, hapiste lüzumsuz yere tutulan insanlar hapisten çıkabilir. Yani kısmi düzenlemeler olur fakat ekonomik modelde ciddi bir değişiklik olamaz.”

“ÇEKİRGE DEVAMLI SIÇRAYAMAZ”

Fikret Başkaya, Recep Tayyip Erdoğan’ın, miting meydanlarında farklı kimlikte olanlara dönük ötekileştirici ifadelerini de yorumladı. “Artık o tip söylemlerin eski gücü kalmadı” diyen Başkaya “Çekirge devamlı sıçrayamaz. Dolayısıyla AKP’nin artık fazla bir kozu yok. Tamamen tükenmiş durumda. Fakat şöyle bir şey var; bu partinin iki tür taraftarı var. Bir, onu dini lider olarak gören kitle; ne süratte olunursa olunsun peşlerinden giderler. Bir de AKP’nin beslediği, zengin ettiği ve fakirleştirerek yardım edip oyunu aldığı kesim var. Ancak bunların büyüklüğü artık onu iktidarda tutacak kadar değil” diye konuştu.

BAŞKAYA’DAN 1 MAYIS MESAJI!

1 Mayıs’a ilişkin çağrı da yapan Akademisyen-Yazar Fikret Başkaya, son olarak, “Aslında hiç olmadığı kadar meydanlara her tarafta olabildiğince kalabalığı toplamalarını arzu ederim. Rüzgarı büyütmek bakımından bu son derece önemli. Nihayetinde 2 hafta sonra genel seçimler var. Dolayısıyla Türkiye’nin bütününde, belki de tarihinde ilk defa olan bir şey olsun, her tarafta büyük kalabalıklar tarafından bu güzel gün kutlansın isterim” ifadelerini kullandı.

Eren GÜVEN/ANKARA

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak