PİRHA-Pandeminin olumsuz etkilediği alanların başında gelen tiyatrolar devletten yeterli destek alamadıkları için bir bir kapanıyor. Dersim’de Kirmancki dilinde üretim yapan Arêyê Kay tiyatro grubu da pandemi döneminden etkilenen tiyatro gruplarından biri. Desteksiz bir şekilde bu zor durum içerisinde tiyatrocuların ayakta durabilmelerinin imkânsız hale geldiğini vurgulayan Arêyê Kay tiyatro grubu yönetmeni Yılmazcan Şare, “Mademki toplumun aydınlanması için tiyatro olmazsa olmazdır o zaman da gerek devlet yetkililerinin gerekse de diğer duyarlı insanların üzerine düşeni yapması gerekir” dedi.
Pandeminin başlamasıyla birlikte kapatılan alanların başında özel ve kamu tiyatro salonları geldi. Uzun bir süre kapalı kalan özel tiyatrolar bu zaman diliminde pek çok sıkıntıyla karşı karşıya kaldı. Tiyatroların bir kısmı kapandı, açık kalanlar ise kapanmayla karşı karşıya.
Dersim’de Kîrmanckî dilinde üretim yapan Arêyê Kay tiyatro grubu da pandemi döneminden etkilenen tiyatro gruplarından biri. Yönetmen Yılmazcan Şare öncülüğünde 2012 yılında 5 kişi tarafından anadillerini yaşatmaya katkıda bulunmak için kurulan Arêyê Kay tiyatro grubu Kîrmanckî dilinde tiyatro yapan tek tiyatro grubu.
Dersim’de Kîrmanckî dilinde üretim yapan Arêyê Kay tiyatro grubu da pandemi döneminden etkilenen tiyatro gruplarından biri. Arêyê Kay tiyatro grubu yönetmeni Yılmazcan Şare pandemi döneminde yaşadıkları sıkıntıları PİRHA’ya anlattı.
“SEYİRCİNİN OLMADIĞI YERDE TİYATRO EMEKÇİLERİNİN AYAKTA DURABİLMESİ GERÇEKTEN ZOR”
Pandemi sürecinde tiyatrolarda emek sarf edenlerin payına düşeni aldıklarını belirten Yılmazcan Şare, “Bizler tam bir oyun hazırlığındayken yani turneye çıkacakken pandemi süreci başladı ve 2 yıla yakındır gerek biz gerekse de Türkiye’de ki tiyatrolar ne turne görebiliyorlar ne de gösteri oluyor. Desteksiz bir şekilde bu zor olan durum içerisinde gerçekten de tiyatrocuların ayakta durabilmeleri zoru boş verin hemen hemen imkânsız hale geldi. Çünkü gerek tiyatro emekçileri gerekse de diğer oyuncular seyirci ile ayakta durabiliyorlar seyircinin olmadığı yerde, gösterinin sergilenmediği yerde, turnenin olmadığı yerde tiyatro emekçilerinin ayakta durabilmesi gerçekten zor ve sıkıntılı” dedi.
“TİYATRO BİR TOPLUMUN TEMEL DİNAMİĞİDİR”
“Bu sıkıntılı ve zor süreçte ne yapılması gerekiyordu?” sorusuna devlet yetkililerinin yeterince kafa yorması gerektiğini söyleyen Yılmazcan Şare, “Çünkü tiyatro bir toplumun temel dinamiğidir. Biz tabi bunun tanımını yaparken diyoruz ki insanı insanca insanla insana anlatma sanatı diyoruz. Çünkü tiyatrocuların bu meziyetlerinden başka işleri yok. Ama olsa bile bu süreçte öğretmenlerin sıkıntı yaşadığı, üniversite bitirenlerin iş bulamadığı bir süreçte ne iş yapacaksınız ki? Zaten pandemi var. Bu insanlarda gelirini buradan sağlıyorlar, bu şekilde ayakta durabiliyorlar. Bu olmayınca ister istemez büyük bir sıkıntı doğuyor. Mademki toplumun aydınlanması için tiyatro olmazsa olmazdır, mademki bir tiyatro bir toplumun aynasıdır, o zamanda gerek devlet yetkililerinin gerekse de diğer duyarlı insanların üzerine düşeni yapması gerekiyor” dedi.
“BİTMEKTE OLAN ANA DİL YAŞASIN DİYE ÇABA SARF EDİYORUZ”
Arêyê Kay tiyatro grubu olarak bitmekte olan bir ana dil yaşasın diye yoğun bir çaba sarf ettiklerini vurgulayan Yılmazcan Şare, şunları söyledi:
“Yıllardır çaba sarf ediyoruz, bu dilde üretim yapıyoruz, insanlara ulaşmaya ve bu bilinci oluşturmaya çalışıyoruz. Bu dil kaybolursa toplumsal olarak ana dili olan bu insanların neleri yitirebileceğine üzerine basa basa değiniyoruz. Bunu konu ediniyoruz. Bununla birlikte diğer toplumsal hassasiyetleri veya toplumdan aldığımız malzemeleri ince bir işçilikle işleyip tekrar topluma geri veriyoruz. Arêyê Kay tiyatro grubu olarak bizim bir dezavantajımız var ulaştığımız kitle sınırlı, ana dilde yaptığımız için bizi seyretmeye gelenler genelde bu dili bilen insanlar ama Türkçe yapıyor olsaydık belki şansımız daha da farklı olabilirdi. Bundan şikâyetçi miyiz, değiliz. Tabi ki ayakta kaldığımız, insanlarımız destekledikleri sürece bizlerde bu çalışmalarımızı sürdürmeye devam edeceğiz. Buradan gerek devlet yetkililerine gerekse de bu konuda hassasiyeti olan insanlara bir ricada bulunmak istiyorum. Lütfen tiyatroları, sanat emekçilerini, müzisyenleri es geçmesinler, görmezden gelmesinler. Bir toplumun var olması için bunlar temel dinamiklerdir.”
Cihan BERK/DERSİM
Yoruma kapalı.