PİRHA-Maraş Narlı Cemevi’ne yurt dışından gönderilen 500 çadır, 1000 uyku tulumu ve 1000 battaniyeye AFAD tarafından el konulmasının hukuksuz olduğunu belirten Avukat Ayşe Acinikli, “İnsanlar eksi derecelerde dışarıda kalırken, gelen yardımları dağıtmaktan imtina eden bir zihniyet var. Tanesi 3 bin Euro’dan alınan bir çadırın bir sonraki depremde birilerine satılma ihtimali çok yüksek. Bunun hesabını vermeleri gerekir” dedi.
Maraş merkezli depremlerin ardından dayanışma amacıyla Alevi kurumlarının öncülüğünde yurt dışından Alevi Kültür Dernekleri (AKD) Narlı Şubesi‘ne gönderilen 500 çadır, 1000 uyku tulumu ile 1000 tane battaniyeye AFAD‘ın el koyduğu ortaya çıkmıştı.
Yollanan yardımlara el konulması ve Kızılay’ın çadırları ücretsiz dağıtması gerekirken satmasına ilişkin Avukat Ayşe Acinikli ile konuştuk.
El koymanın hukuksuz olduğunu belirten Acinikli, “Şimdi başvuru yaparsak eğer çadırların nereye dağıtıldığını sorabiliriz. Söyledikleri yere malzemelerin gidip, gitmediğini kontrol de edebiliriz. Düşünsenize deprem olmuş, çadırın var ama insanlara dağıtmıyorsun, 46 milyon liraya satıyorsun. Kimsenin bir şey inkâr ettiği de yok” dedi.
“NARLI CEMEVİ’NE GÖNDERİLEN TIRA AFAD EL KOYMUŞ”
Avrupa’daki Alevi örgütlülüğünün önemine değinen Acinikli, Narlı Cemevi’ne gönderilen yardımlara AFAD’ın el koymasıyla ilgili olarak şunları söyledi:
“Avrupa’da çok sayıda Alevi yaşıyor. Maraş özelinde söylersem eğer zaten Maraş kırımından sonra insanların çoğu Avrupa’ya gitti. Deprem olduktan sonra Avrupa’da Alevi kurumları başta olmak üzere bir sürü yardım topladı ve gönderdi. Yurt içinde en çok zaten HDP’nin yardımlarına el koyuyorlardı. Yurt dışından da gelen bu yardımların bir kısmına da el koydular. Narlı’daki meseleyi de haberlerden görünce ilgimi çekti. Tanesi 3 bin Euro’dan 500 tane çadır gönderiyorlar. 1000 tane uyku tulumu, 1000 tane de battaniye göndermişler. Bu direkt Narlı Cemevi adına gönderilmiş. Normalde onların malı artık ama buna el konuluyor. En yakın AFAD merkezinin olduğu Türkoğlu ilçesine gidip, “Bize böyle bir malzeme gelecekti. Haber verdiler, tırın gönderildiğini söylediler. Şu ana kadar bize ulaşması gerekiyordu. Nerede bu tır” diye soruyorlar. “Yok. Böyle bir tır gelmedi” demişler. Depoda beklemekten yıpranmış 100 tane çadırı verip göndermişler.”
“ÜÇÜNCÜ GÜNDE BİLE BİR KİŞİ GİDİP, SORMAMIŞTI”
Acinikli, depremin üçüncü günü Maraş’a gittiğini de belirtirken, izlenimlerini şöyle aktardı:
“Depremin üçüncü günü Pazarcık, Narlı ve çevre köylerine gittim. Bir devlet yetkilisi hala gelmemişti. Kendi şahitliğimi anlatıyorum. Üçüncü günde bile bir kişi gidip, sormamıştı. Oradaki çadırları AFAD değil, Halkevleri, Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP), HDP gibi sol partiler kurdu. Gıda, kıyafet yardımları da yine bu şekilde yapıldı. İnsanlar eksi derecelerde dışarıda kalırken, gelen yardımları dağıtmaktan imtina eden bir zihniyet var.”
“HUKUK DEVLETLERİNDE KAFALARINA GÖRE EL KOYMA YAPILAMAZ”
“Bu yapılanın suç olduğunun unutulmaması gerekiyor” diyen Acinikli, sorumlular hakkında gerekli başvuruların yapılmasının önemine değinerek, şöyle konuştu:
“Gelen yardıma el koyup, akıbetinden habersiz bırakan kişiler, hem görevi ihmal suçunu hem de görevi suistimal suçunu işliyor. Mülkiyet hakkına dönük de bir ihlal var. Çünkü belli bir yere gönderilmiş bir tırdan bahsediyoruz. Hukuk devletlerinde kurumlar kafalarına göre el koyma yapamazlar. Üstelik el koyma ciddi bir işlemdir ve mahkeme kararı gerekir. Her durumda da mahkemeler bu kararı veremezler. Bunların belli şartları olur. El koyma yaptıysa da bunun akıbetini bildirmesi gerekir. Hem idari hem de cezai anlamda takibi gerekiyor. Bir sonuç alamazsak bile bunların kayıt altına alınması gerektiğini düşünüyorum. AYM’ye, AİHM’e gitsin. 10 yıl sonra sorgulansın ama bu ne kadar çabuk olursa, şu an bu malzemelerin nereye gittiğini bilmiyoruz.”
“ÇADIRLARI BİR SONRAKİ DEPREMDE SATMA İHTİMALLARİ YÜKSEK”
Kızılay’ın çadırlar ile konserveleri satmasının ortaya çıkması infial yaratırken, Avukat Acinikli el konulan 500 çadırın da benzer bir akıbete uğramasından endişe duyduğunu söyledi. “Nereye gitti bu çadırlar?” diye soran Acinikli, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Tanesi 3 bin Euro’dan alınan bir çadırın satışı muhtemelen burada çok daha yüksek fiyatlardan olacaktır. Çünkü ona göre bir kalitesi vardır. Yarın bir gün bunların bir sonraki depremde birilerine satılma ihtimali çok yüksek. Şu an bile satılıyor olabilir. Bunu sorgulamamız gerekiyor. Hukuka aykırı olarak el koydular ama yapılan başvurular ile akla gelen ihtimallerin ne kadar doğru veya yanlış olduğunu denetlemek istiyoruz. Nereye gitti bu çadırlar, battaniyeler, uyku tulumları? Bunun hesabını vermeleri gerekiyor. Eğer gerçekten ortada bir suç varsa bu noktada da suçu işleyen kişilerin 10-15 yıl sonra da olsa ceza almaları gerektiğini düşünüyorum.”
Barış KOP/İSTANBUL
Yoruma kapalı.