PİRHA – Ayasofyanın siyasi bir kararla camiye dönüştürüldüğünü söyleyen HDP İstanbul Milletvekili Kenanoğlu, Alevi dergahlarının Alevilere verilmesinde de siyasi bir iradenin gerektiğini belirterek, Tekke ve Zaviyeler Kanunu’nun sadece Aleviler için işlediğini ve Alevi kurumlarının iktidarın bu ikiyüzlü tavrını deşifre etmesinin önemli olduğunu söyledi.
Halkların Demokratik Partisi(HDP) İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu, Ayasofyanın müze statüsünün iptal edilerek cami statüsüne çevrilmesinin, mülkiyeti Alevilerde olmayan ve Hacı Bektaş Veli Dergahı gibi müze vb. amaçlarla kullanılan Alevi dergahları açısından bir emsal karar olup olmayacağını değerlendirdi.
Ayasofya kararının Alevi dergahları açısından bir emsal teşkil edip edemeyeceği üzerinden bir tartışma yürütüldüğünü kaydeden Kenanoğlu, Alevi kamuoyunda özellikle Ayasofya kararından sonra Alevi dergahlarının Alevilere teslim edilmesi noktasında bir sesin yükseldiğini belirtti.
Kenanoğlu, “Bu talep yeni değil, yıllardır Alevi dergahlarının Alevlere teslim edilmesini talep ediyorlardı. Ayasofya kararının buna emsal teşkil edeceğini iddia eden arkadaşlarımız var. Hukuki açıdan baktığımız zaman Ayasofya bir camiydi daha sonra idari bir kararla müzeye dönüştürüldü. Şimdi de bir mahkeme karar ile bu idari karar ortadan kaldırıldı cami statüsüne tekrar kavuşmuş oldu” dedi.
“MÜZE KARARININ İPTAL EDİLMESİ HACI BEKTAŞ VELİ DERHAHI’NIN KAPALI KALMASINI SAĞLAR”
Hacı Bektaş Dergahı’nın 1925 yılında Tekke ve Zaviyeler Kanunu ile kapatıldığını hatırlatan Kenanoğlu, dergahın 1954 yılında bir kararla müze olarak tekrar açıldığını belirtti.
“Hukuki açıdan baktığımızda bu müze kararının iptal edilmesi Hacı Bektaş Dergahı’nın yeniden bir Alevi dergahı haline dönüşmesini sağlamaz tekrar kapalı kalmasını sağlar” diyen Kenanoğlu, Ayasofya kararında bir hukuk kararı olmadığını, bunun bir siyasi karar olduğunu söyledi.
“TEKKE VE ZAVİYELER KANUNU SADECE ALEVİLER İÇİN İŞLİYOR”
Hacı Bektaş Veli Dergahı açısından da benzer bir siyasi iradenin gerektiğini kaydeden Kenanoğlu, şunları söyledi:
“Siyasi iradenin buranın bir Alevi dergahları olarak tekrar hizmete sunulması konusunda karar vermesi gerekiyor ki arkasından hukuki prosedür ve diğer şeyler oluşabilsin. Burada Tekke ve Zaviyeler yasası oluyor. Alevilerin de bu konuda ciddi hassasiyetleri var. Alevi toplumu bunun bir Cumhuriyet devrim kanunu olduğunu bu nedenle cumhuriyetle hesaplaşma olacağını düşündüğü için de bunu çok istemiyorlar. Bana sorarsanız şu anda Tekke ve Zaviyeler Kanunu sadece Aleviler için işliyor, onun dışındaki bütün İslami cemaat ve tarikatlar her türlü faaliyetlerini sürdürebiliyorlar. İstedikleri mekanı da alabiliyorlar. Devletin hastanelerinde, okullarında da faaliyet yürütüyorlar. O anlamıyla Alevi toplumunun bu hassasiyetini çok mantıklı bulmuyorum çünkü Tekkeler ve Zaviyeler Kanunu’nun tek işlediği toplumsal kesim Alevilerdir.”
“ALEVİ KURUMLARININ İKTİDARIN İKİ YÜZLÜ TAVRINI DEŞİFRE ETMESİ HAKLI”
Dergahların Alevilere verilmesi için Tekke ve Zaviyeler Kanunu’nu değiştirmeye gerek olmadığını ve 1954 yılında Alevi Bektaşi tekkelerinin bir ek madde ile içerisinde ‘Türk büyükleri ziyaret ederek açıldı’ maddesinin eklenerek açıldığını kaydeden Kenanoğlu, “Dolayısıyla siyasi iktidar böyle bir karar verdiği takdirde mutlaka bir çözüm bulunabilir. Yani Tekke ve Zaviyeler kanunu değiştirilmeden bir çözüm bulmak mümkündür. Siyasi iradenin bu konuda bir karar vermesi çözüme ulaşması açısından önemlidir. Peki bu siyasi irade böyle bir karar verebilecek durumda mı kesinlikle hayır. Bu siyasi irade zaten kendi ideolojisi çerçevesinde bakan meselelere ve Alevilerin hayrına olacak bir meselede asla adım atmayacak bir iktidardır” ifadelerini kullandı.
Son olarak, Kenanoğlu, Alevilerin bu aşamada Ayasofya kararını emsal göstererek bir sonuca ulaşmasının mümkün olmayacağını ancak Alevi kurumlarının iktidarın bu iki yüzlü tavrını deşifre etmekte ve talep yükseltmekte haklı olduklarını söyledi. (HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.