PİRHA – Yazar Ali Balkız, 25 Aralık’ta yapılacak Büyük Alevi Kurultayı’na ilişkin, “Hep bize saldırıyor, biz ise cevap veriyoruz. Yani karşılıklı bir diyalog var. Şimdi ise ‘Biz söz söyleyelim de o yanıt versin’ durumuna dönüştü. O nedenle yapılacak kurultayı önemli buluyorum” dedi. Balkız, Kültür Bakanlığı’na bağlı Alevi Bektaşi Cemevi Başkanlığı kurulmasına ilişkin de “Buradan büyük kavgalar çıkacak” dedi.
Hükümetin, cemevlerini Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlama kararına karşı Alevi toplumunun itirazları sürüyor. AKP-MHP hükümetinin Alevi politikalarına karşı 25 Aralık’ta İstanbul Yenikapı’da yapılacak Büyük Alevi Kurultayı’na çağrılar da devam ediyor.
“BİR UYKU HALİ YAŞANDI”
Yazar Ali Balkız, 25 Aralık’ta yapılacak kurultayın önemine vurgu yaparak, Alevi örgütlerinin artık sadece cevap veren pozisyonundan çıktığını ifade etti. Balkız, örgüt kadrolarının artık daha dinamik olduğu vurgusunu da yaparak şunları söyledi:
“Alevi örgütleri yaklaşık 6 ay önce kurultaylarını yaparak yeni kadrolarını oluşturdular. Daha genç, dinamik, kararlı bir kadro, Alevi hareketini yönetmeye başladı. Hevesli inançlı ve dirençliler. Ama devraldıkları örgütlerde hantallaşmış, dağılmış, sönümlenmiş, olan biteni sadece izlemiş, hatta bazen izleme gereği bile duymamış bir uyku hali yaşandı.
Alevi hareketi çok büyük bir irtifa kaybetti. Üyelerin örgütlere olan güveni ne yazık ki zedelendi. Fakat yeni arkadaşlarla birlikte güzel işler yapmaya başladılar.
Benim, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği ve Alevi Bektaş Federasyonu Başkanı olduğum dönemlerdeki o zamana kadar Alevi hareketi hak arama mücadelesi söz konusu olduğunda her kapıyı çalmış, her dilekçeyi alıp meclis başkanından kaymakama kadar gidilmişti. Muhalefetten, iktidar partilerine kadar… Ama bunların bir sonuç getirmediği görülünce ‘dilekçe devri bitti eylem vakti geldi’ kararıyla birlikte sokaklara dökülmüştük. Ankara Sıhhiye’de, İstanbul Kadıköy’de, İzmir’de Gündoğdu semtinde yapılan kitlesel mitinglerle birlikte Alevi hareketi canlanmış, dirilmiş, görünür ve tartışılır olmuştu.”
“BÜYÜK KAVGALAR ÇIKACAK”
Ali Balkız, cemevlerine yapılan saldırılar ve ardından AKP iktidarının Alevilere yaklaşımının bir senaryo olduğunun da altını çizdi. Balkız, hükümetin ülke gündemini çarpıtmak adına kimi yollara başvurduğunu belirterek şöyle devam etti:
“Şehir dışından bir meczup geliyor, önce Türkmen Alevi örgütünün kapısını çalıyor ve kadın görevliyi bıçaklıyor. Ardından Şahı Merdan Cemevine giderek saldırı yapıyor. Oradan Ana Fatma Cemevi’ne giderek camlarını kırıyor ve birkaç saat içerisinde yakalanıyor. Ertesi gün emniyet ‘örgüt yok, kişi var’ açıklamasını yapıyor. Sivas Katliamı’nda da ‘tahrik var, örgüt yok’ demişlerdi.
Şimdi senaryonun bu bölümü gerçekleşti. 2. bölümde ise iktidar, hemen tepki vererek ‘Aleviler bizim kıymetlimizdir. Onlara yapılan saldırı bize yapılmıştır. Biz bunları engelleyeceğiz’ dedi. Ardından Cumhurbaşkanı Hüseyin Gazi’ye çıktı, yetinmediler Hacı Bektaş’a gitti. Aleviler bunun üzerine ayaklandı, örgütlerimiz cevap vermeye başladı. Alevilik ülkede yeniden konuşulur olmaya başladı ve iş meclise kadar gitti. Torba yasa gündeme geldi, ancak daha o yasa tasarısı komisyona henüz gelmeden o günün gecesinde Cumhurbaşkanlığı kararı ile Resmi Gazete’de yayınlanarak Kültür Bakanlığı’na bağlı Alevi Bektaşi Cemevi Başkanlığı kuruldu. Şunu söyleyebilirim ki buradan büyük kavgalar çıkacak. Anlattığım bu olaylar önceden planlanmış, roller dağıtılmış ve sahnelenmiş.”
“25 ARALIK ALEVİ KURULTAYINI ÖNEMSİYORUM”
“Örgütlerimiz ve onların yöneticileri de ellerinden geldiğince ve zamanları yettiğince süreçten geriye düşmediler” diyen Balkız, “Sadece Alevilerin değil, laiklik, demokrasi ve insan hakları adına umut bağlamış olan bütün kitlelerin adına orada mücadelelerini verdiler. Ama bütün bunlar bir saldırıya tepkiydi” ifadesini kullandı.
Yazar Ali Balkız, Büyük Alevi Kurultayı’nın neden yapılmak istendiğini ve önemini de şu sözlerle açıkladı:
“Ben şimdi karşımdaki kişiye bir taş atsam o kişi savunmaya geçer ama ardından o kişi de eline bir taş alarak atar. İşte 25 Aralık İstanbul Yenikapı’daki Alevi Kurultayı bu ihtiyaçtan doğdu. Hep bize saldırıyor, biz ona cevap veriyoruz. Yani karşılıklı bir diyalog var. Her söze bir yanıt… Şimdi ise ‘Biz söz söyleyelim de o yanıt versin’e dönüştü. O nedenle yapılacak kurultayı önemli buluyorum. Hele de bunun ertesinde çok büyük kitlesel mitingler yapılırsa, meydanlardan seslenilirse Alevi olan olmayan bütün yurttaşlar laiklik eşitlik özgürlük adına o meydanlara gelirlerse çok daha başarılı olunacaktır. Bir de işin şu yönü var; cemevlerine yapılan o saldırılar durduk yerde oldu evet. AKP oradan tırmandırdı, 4-5 ayın bütün gündemini doldurdu. Unutturabildiği kadar çarşı pazarı unutturdu. İşsizliği, yoksulluğu, enflasyonu, kanunsuzluğu unutturabildiği kadar unutturdu.
Bir de şu var; saldırı oldu, buna karşı tepki gösterildi. Bütün bunları ‘bakın görüyor musunuz, önümüzde seçim var ya, bu Aleviler bakın ne yapıyorlar. Ey Sünniler görüyor musunuz bunları’ demek için, Sünnilerin tamamını kendisinin seçmeni haline getirebilmek için buradan Alevi kazananı fokurdatıyor. Bir amacı da o.”
Eren GÜVEN/ANKARA
Yoruma kapalı.