İstanbul 33. Ağır Ceza Mahkemesi’nde duruşmaları görülen akademisyenler Seçkin Sertdemir, Eda Aslı Şeran ve Yusuf Doğan Çetinkaya’nın ardından İstanbul Üniversitesi’nden Ahmet Bekmen’in duruşmasına geçildi.
“Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisine imza attıkları için haklarında dava açılan 11 akademisyenin duruşması İstanbul 33. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Avukatların müvekkillerine ilişkin beraat taleplerini tümünü ret eden mahkeme, yine dava dosyalarının birleştirilmesi talebini de geri çevirdi.
“Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisine imza attıkları için haklarında Çağlayan’da bulunan İstanbul 32, 33 ve 34’üncü Ağır Ceza Mahkemeleri’nde dava açılan akademisyenler, hakim karşısına çıkmaya devam ediyor.
Kimlik tespiti ile başlayan duruşmada ilk olarak iddianame okundu. Duruşmada söz alan avukatlar, müvekkilleri hakkında beraat kararı verilmesini, aksi takdirde dava dosyasının diğer dosyalarla birleştirilmesini talep etti.
Söz verilen iddia makamı ise, sanığın savunması alınmadığı için beraat talebinin ve birleştirme talebinin reddini talep etti. Mahkeme heyeti de kararında “suçun vasıf ve mahiyetini göz önüne alındığında beraat talebinin reddine ve birleştirmeye yönelik talebin savunma alındıktan sonra değerlendirilmesine” karar verdi.
Avukatların süre talep etmesi üzerine mahkeme heyeti duruşmayı 31 Ocak 2018’e erteledi.
KEŞOĞLU’NUN DURUŞMASI ERTELENDİ
Bu duruşmanın ardından dava duruşması görülen İstanbul Üniversitesi’nden İrfan Keşoğlu ise, şehir dışında olduğundan duruşmaya katılmadı. Keşoğlu’nun avukatları süre talebinde bulundu. Mahkeme, duruşmayı 31 Ocak 2018’e ertelendi.
“301. MADDE ÇÖZÜME KAVUŞMALI”
Keleşoğlu’nun ardından Galatasaray Üniversitesi’nden Feyza Ak Akyol’un duruşması başladı. Akyol ve avukatı duruşmada hazır bulundu. Kimlik tespiti ile başlayan duruşmada Akyol’un avukat söz alarak, 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan 4 akademisyene “terör örgütü propagandası” suçlamasıyla dava açıldığını, yargılama sürecinde cumhuriyet savcısının ve mahkeme heyetinin talebiyle 4 akademisyenin yargılanmasına 301. Madde’den devam edilmesi için Adalet Bakanlığı’na yazı yazıldığını ve Bakanlığın 301. Madde’den yargılamaya izin verdiğini hatırlattı.
Akyol’un dosyaya ilişkin öncelikle 301. Madde konusunun çözüme kavuşması gerektiği üzerinde duran avukatı, kovuşturmanın “terör örgütü propagandası” suçundan mı, yoksa “Türk milletine hakaret” suçundan mı yapılacağına karar verilmesi durumunda savunmalarının ve ifadelerinin şekilleneceğini söyleyerek, 301. Madde için Adalet Bakanlığı’ndan izin alınmasını talep etti.
Savcı avukatın talebinin reddini istedi. Mahkeme ise savcılık yönünde karar kılarken duruşmayı 31 Ocak 2018’e erteledi.
13 ACM’DEKİ DOSYA İSTENDİ
Akyol’un ardından İstanbul Üniversitesi’nden Hülya Kirmanoğlu’nun dava duruşması görüldü. Kirmanoğlu ve avukatının hazır bulunduğu duruşma, kimlik tespiti ile başladı. İddianamenin okunması ardından Kirmanoğlu’nun avukatı Aynur Tuncel Yazgan, yargılamalarda bir uygulama hatası olduğunu düşündüğünü ve savunmalar alınmaksızın beraat istemediğini beyan etti.
Yargılamanın 301. Madde sebebiyle duraklatılmasının da sorgulamalar sonrasında olması gerektiğini belirterek, mahkemeden 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki dava dosyasını okumasını ve 301. Madde konusunda karar vermesini istedi.
Yazgan, “Sabahtan beri benden önce 4 iddianame okudunuz. Bu zaman kaybı. Tutanak çoğaltıyoruz sadece. Hukuki ve fiili bağlantı var. Bu dosyada fail üzerinden değil, fiil üzerinden yapılan bir değerlendirme sonucu karara konu olmaktadır. 301. Madde’de izin hususunun diğer faillere de yansıması söz konusu. Verilen iznin geri alınması mümkün değildir. Bu hususlar yönünden değerlendirme yapılması için 13 ACM’nin iddianame ve duruşma zabıtlarına ihtiyacımız vardır” diyerek, süre talep etti.
Kararını açıklayan Mahkeme Heyeti, 13 Ağır Ceza Mahkemesi’ne müzekkere yazarak, dava dosyaları, iddianame, soruşturma zabıtları ve Adalet Bakanlığı’ndan izin istenilmesine ve sonuçlarına dair evrakın UYAP üzerinden mahkemeye gönderilmesinin istenmesine karar verdi. Süre talebini de kabul eden mahkeme, bir sonraki celseyi 8 Şubat 2018’e erteledi.
KİRMANOĞLU KATILMADI
Kirmanoğlu’nun ardından İstanbul Üniversitesi’nden İlkay Yılmaz’ın yargılamasına geçildi. İlkay Yılmaz’ın katılmadığı duruşmada avukatı Benan Molu hazır bulundu. Av. Molu, dosyanın birleştirilmesini ve savunma için süre talep etti.
