PİRHA-Newroz’a ilişkin PİRHA’ya konuşan Dersim Araştırmalar Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Ayrılmaz, “Newroz Bayramı bizim halkımıza çok yakışıyor. Onu bir mücadele günü, bir özgürlük günü olarak hayatımızda, evimizde, yaşamımızda bilfiil uyguluyoruz” dedi.
Araştırmacı kimliğiyle Dersim’de uzun yıllar sözlü tarih çalışması yapan Dersim Araştırmalar Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Ayrılmaz, Newroz’u anlattı.
Ayrılmaz Newroz’un tarihsel anlamının oldukça derin olduğunu ifade ederek “O derinliğin yüzyıllar boyu yarattığı etki bugün hala halkımızın gündeminde. Yeni dehaklara yeni zalimlere karşı bu halk çok çetin ve gerçekten yıllara yayılan bir mücadele içerisinde ve adeta bir yarasayla cebelleşir şekilde yoluna devam ediyor” diye konuştu.
“NEWROZ BAYRAMI KÜRT HALKININ BAĞRINDA YETİŞEN BİR KÜLTÜR”
“Newroz Bayramı bizim halkımıza çok yakışıyor” diyen Ayrılmaz, “Onu bir mücadele günü, bir özgürlük günü olarak hayatımızda, evimizde, yaşamımızda bilfiil uyguluyoruz. Çünkü o mücadele yüzyıllara yayılan bir mirasın sonucudur ve o mirası bu halk geleneğiyle, mücadelesiyle, özgürlük arayışıyla sürdürüyor. Çokta iyi yapıyor. Kendi adıma bu yanıyla Newroz, en çok biz Kurdi halklara yakışıyor. Bu diğer halkları ötekileştirdiğim anlamına gelmiyor. Ama hakikaten Newroz’un, Kürt halkının bağrında ve onların geleneklerinde yetişen bir kültür olduğunu düşündüğüm için bu cümleyi kullanıyorum” dedi.
“KÜRT ALEVİLERİN NEWROZ İLE ÇOK İÇLİ DIŞLI BİR YAŞAMI SÖZ KONUSU”
Dersim’in, Kürt Alevilerin Newroz ile çok içli dışlı bir yaşamının söz konusu olduğunu ifade eden Ayrılmaz şunları söyledi:
“Söyleyeceğim şey için umarım yadırganmam ama Dersim Alevilerinin yeni yılı 21 Mart’tır. Biz yeni yılı aslında 21 Mart’ta kutluyoruz, yeni yılı 21 Mart’ta karşılıyoruz. Ama tarih değişimi, takvimlerin değişimi, öz itibariyle bunları da değiştirdi. Yani Xızır’la başlayan, Hawtemal ile devam eden 21 Mart o toplumun, yeni günü, bahar gününü karşılama bayramıdır ve bana göre ilk festivalidir. Çünkü o yedi güne yayılan bayram, günlük yaşamları içerisinde hem kendi yaşamları o bayramın içinde şekilleniyor hem de yedi gün içerisinde birlik, dayanışma, bir araya gelme ve o günün önemini anlatma noktasında konuşmalar söyleşiler ve gerçekten komşuluk ilişkileri başlıyor. Dolayısıyla Newroz diğer yanıyla inançsal dünyalarında da şöyle bir anlam ifade ediyor, gece ile gündüzün eşitlendiği gündür. O yanıyla da ayrı bir kutsallığı var. Bir de yaşlılardan duyduğum, onların anlatımıyla 21 Mart’tan itibaren ağaçlara su düşer. Sonbaharda kışın başlamasıyla birlikte her şey o soğuk hava içerisinde gerçekliğinden biraz uzaklaşır. Başka bir iklim, başka bir havaya girer. Baharın müjdecisi 21 Mart’tır ve 21 Mart gecesinden itibaren cemreler ile birlikte ağaçlara su düşer. Onlar kendi inançsal dünyalarında böyle bir yere koymuşlar. Bu asırlar boyudur devam ediyor.”
“ALEVİLERİN TARİHİNDE O TAHRİBAT HALA DEVAM EDİYOR”
Newroz’un Kürt halkının benliğinde yüzyıllara yayıldığını, geldiğini ve bugün de canlı bir şekilde yaşadığını, bir mücadele günü olarak kutlandığını belirten Ayrılmaz, şunları kaydetti:
“Bugünleri, yani bizim tarihsel, önemli, kültürümüzün beşiği sayılabilecek bazı değerleri bizim elimizden bilerek almışlar. Bilerek bize tarih yazmışlar, bilerek belli günleri getirip bizim soframıza koymuşlar ve onları adeta bizim kültürümüz olduğu noktasında bizi bir asimilasyondan geçirmişler. Ama 40 yıllık tarih ya da öncesi, halkımızın özgürlük arayışı bizi yeniden bugünlerle buluşturuyor. Bu bizim için çok değerli. Türkiye’de Aleviliğin tarihini değişik isimler altında yeniden yazmak istiyorlar ve Alevilerin tarihinde o tahribat hala devam ediyor. Ama Newroz’u engelleyemediler, Newroz’u durduramadılar.
Araştırmacı kimliğimle Dersim’de uzun yıllar sözlü tarih çalışması yaptım. Şunu gördüm ve görüntüler de konuşmalar da elimizde mevcut. Mesela çok ilginçtir, Kureyş Ocağı sahipleri ilk o köye geldiklerinde, ilk cem tuttukları gün Newroz günüdür. Ateşler yakılır, ateşin etrafında semahlar döner. Onun için yıllarca o semah döndükleri yeri yıllar sonra ev haline dönüştürürler. Ama üstünü açık bırakırlar, Newroz Ateşi’nin alevi ordan yükselsin diye. Ateşin etrafında semah döndüklerini biliyorum. Ama o günün hangi güne denk geldiği noktasında elimizde yeterince bilgi yok. Fakat Kureyş Baba Ocağı ile ilgili, bunu kendilerinden dinledim. İlk bölgeye geldiklerinde ilk cem tuttukları gün 21 Mart’a denk geliyor.”
“İNSANLIK KENDİ GERÇEKLİĞİYLE ENİNDE SONUNDA BULUŞACAK”
Günümüzde her şeyin tahribata uğradığını söyleyen Ayrılmaz “Günümüzü konuşmaya gerek yok. Bunu tekrar tekrar hatırlatmak ve kültürel değerlerimizle buluşmak için hepimizin çaba sarf etmesi gerekiyor. Ama ibre dönüyor, bu yanıyla umutluyum. Çünkü o tahribat yavaş yavaş kırılıyor, yavaş yavaş bertaraf ediliyor. İnsanlık kendi gerçekliğiyle eninde sonunda buluşacak diye düşünüyorum” dedi.
Diren SATI / İSTANBUL
Yoruma kapalı.