PİRHA-Tutuklu bulunduğu cezaevinde ‘demans’ tanısı konulan fakat tahliye edilmeyen HDP eski Eş Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk’un son durumuna ilişkin yapılan açıklamada “Hem mahpus hem de hasta olmak çok katmerli bir sorun. Sağlık hakkı cezaevinde kalan herkes için de geçerli. Aysel Tuğluk için düşman hukuku uygulanmaktadır” ifadeleri kullanıldı.
‘Aysel Tuğluk İçin 1000 Kadın’, tutuklu bulunduğu Kocaeli Kandıra F Tipi Cezaevi’nde ‘demans’ tanısı konulan Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk’un son durumuna ilişkin basın toplantısı düzenledi. İstanbul Beyoğlu’nda bulunan Karşı Sanat Çalışmaları Salonu’nda gerçekleştirilen açıklamaya HDP İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm, Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Eş Genel Başkanı Kadriye Doğan, Gülten Kaya ile çok sayıda kişi katıldı.
Hacer Özdemir’in moderatörlüğünde gerçekleştirilen toplantıda basın açıklamasını oyuncu Deniz Türkali okudu. İstanbul Tabip Odası (İTO) önceki dönem başkanı Dr. Pınar Saip, Nörolog Uzman Doktor Emel Gökmen, Avukat Elif Taşdöğen ile Aysel Tuğluk’un kuzeni gazeteci Gülsen Yüksel de konuya ilişkin açıklamalarda bulundu.
Toplantının açılışını yapan Hacer Özdemir, “Hükümetin birçok konuda politikasının olmadığını biliyoruz. Ama kadın ve Kürtler konusunda politikası hep oldu. Var olana karşı istikrarlı bir saldırısı var. Kadınlar değişimi, eşitliği sağladığı için her zaman korkulan oldu. Hep mücadele edildi. Kadınlar birçok kazanımı elde etti. Aysel Tuğluk yoldaşımızdı. Hepimizin gözü cezaevinde. Onun durumunu kaygıyla izliyoruz. Aysel Tuğluk ilk eş genel başkandı. Türkiye’de bir ilki gerçekleştirdi. Değişimi başlatandı. Ondan kaynaklı böyle saldırılıyor” ifadelerini kullandı.
“YARGI SÜRECİ SİYASİ SAİKLERLE DEVAM EDİYOR”
Oyuncu Deniz Türkali‘nin okuduğu basın metninde öne çıkan satır başları şöyle:
“Aysel Tuğluk şahsında binleri aşan hasta mahpusun yaşam hakkını savunmaya devam ediyoruz. Bir siyasetçi ve hukukçu olan Aysel Tuğluk altı yılı aşkın bir süredir cezaevinde. Cezaevinde tek başına hayatını idame ettirmesinin gün geçtikçe imkansızlaştığı görmezden geliniyor. Siyasi saiklerle devam eden yargı sürecinde ve günlerce süren duruşmalarda, Aysel Tuğluk SEGBİS salonlarında beklemek zorunda bırakılıyor.
Aysel Tuğluk’un yaşadığı ağır hastalığa ilişkin yetkili sağlık kurumlarının hazırladığı “cezaevinde kalamaz” raporlarının dikkate alınmasını, hukuka, insan haklarına uygun bir karar verilmesini, Aysel Tuğluk’un derhal serbest bırakılarak tedavi olmasının sağlanmasını, bunun için derhal harekete geçilmesini talep ediyoruz. Bu talepler bugün 54 ülkeden 6 bini aşkın kadının imzasını, çok daha fazla kadının irade beyanını taşıyor.
“TUĞLUK’A YAPILANLAR KADIN MÜCADELESİNE YÖNELİK TUTUMUN GÖSTERGESİDİR”
Aysel Tuğluk’a karşı geliştirilen haksız tutumun aynı zamanda kadın mücadelesine yönelik tutumun da bir göstergesi olduğunu biliyoruz. Kadın mücadelesinin ve barış mücadelesinin bir parçası olan Aysel Tuğluk’a yaşatılanlar, biz kadınların haklarımız ve hayatlarımız için sürdürdüğümüz mücadelenin gerekçelerinden birisidir. Aysel Tuğluk için insanca yaşam koşulları ve tedavi imkanı sağlanıncaya ve tahliye edilinceye kadar mücadelemizi sürdüreceğimizi duyuruyoruz.”
“TUĞLUK, CÜMLE KURMAKTA ZORLUK ÇEKİYOR”
Tuğluk’un son durumuna ilişkin bilgiler veren gazeteci kuzeni Gülsen Yüksel şunları söyledi:
“Aysel için ailecek çok üzgünüz. Annesinin cenazesine yapılanları biliyoruz. O hadiseyi kimse dile getirmiyor zaten. Onun yaralarını saramamışken, Aysel’in bu durumu bizi şok etti. Pandemi sürecinin hastalığını ilerlettiğini gördük. Cümle kurmakta zorluk çekiyor. Çok iyi bildiği isimleri unutuyordu. Uzun süredir kötüydü zaten. Şaşkın, çocuksu ve ürkek. Bulunduğumuz yılı sorduğumuzda bilemedi. Yeni karşılaştığımız bir hastalıktı bu.”
“İNSANLARIN AKLIYLA OYNADIKLARINI GÖRDÜK”
“Aysel Tuğluk için düşman hukuku uygulanmaktadır” diyen Avukat Elif Taşdöğen ise “Tuğluk annesini kaybettikten sonra uzun süre sessizliğe bürünüyor. Baş ağrıları ve unutkanlık başladı fakat durumun normal olduğu ifade edildi. Anormal giden sürecin arkadaşları da farkına vardı. Yas sürecinde olması ve yaşının genç olması nedeniyle teşhiste gecikildi. Demans tanısı konulduğunda “cezaevinde ve tek başına kalamayacağı” yönünde bir rapor da verildi. Rapora rağmen “cezaevinde kalabilir” şeklinde ayrı bir karar çıkarıldı. İnsanların aklıyla oynadıklarını gördük” şeklinde konuştu.
“CEZAEVİNDE KALMASI HASTALIĞININ İLERLEMESİNE YOL AÇIYOR”
Nörolog Emel Gökmen de Tuğluk için verilen raporlara değinirken, “Kocaeli Üniversitesi ile Adli Tıp Kurumu aynı değerlendirmeyi yapıyor fakat iki kurumun yorumları ise zıt yönlü. Üniversite ‘demans’ olarak yorumluyor. Adli Tıp’ın yorumu ise farklı. Cezaevi koşullarında kalması hastalığının ilerlemesi noktasında olumsuz etkiye neden olur” dedi.
“HEM MAHPUS HEM HASTA OLMAK ÇOK KATMERLİ BİR SORUN”
Açıklamada son olarak konuşan Prof. Dr. Pınar Saip de şu ifadeleri kullandı:
“Hem mahpus hem de hasta olmak çok katmerli bir sorun. TTB’ye birçok şikayet yansımakta. Yalnız Aysel Tuğluk özelinde değil birçok tutuklu bu süreci yaşıyor. Sağlık hakkı cezaevinde kalan herkes için de geçerli. Hastalar hastaneye sevk edilirken; hangi suçtan dolayı tutuklu bulunduğu da belirtiliyor. Bu durumdan kaynaklı ayrımcılığa uğrayan hastalar oluyor. Fakat bu tutum hekimlik etiğiyle uyuşmayan bir durumdur.”
PİRHA / İSTANBUL
Yoruma kapalı.