Alevi Haber Ajansi

Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri, HDP’lilerin davasına müdahil oldu

Daha önce Türkiye’de tutuklu gazetecilerin davalarına müdahil olan Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri, HDP’li politikacılar tarafından AİHM gündemine taşınan davaya da müdahil oldu.

Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Nils Muiznieks, HDP’li 12 yönetici ve milletvekili tarafından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) gündemine taşınan davaya müdahil oldu.

DW Türkçe’deki habere göre Muiznieks AİHM’e sunduğu mütalaada, dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla ilgili anayasal değişiklik sonrası çok sayıda HDP’li milletvekili hakkında “ifade özgürlüğü haklarını meşru olarak kullandıkları gerekçesiyle” terörizm bağlantılı yasal işlem başlatıldığını hatırlattı.

‘KEYFİLİK’ VURGUSU

Muiznieks, bu durumun devletin güvenliği, terörle mücadele, devlet organlarını eleştirme veya devlet başkanına hakaretle ilgili yasal mevzuatın “muğlak olmasından” ve savcı ile yargıçlar tarafından “keyfi olarak uygulanışından” kaynaklandığını belirtti.

Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri şiddete teşvik etmeyen beyanların da bu kapsama girdiğini belirtti.

AYM’YE ELEŞTİRİ

Mütalaasında gözaltına alınan ve yargılanan milletvekillerinin parlamenterlik görevlerini yapamadıklarını ve böylelikle kendilerine oy vermiş seçmenleri temsil edemediklerini belirten Muiznieks, ulusal mahkemelerin parlamenterler hakkında aldığı geçici gözaltı ve gözaltı süresini uzatma kararlarının da çoğu zaman yeterli ve somut delil üzerine oturtulmadığına işaret etti.

HDP’li yönetici ve milletvekilleri tarafından Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) yapılan bireysel başvuruların henüz karara bağlanmadığını hatırlatan Muiznieks, AYM’yi de eleştirdi.

DAVA HAKKINDA

Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri’nin mütalaası aralarında HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş ile eski Eş Başkanı Figen Yüksekdağ’ın da bulunduğu 12 HDP milletvekili tarafından Mart 2017’de AİHM gündemine taşınan davayı kapsıyor.

Dokunulmazlıkları kaldırılan vekiller haklarındaki geçici gözaltı kararlarının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin özgürlük ve güvenlik hakkı, ifade özgürlüğü ve toplantı ve dernek kurma özgürlüğüyle ilgili maddelerine aykırı olduğunu savunuyor.

Türkiye hükümetinin bu dava başvurusuyla ilgili savunmasını en geç 24 Kasım 2017 tarihine kadar AİHM’e iletmesi gerekiyor.

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak