Alevi Haber Ajansi

Av. Seyit Demir sürece isyan etti: Dosyada hiç bir delil yok-VİDEO

PİRHA -KHK ile kapatılan TV10’un Yönetim Kurulu Başkanı Veli Büyükşahin, TV10 programcısı Veli Haydar Güleç bir yıldır hukuksuz bir şekilde Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunuyor. İddianameleri dahi hazırlanmayan Büyükşahin ve Güleç’in avukatı Seyit Demir, tutuklanma ve sonrasında yaşanan sürece tepki gösterdi. Demir, “Alevi muhalefetini, toplumsal muhalefeti bastırmak, ekonomi kötüye gittikçe, dış politikada işler kötüye gittikçe hükumet muhalefeti tümden bastırma yoluna gitmektedir” dedi. 

KHK ile kapatılan TV10’un Yönetim Kurulu Başkanı Veli Büyükşahin, TV10 programcısı Veli Haydar Güleç bir yıldır haksız ve hukuksuz bir şekilde Silivri Cezaevi’nde tutuklu. Şu ana kadar haklarında herhangi bir iddianame dahi hazırlanmayan TV10 çalışanlarının Avukatı Seyit Demir PİRHA’ya konuştu.

Veli Haydar Güleç ve Veli Büyükşahin’in bir yıla yakındır tutuklu olduğunu kaydeden Demir, dosyada şu ana kadar yol alınmadığını belirterek, “Dosyada tutuklanma gerekçeleri mesnetsiz.  FETÖ’cülerin yapmış olduğu soruşturmaya dayanarak yürütüldü” dedi.

FETÖ üyesi polislerin tamamının görevden alındığını ve FETÖ’cülerin yürüttüğü dosyaların delillerinin hukuksuz yollarla elde edildiği gerekçesiyle sayısız beraat kararının verildiğini belirten Demir, FETÖ’cü polislerin tasfiye olmasına rağmen elde ettiği 2012-2013 yılının delillerinin dosyada muteber delil kabul edilerek tutuklandıklarını söyledi.

Yaklaşık bir senedir iddianamenin hazırlanmadığını, hazırlanan iddanamenin de mahkeme tarafından yetersiz bulunarak reddine karar verildiğini aktaran Demir, savcılığın işinin zor olduğunu çünkü dosyada hukuki mahiyette hiçbir delilin olmadığını vurguladı.

“1 YILDIR MÜVEKKİLLERİMİN MAĞDURİYETİ DEVAM EDİYOR”

Av. Seyit Demir, şunları belirtti:

“Sonuçta yürütmüş oldukları faaliyet basın faaliyeti. Basın faaliyeti dışında herhangi bir faaliyet yok. Zaten dosya dikkatle incelenecek olsa soruşturma aşamasında sorgu hakimliğinde bize sorulan sorular trajikomikti. Örnek olarak Veli Büyükşahin’e ekolojiden kadın haklarından bahsetmişsiniz bu “terör örgütünün de” kullandığı bir dil,  dolayısıyla “terör örgütü” propagandası yapıyorsunuz gibi her türlü dayanaktan yoksun mantık dışı sorular yönetildi.
Yine Veli Haydar Güleç’e benzer mahiyette sorular soruldu. Demokratik Toplum Kongresi’nin çalışması sanki yasa dışı bir örgütün çalışmasıymış gibi değerlendirildi. Biz dosyaya dönemin Meclis Başkanı Cemil Çiçek’in “DTK’ye çalışmalarında başarılar diliyoruz” şeklinde TBMM antetli kağıtla gönderdiği yazıyı sunduk. Yine Bülent Arınç’ın DTK’nin çalışmalarını sistemden “DTK’e yeterli çalışmıyor çalışma yöntemlerini eksik bulduğuna dair”  gazete küpürlerini mahkemeye sunduk. Ama mahkeme DTK’yi yasadışı örgütle bağlantılı görerek diğer bir takım mesnetsiz dayanakları, delilleri de esas alarak tutuklanmalarına karar verdi. Yani işin doğrusunu söylemek gerekirse muhtemelen bu ateşten topu hiçbir mahkeme üstüne almak istemiyor. Ve bir yıla yaklaşan bir süredir müvekkillerimizin mağduriyeti de devam ediyor.”

