Alevi Haber Ajansi

Reklam

Barış imzacılarına emek ve meslek örgütlerinden destek-VİDEO

PİRHA- 1128 akademisyenin “Bu suça ortak olmayacağız” başlıklı bildiriye imza atmaları sebebiyle süren yargılamalarda hapis cezaları istinaf mahkemelerinde onaylanmaya başlandı. Karara tepki gösteren meslek örgütleri “Bu hukuk dışı süreç ülkemiz demokrasisi ve adalet sistemi adına utanç vericidir” dedi.

 1128 akademisyenin 2016 yılında “Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisine imza atmasının ardından yargılama sürecinde gelişme yaşandı. Haklarında hapis cezası istemiyle davalar açılan akademisyenler için cezalar istinaf mahkemelerinde onaylanmaya başlandı.

Konuya dair basın açıklaması yapan DİSK-KESK TMMOB-TTB, Barış Akademisyenlerinin yargılama süreci ülkemiz adına bir utanç tablosudur” dedi.

Reklam

Ortak basın metnini okuyan TTB Merkez Konsey Başkanı Sinan Adıyaman, akademisyenlerin, eleştiri ve tutumlarını içeren bildiriye imza attıktan sonra, gözaltı, tehdit ve linç girişimleri ile karşılaştıklarını belirterek şunları aktardı:

“406 Barış Akademisyeni KHK’ler ile ihraç edildi. Pasaportları iptal edildi, ‘kara listeye’ alındı. İşleri ellerinden alındıktan sonra iş bulmaları engellendi. Her türlü akademik haklarının yanı sıra yurttaş ve insan olarak pek çok hakları ortadan kaldırıldı. Dr. Mehmet Fatih Traş, ‘medeni ölüm’ ve ‘kara liste’ uygulamaları sonucu intihara sürüklendi. Tüm bu baskılara, tehditlere ve sonu gelmez tacizlere rağmen akademisyenler, metne attıkları imzanın arkasında durdular; direnmeye ve dayanışmaya devam ettiler, ediyorlar. Ceza yargılamaları ile ortaya çıkan hukuk dışılık inanılmaz boyutlara ulaştı; akademisyenlerin yargılanma süreci ‘bir yargılama yapılıyormuş’ görüntüsü verilmesinden ibaret kaldı.”

“HAPİS CEZALARI ONAYLANMAYA BAŞLANDI”

İmza atılmış tek bir metin olmasına rağmen her akademisyene ayrı davanın açıldığına işaret eden Adıyaman, hapis cezalarının onaylanmaya başlandığına dikkat çekerek sözlerini şu cümlelerle sürdürdü:

“Savunma yaptırılmaması, yapılan savunmaların dinlenmemesi, savunma hakkının sınırlanması ile pek çok mahkeme açık açık tarafsızlık ilkesini yok saydı. Aynı metin için farklı mahkemelerde farklı maddelerden kararlar verildi, hatta aynı mahkemede farklı cezalara hükmedildiği görüldü. Ceza veren mahkemeler, aynı metin nedeniyle açılan yeni davaları da görmeye devam etti. Mahkeme kararları kopyalanmış gerekçelerle verildi ve birbirinden farklı mahkemelerin sanki ortak karar almış ya da bu yönde bir direktif gelmiş gibi bir anda yargılamaları hızlandırdı ve istisnasız herkese ceza verdi. Ve nihayetinde verilen hapis cezaları, tüm bu açık hukuksuzluklara rağmen istinaf mahkemelerinde onaylanmaya başlandı. Bu hukuk dışı süreç ülkemiz demokrasisi ve adalet sistemi adına utanç vericidir. Akademisyenlere, aydınlara karşı uygulanan bu hukuksuzluk ve hapis cezaları; aynı zamanda hakları için mücadele eden işçilere, kamu emekçilerine, mimar ve mühendislere, hekimlere, bütün halk kesimlerine verilen bir sindirme ve korkutma mesajıdır. Akademisyenlere, aydınlara karşı uygulanan bu hukuksuzluk ve hapis cezaları; grev erteleme ve yasaklamakla övünen, sermayenin ihtiyaçlarını tereddütsüz yerine getiren ama emekçilerin her türlü demokratik talebini terörle ilişkilendiren bir iktidar anlayışının yansımasıdır. Kendisi dışındaki bütün siyasi partilerin, demokratik kurumların vatan hainliği ile suçlanabilmesinin ilk adımıdır.”

“AKADEMİSYENLERE DÜŞMANCA TAVIR SERGİLENDİ”

Açıklama sonrası söz alan KESK Eş Başkanı Aysun Gezen, akademik alanların bir tür çölleşme içerisinde olduğunu ifade ederek “Muhalif kadroları tasfiye etme amaçları vardı. Düşünmeyi ilke edinenlerin önüne geçmek isteyip siyasal amaçlarını yerine getirdiler. Hakimlerin, akademisyenlere düşmanca tutum sergilediklerini gördük. Savunma hakları dahi verilmedi” dedi.

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz ise toplumun tüm kesiminin susturulmak istendiğini söyleyerek, “İktidar, yargıyı kendi ihtiyaçları doğrultusunda kullanıyor. Barış gibi önemli konuda düşünce ve görüş paylaşılmasını kabullenmiyorlar. Akademisyenlerin sivil ölümlere terk edilmelerini kabul etmiyoruz. Böyle bir ortamda iktidarın meşrutiyeti hep sorgulanır. Eğer başımızı kuma gömersek toplumun tüm kesimleri bu faşist uygulamalara maruz kalacaktır” dedi.

DİSK Genel Sekreteri Cafer Konca ise “Akademisyenler bizim yol arkadaşlarımızdır. Onlar demokrasinin simgeleridir. İnadına, barışı bu ülkede tesis edeceğiz” dedi.

PİRHA / ANKARA  

 

 

 

 

Reklam

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak