Alevi Haber Ajansi

Baraj mağduru köylüler: Biz direnmedik, siz sahip çıkın doğanıza -VİDEO

PİRHA-Erzurum Hınıs’a bağlı üç köyü kapsayan Başköy Sulama Barajı tamamlanmak üzere. Köylüler baraja karşı mücadelede geç kaldıklarını belirterek, “Biz bu mücadeleyi yürütemedik. Baraj yapılmak istenen yerlerde insanlar ses çıkarsın” diye çağrıda bulundular.

HABERİN VİDEOSU

1985 yılında projelendirilen Erzurum’daki Başköy Sulama Barajı’nın yapımına 2015’de başlandı. Hınıs İlçesi’nin 6 km kuzeybatısı Başköy Deresi üzerinde yer alan barajın tamamlanması durumunda ise tarım alanları ve yerleşim yerleri sular altında kalacak. Arazi sahiplerine 2016 yılına kadar evleri ve arazilerini boşaltmaları için tebligat gönderilmişti. Arazilerine son fasulyelerini eken, mezarlarını ve yaşam alanlarını son kez ziyaret eden köylüler, “Biz bu mücadeleyi yürütemedik” diyerek insanlara yaşadıkları bölgedeki doğa talanlarına karşı sessiz kalmamalarını istedi.

500 yıllık tarihi bir köy olan Başköy’ün tam ortasından dere geçiyor. Doğası ve tarihi dokusuyla tüm güzellikleri bünyesinde barındırıyor. Derede yaşayan kırmızı alabalık da başka bir geçim kaynağı olan Başköy’de, Erzurum Hınıs’ta bile okul ve sağlık ocağı bile yokken tüm bunları bünyesinde barındırıyordu. Tüm bu tarihi doku barajın ardında yok olacak.

“TARİHİ GÜZELLİKLER BİR BİR YOK OLACAK”

Başköy’de yaşayan Ali Ekber Setacı, “Dedelerimiz atalarımız burada yaşadı. Ama maalesef baraj dolayısıyla yakın bir tarihte köyümüz sular altında kalacak. Köyümüz en güzel köylerden biriydi tarihi ve doğal güzelliğiyle. Köyümüzü oba köylere feda ettik” dedi.

“30 yıl önce etüt çalışmaları için geldiler ve Ortaköylüler bizim baraja daha yakın, orada arazileri vardı direnmediler. Para vermeden dozerler koyamayız dediler ve parasını aldılar’’ diyen Setacı, barajın böylece projelendirildiğini söyledi. Setacı, “Kimse direnmedi ve bugün bu duruma geldi” diyerek yaşadıkları mağduriyeti anlattı.

Bir yandan geç kaldıklarını düşünen Setacı pişmanlığını şu sözlerle ifade etti:

“Devletten şuana kadar 2 bin 500 para aldım. Devlet dese ‘gel Ali Ekber ben seni 100 bin lira borçlandırırım, bu barajdan vazgeçeriz’ ben seve seve feda ederim.”

Setacı dedelerinden kalan topraklarının su altında kalacağını söyleyerek şu çağrıda bulundu:

“Halk dirensin. Biz tepkiliyiz ama elden bir şey gelmiyor. Ortaköylüler çevre köyler direnseydik belki baraj yapılmazdı. Tunceli’de, Karadeniz’de örneği gördük. Burası Alevi köyü, kutsal mekanlarımızın bir kaçı ile verimli topraklarımız hep sular altında kalacak.”

“BARAJA KARŞI MÜCADELE EDEMEDİK”

Hatun Setacı de köylerinin baraj altında kalacağı için tepkili. Setacı, “Bizim millet de destek çıkmadı kimse dilekçe vermedi kimse direnmedi. Biz mağduruz mezarlarımız sular altında kalacak şaşırdık kaldık ne yapacağımızı bilmiyoruz” dedi.

Melih Berşe de yaşadıklarını biraz da ‘kader’ diye nitelendirerek baraja karşı direnç gösterememiş olmaktan dolayı pişmanlık duyuyor. Berşe şöyle konuştu:

“Köyümüzün kaderi çizilmiş, yapabileceğimiz bir şey yok devlet yatırım yapmış. Bu karar verilirken burada değildik ekmek kavgası ekmek davası emekçi insanlar. Bitmiş, bu saatten sonra yapılacak bir şey yok. Şu gördüğünüz ilköğretim okulumuz 1919’da Horasan’da bir de burada Başköy de var. Buranın mazisi Ermenilere dayanıyor. Ziyaretlerimiz var ama yapılacak bir şey yok. Burada olsaydık eylem düzenleyebilirdik Trabzon’da olduğu gibi. Halkımızın sahip çıkmasını istiyorum. Ben 2 senedir burada yaşıyorum.”

50 yıldır köyde yaşayan Şefika Halat ise baraj yapımından dolayı burayı terk edeceğini söyleyip, ellerinden bir şey gelmediğini söyledi. Halat, konutları sevmediğini, burada köyde yaşamak istediğini de ekledi.

SON FASULYELER EKİLDİ

Öte yandan Başköy’ün tarım arazileri de oldukça verimli. Fasulye ekerek geçimini sağlayan köylüler bu sene son hasadını toplayacak.

Karadeniz ailesinin son defa ektikleri tarla, gelecek yıl yapılacak baraj nedeniyle su altında kalacak. Bu sene ektikleri ürünlerin hasadını alıp şehre göç edecek olan Abdülhakim Karadeniz, “Bizim işimizde bu sene sondur. Yıllarca bu topraklarda yaşadık. Evlerimiz, mezarlarımız su altında kalacak” dedi.

Fasulyelerini 3 dönüm arazilerine ekerken rastladığımız Leyla ve Cemal Bulut çifti de toprağı çapalıyorlar. 47 sene sonra emekli olup köylerine dönen Bulut çifti zahmeti çok fasulyeleri Eylül’de toplamaya başlayacak. Bulut çifti, “Buralarda kendimizi iyi hissediyoruz. İstanbul’da yaşanmaz. Buranın havası bize yarıyor” diyor. Hem geçim kaynağı hem de sofralarının vazgeçilmezi fasulyeler tarlalarında. Son kez belki de türkü söyleyip çaba yapmaya devam ediyorlar.

Sevim KAHRAMAN/Semra ACAR

ERZURUM

Haberin Videosu

 

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak