PİRHA-HDP’nin İstanbul Bakırköy Özgürlük Meydanı’nda düzenlediği mitingde konuşan HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, Türkiye’deki sorunların çözümü için önce Kürt sorununun çözülmesi ve PKK lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması gerektiğini kaydetti. Bu taleple 88 gündür açlık grevini sürdüren HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in sesine şimdi ses vermek gerektiğini vurguladı.
HDP bugün İstanbul Bakırköy Özgürlük Meydanı’nda “Emek, barış ve adalet mitingi” düzenledi. PKK lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması için 88 gündür açlık grevinde olan HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in talebine ses vermek ve cezaevlerine yayılan açlık grevlerine dikkat çekmek amacıyla düzenlenen mitinge binlerce kişi katıldı.
HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli mitingte yaptığı konuşmada ülkede adaletsizliğin sürdüğüne dikkat çekti. Temelli, ülkeye barışın, adaletin ve demokrasinin gelebilmesi için önce öncelikle PKK lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecride son verilmesi gerektiğini kaydetti. Leyla Güven’in 88 gündür tecridin kaldırılması için çalık grevini sürdürdüğünü belirten Temelli, sözlerini şöyle sürdürdü:
“BU SESE KULAK VERİN”
“Bu yükselen sese ses katmalıyız. Daha fazla geç kalmadan, daha büyük sorunlara sürüklenmeden yetkililere çağrı yapıyorum, istenen bir haktır, hukuktur, gasp edilmiş bir hakkın yerine getirilmesidir. Bu sese kulak verin ve tecridi sonlandırın. Aile ve hukukçu görüşü sağlanmalıdır. Bu tecrit kırılana kadar bu mücadeleyi büyüterek sürdüreceğiz. Çünkü tecrit Türkiye’ye, kadınlara, emekçilere uygulanıyor. Bu ülkeye demokrasi ve barış gelmesi için bu mücadelede buluşacağız. Çünkü bizim bir sevdamız, bir fikrimiz var. İşte bu sevda bu fikirdir bizi yan yana getiren. Ortak vatanda demokratik, cumhuriyet, demokratik ulustur, barıştır, özgürlüktür bizim sevdamız. Bu fikirlerle yola çıktık ve HDP’yi kurduk. Herkesi bu mücadeleye davet ettik. Yeter ki barış, demokrasi olsun, bu ülkede insanlar aç yatmasın, yoksulluğa mahkum olmasın diye. Bunun adı radikal demokrasidir, barıştır, Türkiye’nin geleceğidir.
“KÜRT MESELESİNDE ÇÖZÜM İSTİYORSANIZ TECRİDE SON VERİN”
Bütün bu ülkede yaşanan sorunların kavşağında tecrit vardır. Türkiye’deki sorunların çözümü için Kürt meselesinde çözüm istiyorsanız bu tecride son vereceksiniz. Bu konunun muhatabı sayın Öcalan’dır. Bu ülkenin bütün vicdanlı insanları 2013-2015 arasında barışın mümkün olabileceğine, bir arada yaşanabileceğine tanıklık etti. Tüm bu yaşananlara rağmen Kürt meselesinin çözümü adına atılan o güçlü adıma rağmen bu iktidar karanlıklarda çökertme planı hazırlıyormuş. Çünkü tek dertleri savaştan, kandan beslenmek. Bu düşmanlığı, zulmü, şiddeti büyüterek iktidarda kalmanın yolunu yöntemini geliştiriyorlar. Buna son vermeliyiz. İşte o nedenden dolayı tecridi sonlandırmalıyız. Leyla Güven’in sesine şimdi ses katmalıyız. Eğer buna son vermezsek bu ülke çok daha büyük acılar yaşayacak, daha büyük krizlere sürüklenecek.
“BARIŞIN SESİ MEYDANLARDA, SOKAKLARDA”
Bu ülkede artık yargı bağımsızlığı tarafsızlığı yok. İnsan hakları ihlalinde dünya birincisi. Bu ülkede hukukun üstünlüğü yok. Devlet hukuku çiğniyor. Yasaları tanımıyor. AİHM’in Selahattin Demirtaş ile ilgili verdiği kararı yok sayıyor. Uydurma fezlekelerle, yalanlarla arkadaşlarımızı yargılıyorlar. Adalet mahkeme salonlarını terk etmiş. Biz sizin bu kararlarınız tanımıyoruz, tanımayacağız. Onların bir suçu yok, onların bir sevdası var. Ama siz yargıyı talimatlarla yöneterek suç işliyorsunuz. Biz diyoruz ki bu ülkeye adalet geldiğinde bu suçu işleyenleri mutlaka yargının önüne çıkartacağız. Bu adaletsizlik hüküm sürdükçe barışın yolu tıkalıdır. Dünyanın her yerinde saygınlıkla anılan ve barış mücadelesi yapan arkadaşlarımız yargılanıyor. Yüzlerce barış akademisyenini cezalandırıyorlar. Neden? Barışın sesi duyulmasın diye. Bu mümkün mü? İşte barışın sesi burada, meydanlarda, sokaklarda.
“SURİYE’NİN GELECEĞİNE ORANIN HALKLARI KARAR VERECEK”
Bugün Suriye’de, Afrin’de, Rojava’da ne yaptıkları ortada. Suriye’de de çözümsüzlük devam etsin diye Suriye’ye yönelik nefret söylemlerine devam ediyorlar. Afrin’de yaptıklarını Rojava’da da yapmaya çalışıyorlar. Biz diyoruz ki Suriye’nin geleceğine oranın halkları karar verecek. Suriye’den elini çek, Afrin’den alini çek diyoruz. Bizlerin mücadelesi Suriye’de barış içindir, Türkiye’de demokrasi, toplumsal barış içindir, bu zulüm sonlansın diye bu adaletsizlik bitsin diyedir.
“KENTLERİMİZİ, HAYATLARIMIZI BUNLARIN ELİNDEN HEP BİRLİKTE KURTARACAĞIZ”
Zulüm ve adaletsizlik her yerde. Her gün 6 işçi yaşamını yitiriyor. Bu sömürü düzeni devam etsin diye. Bu düzenden bu saray beslensin diye. Şimdi kalkmışlar çevreye duyarlı kentler var edeceklermiş. Bu kenti betonla kaplayıp yaşanmaz hale getiren kendileri değilmiş gibi sanki 16 yıldır ülkeyi bunlar yönetmiyormuş gibi çevreye duyarlı kentler var edeceklermiş. Kim inanır bunlara. Kadına yönelik şiddet devam ediyor. Kadın düşmanı iktidar her gün yeni nefret söylemleri üretiyor. Kentlerimizi, hayatlarımızı bunların elinden hep birlikte kurtaracağız.
“BU MÜCADELEYE HERKESİ DAVET EDİYORUZ”
Yerellerde halkımızı iktidara taşıyacağız. Sadece kayyumları geri almakla kalmayacağız, yerel demokrasiyi inşa edeceğiz. Yöneten biz üreten biz olacağız. Kayyumları süpürüp atmak yetmez. Bu AKP-MHP bloğunu Türkiye’nin her yerinde yok edeceğiz. Doğa talanına son vermek için mücadele edeceğiz. Bunu hep birlikte başaracağız. Yerellerde iktidara gelmek demek barışın yolunu açmak demek, tecridi kırmak demek. Sürgündeki tüm yoldaşlarımıza kavuşmak demek, bir başka Türkiye’yi hep birlikte var etmek demek. Bu rejimden bu ülkeyi kurtarmak için 31 Mart çok önemlidir. Her şeyi tekleştiren bu zihniyete karşı tüm farklılıklarımızla birlikte buradayız, varız var olacağız demektir. Mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Bu mücadeleye herkesi davet ediyoruz.
HDP Ağrı Miletvekili Dilan Dirayet Taşdemir ise konuşmasını Kürtçe yaptı. Taşdemir Leyla Güven’in talebinin haklı olduğunu ve PKK lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması gerektiğini dile getirdi.
Ardından MKM sanatçısı Nurcan Değirmenci türküler seslendirdi.
“HAKİKATİN GERÇEKLEŞMESİ ENGELLENEMEZ”
HDK Eş Genel Sözcüsü Sedat Şenoğlu da yaptığı konuşmada şunları kaydetti:
“Pir Sultan yüzyıllar önce dedi ki ‘dönen dönsün ben dönmezem yolumdan.’ İşte Leyla Güvenlerin yolu böyle bir yol. Geri dönülmez, boyun eğilmez bir yol. Bu yol engellenemez. Hakikatin gerçekleşmesi engellenemez. Canlarını eşitlik, demokrasi, özgürlük için hiç tereddütsüz ortaya koydular. Bundan daha iradeli, büyük, insani, vicdani, devrimci bir yol var mı yok. Bundan daha büyük erdemli, özgürlük yolunu açan bir irade var mı. Yok. O zaman onların takipçisi olacağız.
Onlar diyorlar ki ‘Kürt sorunu demokratik barışçıl bir şekilde çözülsün, halklar arasındaki düşmanlık son bulsun, katliamlar son bulsun. Halklar binlerce yıl birlikte yaşadı bu devam etsin. Faşist yasaklar ortadan kaldırılsın, demokratik siyasetin önü açılsın, demokratik bir cumhuriyet kurulsun.’ Bundan daha meşru bir talep var mı? Yok.
“EKMEK, SU KADAR ADALETE, ÖZGÜRLÜĞE İHTİYACIMIZ VAR”
O zaman biz bu yola gönlümüzü koymamız lazım. Bunun için tereddüt göstermememiz lazım. Yol uzun ama geri dönülmez bir yoldur. Leyla Güvenlerin canına can katmamız lazım. Canımızı, irademizi onların yanına koymamız lazım. Dayanışmamızla, direnişimizle, irademizle yapmamız lazım. Bunu başaralım ki o zaman İmralı’dan halkların baharı Newroz’a bir yol açılsın. Bunu başaracağız. Çünkü buna inanıyoruz. Ekmek kadar su kadar adalete, özgürlüğe ihtiyacımız var ve bunun anahtarı İmralı’da.
Mitinge Leyla Güven canlı bağlandı. Güven “Hepinizi Amed zindanlarının direniş ruhuyla selamlıyorum. Yürüttüğümüz mücadelede, gösterdiğiniz dirençlilik için hepinize saygılarımı ve sevgilerimi iletmek istiyorum. İyi ki varsınız. Yaşasın halkların kardeşliği” diye konuştu.
Miting halaylarla son buldu.
PİRHA/İSTANBUL
Yoruma kapalı.