Alevi Haber Ajansi

Ayten Öztürk’ün işkenceyle katledilmesi insanlığa karşı işlenmiş suçtur-VİDEO

PİRHA – Cumartesi Anneleri eylemlerinin 1009. Haftasında 32 yıl önce Dersim’de gözaltında kaybedilen Ayten Öztürk’ün akıbetini sormak için Galatasaray Meydanı’nda biraraya geldi. Yapılan açıklamada, “Ayten Öztürk’ün işkence ile öldürülmesi ve bedeninin kaybedilmesi uluslararası hukuka göre insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur ve zaman aşımına tabî değildir” denildi.

Cumartesi Anneleri, 1995 yılından bu yana gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle Galatasaray Meydanı’nda bir araya geliyor.

Cumartesi Anneleri, eylemlerinin 1009. Haftasında 32 yıl önce Dersim’de gözaltında kaybedilen Ayten Öztürk’ün akıbetini sormak için Galatasaray Meydanı’nda bir araya geldi. Açıklamayı İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri okudu.

“AYTEN ÖZTÜRK’ÜN KİMLİK TEŞHİSİ GİYSİLERİNDEN YAPILABİLDİ”

32 yıl önce bugün gözaltına kaybedilen, Ayten Öztürk dosyasını ailesinin tüm girişimlerinin cezasızlıkla sonuçlandığını ifade eden Yoleri, açıklamanın devamında şunlara yer verdi:

“Öztürk ailesi Dersim’de yaşıyordu. Tunceli İl Özel İdaresi’nde şef olarak çalışan Baba Hıdır Öztürk, Mayıs 1992’de Tunceli İl Jandarma Alay Komutanı Mustafa Sabri Yazgankıran tarafından üç kızı ile birlikte alay komutanlığına çağrıldı. Albay, “aklınızı başınıza alın” şeklindeki tehditlerin ardından onları “Polis Ahmet” diye bir kişi ile tanıştırdı. Albayın tanıştırdığı kişi aslında MİT ve JİTEM adına çalışan “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım’dı. Yıldırım, üç kardeşi sorguladı, telefon ve adres bilgilerini aldı. Bu olaydan kısa bir süre sonra hemşire ve mühendis olan kardeşler Dersim’den sürüldü. Hıdır Öztürk’ün Dersim’de kalan kızı Ayten Öztürk, Mazgirt ilçesine bağlı Akpınar’daki Tunceli İl Özel İdaresi’ne ait bir fabrikada çalışıyordu. 27 Temmuz 1992 akşamı mesai çıkışı sonrası içinde dört kişi bulunan beyaz bir arabayla kaçırıldı. Kaçırılan Ayten Öztürk, 8 Ağustos 1992’de Elazığ Karşıyaka Kartaltepe mevkiinde, bir eli dışarıda kalmış şekilde gömülü olarak bulundu. İşkenceden tanınmayacak hale gelmiş Ayten Öztürk’ün kimlik teşhisi giysilerinden yapılabildi.

“SORUŞTURMA HIZLA KAPATILDI”

Ancak işkence bulguları otopsi raporunda yer almadı, doktorlar detaylı otopsi yapmadı. Açılan soruşturma hızla kapatıldı. Bizzat JİTEM komutanı Cem Ersever ve JİTEM elemanı Abdülkadir Aygan, Ayten Öztürk’ün Yeşil ve ekibi tarafından OHAL Valiliği’nce, Yeşil’e tahsis edilen beyaz Land-Rover araç ile kaçırıldığını, daha sonra Diyarbakır JİTEM’e götürüldüğünü ve burada üç gün boyunca işkence gördükten sonra infaz edildiğini açıkladı ve bu açıklamalar basında da yer aldı. Türkiye Büyük Millet Meclisi Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu 13 Aralık 2011’de baba Hıdır Öztürk’ü dinledi. Komisyon Başkanı Ayhan Sefer Üstün, Elazığ ve Tunceli Cumhuriyet savcılıklarına suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusu üzerine dosya yeniden açıldı.