ALEVİ MUHALEFETİNİ, TOPLUMSAL MUHALEFETİ BASTIRMAK İSTİYORLAR”

Demir, iddianameyle ilgili yaşanan süreci şöyle anlattı:

“Savcılık makamı mahkemeye hazırladığı  iddianameyi gönderdi. Ancak mahkeme iddianemenin eksik olduğunu bu şekilde kabul edemeyeceğini söyleyerek iade etti. Bunun izahı şu: Savcılık aslında müvekkilimizi suçlayabilecek her türlü delili dosyaya sundu. Ancak mahkeme bu dosya durumuyla bir karar verebilmesinin mümkün olmadığını beyan ederek dosyayı iade etti. Yani savcı bu durumda ne yapabilir? Dosyada suçlamaya yeter bir delil yok. Bu kadar süre tutuklu kalmışlarsa bir yargılamada yapmak gerekiyor. Ancak yargılamayı yapabilecek ortada isnat olabilecek müvekkillere bir suçlama da yok, o yüzden  dosya savcılık ve mahkeme arasında 2 defadır gidip geliyor. Bu üçücüye gönderecek.

TUTUKLAMA TEKNİK TAKİP VE DİNLEME KAYITLARINA GÖRE YAPILMIŞ

Ayrıca dosyada şöyle bir sıkıntı daha var: Dosyada tutuklama teknik takip ve dinleme kayıtlarına göre yapılmış. Bu teknik takiplerde şahıslar dinlenmiş ve ses kayıtları var dosyada. Oysa bu ses kayıtlarının Veli Haydar Güleç’e ve Veli Büyük Şahin’e ait olduğuna dair dosyada herhangi bir delil yok. Dolayısı ile müvekKillerimizin adli tıpa gönderilerek ses kaydı eşleştirmesi yapılabilmesi için ses örneği alındı. Şimdi onların çözümlemesi yapılacak tekrardan mahkemeye gönderilecek bu süreç bu şekilde uzayarak gidiyor ama bu arada hem basın emekçisi olan müvekkillerimiz mağdur oluyor hem aileleri mağdur oluyor. Aslında bunun gerçek amacını biz biliyoruz. Bunun amacı Alevi muhalefetini, toplumsal muhalefeti bastırmak, ekonomi kötüye gittikçe dış politikada işler kötüye gittikçe hükumet muhalefeti tümden bastırma yoluna gitmektedir.”

“KEMAL DEMİR’İN MAĞDURİYETİ BÜYÜKTÜR”

Öte yandan TV10 çalışanı kameraman Kemal Demir’in de geçtiğimiz günlerde görülen mahkemesinde dosyanın Mersin’e gönderildiğini belirten Av. Seyit Demir, İstanbul 28. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından bir aydır dosyanın Mersin’e gönderilmesini beklediklerini kaydetti. Demir, sözlü, yazılı başvurulara rağmen dosyanın Mersin Adliyesi’ne gönderilmediğini belirterek şunları söyledi:

“Aslında bunu şöyle yorumlamak lazım: Bir ceza vermeksizin cezalandırma… Zaten bir seneye yakın oldu Kemal Demir cezaevinde. Küçük bir bebeği var, eşi var, ailesi mağdur ve çok sevdiği gazetecilik mesleğine de devam edemiyor. Zaten bir sene cezaevinde yattığınızda cezası kesilmiş oluyor. Beraat kararı alsanız da bu saatten sonra bu beraat kararının teknik anlamda çok bir anlamı kalmıyor. Çünkü bir sene zaten siz suçsuz yere yatmış oluyorsunuz bu anlamda. Kemal Demir’in mağduriyeti büyüktür.”

PİRHA/İSTANBUL

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak