PİRHA – AYM’nin son karar merci olduğunu ifade eden AYM Başkanı Zühtü Arslan, mahkemenin verdiği kararın herkesi bağladığı uyarısında bulundu. Arslan, “Anayasa Mahkemesi kararının icra edilmemesinin hiçbir şekilde gerekçesi olamaz” dedi.
Yargıtay, Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay hakkındaki hak ihlali kararına ikinci kez uymamış, Yargıtay 3. ceza Dairesi’nden AYM kararına ilişkin olarak “AYM’nin hak ihlali kararının hukuki değeri yok” açıklaması yapılmıştı.
Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkanı Zühtü Arsalan, staj yapan lisans öğrencilerine Staj Katılım Sertifikaları verildiği törende konuştu. Arslan, törende yaptığı konuşmada bireysel başvuru üzerinde durarak, bazı kararların uyulmamasının bireysel başvuru hakkını zedelediğini dile getirdi.
Uyulmamaya dair öne sürülen gerekçelere değinen Arslan, “Birincisi, adli ve idari yargı sisteminde nihai ve bağlayıcı kararları verme yetkisinin ilgili yüksek mahkemelere ait olduğu, dolayısıyla kesinleşmiş kararları ortadan kaldırmaya yönelik ihlal kararları verilemeyeceği ileri sürülmektedir. Açıkçası bu görüşün anayasal veya yasal hiçbir dayanağı olmadığı gibi bireysel başvuru kurumunun doğasıyla da bağdaştığı söylenemez” diye konuştu.
EN BÜYÜK YETKİ AYM’DE
İhlal kararlarına uyulmamasına bir gerekçe olarak yorum farklılığının da gösterilmekte olduğunu belirten Arslan, “Elbette, yüksek mahkemeler dâhil kamu gücü kullanan tüm organlar Anayasa’yı yorumlama yetkisine sahiptir. Dahası kamu gücü kullanan tüm organlar anayasal ve yasal hükümlere uygun olarak karar vermek durumunda olduklarından doğal ve zorunlu olarak Anayasa’yı yorumlamaları gerekebilmektedir. Ancak bu yorumların yol açtığı uyuşmazlıklar norm denetimi veya bireysel başvuru yoluyla Anayasa Mahkemesine taşındığında Anayasa’yı nihai ve bağlayıcı şekilde yorumlayarak uyuşmazlığı karara bağlama yetkisi Anayasa Mahkemesine verilmiştir” ifadelerini kullandı.
“HERKESİ BAĞLAR”
Arslan, Anayasa Mahkemesi kararlarının kesin olduğunu, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri, kısacası herkesi ve her kurumu bağladığını vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü:
“Anayasa Mahkemesi, bir konuda karar verdikten ve son sözü söyledikten sonra katılmasak da buna uymak zorundayız. Bir yargı kararına katılmamak farklı, ona uymamak farklıdır. Birincisi meşru, ikincisi ise meşru değildir. Unutmayalım ki mahkeme kararları hatasız veya doğru olduğu yahut beğendiğimiz için değil, mahkeme kararı olduğu için uygulanmak zorundadır. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesinin nihai ve bağlayıcı kararından sonra artık mahkemeler ya da anayasal organlar arasında ortaya çıkabilecek görüş, yorum veya yaklaşım farklılıkları sadece eleştiri konusu olabilir. Ancak bu farklılıklar Anayasa Mahkemesi kararının icra edilmemesinin hiçbir şekilde gerekçesi olamaz.”
KARAR MERCİ
Arslan, “Bu çerçevede anayasal uyuşmazlıklar söz konusu olduğunda Anayasa Mahkemesinin konumu uyuşmazlığı çözen karar mercii iken diğer kamu makamlarının konumu uyuşmazlığın tarafı olmaktan ibarettir. Herhangi bir yargısal uyuşmazlıkta tarafların yorumunun uyuşmazlığı çözen mahkemenin yorumundan üstün olduğu düşünülemeyeceği gibi bunun en temel hukuk mantığıyla bağdaştırılması da mümkün değildir” dedi.
(HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.