Avukat Sönmez, savcının düşürülmesi yönünde talepte bulunduğu dava sonrası basın mensuplarına açıklama yaptı.
Avukat Gülden Sönmez, duruşmada şaşkınlık yaşadıklarını ifade ederek “Oldukça gergin bir duruşmaydı. Duruşmanın başından itibaren davanın düşülmesi modunda yargılamaya şahit olduk. Oysa, daha önceki ara kararlar ve daha önceki belirttiğimiz hususlar doğrultusunda, bu uluslararası sözleşmenin geçerli olup olmadığı, hukuka uygun olup olmadığı ve davaya hukuku etkisinin de tartışılması gerekirdi. Öncelikle ilk tartışma konusu, bu dosyaya İsrail’le Türkiye arasında yapılan anlaşmanın orijinal metninin gelmemiş olmasıydı. Biliyorsunuz anlaşma maddelerinden en sonuncu madde, açıklayıcı madde, anlaşma metninin İngilizcesinin geçerli olduğunu söylüyor. Dosyada İngilizce metnin Türkçe tercümesi yer almadı ve konuşulamadı. Doğal olarak mahkeme içeriğini bilmediği bir anlaşmanın bu davaya etkisiyle ilgili bir tartışmaya girdi ve buna dayanarak davayı düşürmeye çalıştı. İkincisi sözleşmede geçen İngilizce bir kelimenin, anlaşmanın Türkçe nüshasında geçen bu kelimenin ne anlama geldiğinin davayı ilgilendirdiğine dair avukatlardan gelen itirazları da görmezden geldi.” diye konuştu.
Mavi Marmara gemisine, Akdeniz’in uluslararası sularında düzenlenen saldırıya ilişkin, aralarında dönemin İsrail…
Avukat Sönmez, bir sonraki celsede dava düşerse nasıl bir yol izleyeceksiniz şeklindeki soruya ise şöyle cevap verdi:
“Dava düşmemeli, düşmeyecek, düşemez. Zira en önemli sebep bugün, bu mahkemede konuşuldu. Türkiye-İsrail arasında yapılan bu anlaşmanın içeriği af kanunu niteliğindedir. Bu ülkede İsrailli katillere kimse af çıkaramaz. Af çıkarmanın koşulları var. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına göre 5’te 3 oylamayla, 330’la alınması gereken bir karardı. Türkiye Büyük Millet Meclisi bu kararı 206 oyla aldı. Yani geçersiz bir anlaşma var. Hukuka aykırı olmakla beraber Anayasaya aykırı, geçersiz bir anlaşma var. Bu mahkemenin bunu bu şekilde geçirmesi demek; 20 milyon doları, 40 milyon dolar olarak bir Türk işadamından alıp veren İsrail, Türkiye’yi belki de milyarlarca dolar ödemek zorunda bırakabilir. Ben bu mahkeme heyetinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde, Türkiye’yi sayısız davada mahkum edecek ve milyarlarca dolar tazminat ödemek zorunda bırakacak bir karara imza atabileceğini düşünmüyorum.”
Kaynak: DHA
Yoruma kapalı.