Mahkeme heyeti ise, davanın derhal beraat yönündeki talebinin reddine, birleştirme yönündeki talebi ise savunma alındıktan sonra değerlendirilmesine karar vererek, duruşmayı 31 Ocak 2018’e erteledi.
DERHAL BERAAT TALEP EDİYORUZ
Bu duruşmanın akabinde ise İstanbul Üniversitesi’nden Haydar Durak’ın dava duruşmasına geçildi. Durak’ın hazır bulunduğu duruşma kimlik tespiti ile başladı. Duruşmada Avukat Meriç Eyüboğlu söz alarak, usulü itirazlarını dile getirdi. Eyüboğlu, derhal beraata ilişkin talebini dile getirerek, “Sonuç ne olursa olsun yargılanıyorlar. Üzerlerinde iz bırakıyor sonuçta. Mahkumiyet dışında bir karar verilebilinecekse savunma yapma zorunluluğu olmadığı biliniyor. Bu yüzden derhal beraat kararı verilmesini talep ediyoruz” dedi.
“BİLDİRİDE ÖRGÜT İSMİ YOK”
Eyüboğlu, “TCK’nın 7/2 maddesi ihlali ile karşı karşıyayız. İstanbul 13 Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden bir dava var. Yargılamanın başından beri müvekkillerimiz söylediği sözlerden değil, söylemedikleri sözlerden yargılanıyorlar. Müvekkillerimiz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı. Bundan kaynaklı da eleştirilerine muhatap olarak da devlet vardır” dedi.
Eyüpoğlu, ifade özgürlüğü kapsamında AİHM’in Rusya’da bir başvuruya dair verdiği kararı da hatırlatarak, şunları söyledi: “İddianameyi hazırlayan savcı ön yargısız hazırlamış olsaydı görecekti ki bildiri de her hangi bir örgüt ismi yer almıyor. Bu yargılamanın yapılmamasını öngörmek zor değil. İmzalanmış bildiri barış talepli bir metinden oluşuyor. Bu kapsamında derhal beraat kararının verilmesi şartları oluşmuştur.”
“BU YARGILAMA KABUL EDİLEMEZ”
Avukat Zinnet Özçelik ise “Adil yargılama açısından böyle bir yargılama kabul edilemez. Birleştirme konusunda birkaç hususa değinmek istiyorum. Bu bildiri yayınlandığı zaman yurt dışından bile destek verildi. Ancak hükümetin açıklaması ardından savcılar bir anda harekete geçti. Ancak yoğunluğun olduğu yer ise İstanbul ve Ankara oldu. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı metni incelemesi sonucu suçun tekil olduğunu ve TCK 301. Madde için Adalet Bakanlığı’ndan talepte bulundu. Savcılık gerekçeli kararından ‘bu bildiriye imza atan kişilerin fiili ve hukuki irtibat vardır’ dedi. Bu kapsamda da dosyalar İstanbul’a gönderildi. Bu soruşturma tüm kişiler hakkında devam ederken, üç akademisyen hakkında dava açıldı. Sonradan bir dava daha açıldı. Savcı suçun değişmesi ihtimalini göz önünde bulundurarak 301’den izin istedi. Adalet Bakanlığı da bu talebe izin verdi” dedi.
Aynı savcılık bünyesinde çalışan iki savcının vasfını iki farklı şekilde kullanmasının yanlış olduğunu dile getiren Özçelik, “İlk başta toplu dava açan savcılar, sonradan ayrı ayrı açmaya başladılar. Bütün düzenlemelere aykırı bir yargılama söz konusu savcılarda. Savcının yetkisini kötüye kullanması sonucunda farklı sonuçlar doğuracağını, bu nedenle de adaletin tesis edilemeyeceğini düşünmekteyiz. Bu nedenle 13 Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki dosya ile birleştirilmesini istiyoruz” dedi.
İddia makamı ise, derhal beraat kararı verilmesi gereken durumların delil değerlendirmesi ve sanık savunması yapılmadan değerlendirilemeyeceğini belirterek, talebin reddini talep etti. Dosyaların birleştirilmesi talebini ise mahkeme heyetinin inisiyatifine bıraktı.
Derhal beraat talebini ret eden mahkeme heyeti, sanıklar müdafilerin birleştirmeye yönelik taleplerinin sanık savunması alındıktan sonra değerlendirilmesine karar verdi. Avukatların savunma için süre talebinde bulunması üzerine mahkeme heyeti, duruşmayı 8 Şubat 2018’e erteledi.
AKSAKALLI VE NÜFUSÇU, HAKİM KARŞISINDA
İstanbul Üniversitesi’nden Fatma Nihan Aksakallı’nın duruşması da kimlik tespiti ile başladı. Aksakallı ve avukatları katıldığı duruşmada, iddianame okundu. Avukatlar davanın derhal düşmesini, aksi durumda İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki dava ile birleştirilmesini istedi. Mahkeme ise beraat kararını ret edip, duruşmayı 8 Şubat 2018’e erteledi.
Aksakallı’nın ardından Galatasaray Üniversitesi’nden Gözde Aytemur Nüfusçu’nun duruşması görüldü. Nüfusçu’nun hazır bulunduğu duruşma, kimlik tespiti ile başladı. Avukatlar bu duruşmada bir önceki duruşmalarda yapmış oldukları talepleri sıraladı. Avukatların taleplerini ret eden mahkeme, duruşmayı 8 Şubat 2018’e erteledi.
(Mezopotamya Ajansı)
Bunları da beğenebilirsin
Yoruma kapalı.