“DAVA CEZASIZLIKLA SONUÇLANDI”

Tüm yasal yollardan sonuç alamayan aile, 2013’te Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Anayasa Mahkemesi 21 Nisan 2016’da, Anayasa’nın 17. Maddesi’nde güvence altına alınan yaşam hakkı kapsamında, etkili soruşturma yükümlülüğünün ihlal edildiğine karar verdi. Kararın bir örneğini ihlal sonuçlarının ortadan kaldırılması için Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdi. Hazırlanan iddianame kabul edilerek dava açıldı ve Musa Anter’in öldürülmesiyle ilgili süren davayla birleştirildi. Ancak Ayten Öztürk’ü kaçıranlar, işkence ile katledenler, bedenini kaybedenler ve insanlığa karşı bu suçu örtbas edenler biliniyor olmasına rağmen, dosyada tanıklar, deliller, itiraflar olmasına rağmen dava, 21 Eylül 2022’de zamanaşımından düşürülerek cezasızlıkla sonuçlandı. Hiç şüphe yok ki, Ayten Öztürk’ün işkence ile öldürülmesi ve bedeninin kaybedilmesi uluslararası hukuka göre insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur ve zamanaşımına tabî değildir.

“ADALET İSTEMEKTEN VAZGEÇMEYECEĞİZ!”

1009. haftamızda siyasi ve adli makamları bir kez daha Ayten Öztürk dosyasında uluslararası hukuktan kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmeye ve ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için etkili bir giderim yolu sunmaya çağırıyoruz. Kaç yıl geçerse geçsin; Ayten Öztürk için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz.”

“BENİM KANDIRILAN ANAM”

Açıklama sonrasında gözaltında kaybedilen Murat Yıldız’ın doğum günü vesilesiyle annesi Hanife Yıldız’ın yazdığı mektubu Taylan Bekin okudu. Bekin’in okuduğu mektup şöyle:

Kayıp edilmemle kolu kanadı kırılan anam doğum günümde yollarımı bekliyormuş. Sen neredesin? Nerelerdesin oğul? Gel gel de nasıl bir hediye istiyorsan oğul söyle de onu alayım diye yazmış. Anam ben kayıp edildiğimde 19 yaşındaydım ben ancak onu biliyorum sonrasını sen biliyorsun. Ana sen beni kaç yaşında verdiysen öyle kaldım. Sene hala neden saçımın, sakalımın nasıl beyazladığını merak ediyor, soruyorsun. Yok ana yok beyazım. O ayrıldığımız günkü gibi öylece kaldım. Anam senin nasıl ki kolun kanadın kayıp edilmemle kırıldıysa benim de öylece kırıldı. Ana kanatsız uçamıyorum, yol da bulup gelemiyorum. Hiç olmazsa oğul bir mektup yazda yolla demişsin hangi elle, nasıl mektup? İşte yazdım, okusunlar. Hep göz bebeğim dediğin komiser Ramazan Kaya’ya sor. Sen beni nasıl kandırdın, Muradım nerede sor yoksa unuttun mu anam? Murat’ın kayıp edildi. Gecemde gündüzümde karanlık, yollarda kapalı ana gelemem gelemem. 19 yaşındaki Murat nerede diye arayan insanlara selamlar saygılar. Unutmayın bizleri, zalimlere de unutturmayın.

Kayıp edilen
Murat Yıldız”

HANİFE YILDIZ: OĞLUM, BEN 29 YILDIR BU ALANLARDA ADALET TALEP EDİYORUM

Mektubun okunmasının ardında Hanife Yıldız, söz alarak “Benim oğlum 19 yaşındaydı. Ramazan Kaya benim gözbebeğimi benden nasıl kopardı? Ne vicdanı ne adaleti vardı. Oğlum, ben 29 yıldır bu alanlarda sokaklardayım adalet talep ediyorum. Siz hep koltuklarınız için kendiniz için oturuyorsunuz. Biz burada otururken hiç kimseyi ayırt etmedik bizimle beraber olanlar hep cezaevindeler. Oğlum ve şahsım adına tüm cezaevindekilere selam gönderiyorum. Siz insanları bıraktınız şimdi de köpekleri katlediyorsunuz” diye konuştu.

Cumartesi Anneleri’nin eylemleri Galatasaray Meydanı’na bırakılan karanfillerle son buldu.

PİRHA/İSTANBUL

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak