Alevi Haber Ajansi

Araştırmacı Uçar: Koçgiri hem siyasal hem de kitlesel bir soykırımdır-VİDEO

PİRHA- 6 Mart 1921 tarihinde başlayan Koçgiri Katliamı’nın 98’nci yıl dönümünde PİRHA’ya konuşan Araştırmacı Gültekin Uçar, “Koçgiri hem siyasal bir katliam, hem de Kürt ulusal bilincinin geliştiği ilk örgütlenmelerden sayılır” dedi. 

6 Mart 1921 tarihinde başlayan ve 17 Mart 1921’de sonlanan Koçgiri Katliamı’nın 98’nci yıl dönümünde araştırmacı Gültekin Uçar PİRHA’ya konuştu.

Anadolu’da yaşayan halkların etnik ve inançsal bakımdan tekleştirilmesi planının Koçgiri bölgesinde de uygulandığını ve Koçgiri halkının özerk olarak kendini yönetme talebinin kanla bastırıldığını ifade eden Uçar, katliam sonucunda halkın kimliğini koruyabilmek amaçlı ana diliyle ve kültürüyle mesafeli olarak yetiştiğini vurguladı.

“KOÇGİRİ HEM SİYASAL HEM DE KİTLESEL SOYKIRIMDIR”

“Koçgiri Katliamı üzerinde çok tartışma oldu, üzerinde konuşmak çok zor çok kısa zaman aralıklarında. Ama bu bir katliam” diyen Uçar, Koçgiri’nin hem siyasal bir katliam hem de Kürt ulusal bilincinin geliştiği ilk örgütlenmelerden sayıldığının altını çizdi.

Koçgiri’nin hem bir siyasal soykırım hem de kitlesel katliam olduğunu ifade eden Uçar, Ermeni, Koçuşağı, Şeyh Sait ve Dersim katliamlarının bunun devamı olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

“Resmi kayıtlara göre 1000, yöredeki anlatımlara göre 3000-4000 insanın öldürüldüğü bir dönem oldu. Aslında Koçgiri’yi anlayabilmek için 1915-1938 aralığındaki 20 yıllık zamana bakmak lazım. Çünkü tablonun bütünü o zaman görülür oluyor. Hatırlayacaksınız büyük bir Ermeni Katliamı gerçekleştirildi. Şimdi soykırım olarak da niteleniyor, tartışılıyor. Hrant, “Büyük Kırım” diye tanımlıyordu. 1920-21 Koçgiri Harekatı yürütülürken Koçgirililerin de, genel olarak tarihçilerin de çok dikkat etmediği bir şey de oldu. Aynı dönemde aynı ordu, aynı komutan, aynı birlikler ve aynı aktörler resmi rakamlara göre 65 bin Rum’u göçertip, 11 bin-12 bin Rum’u öldürdüler. Hemen arkasından Koçuşağı Hareketi oldu. Arkasından Şeyh Sait isyanı oldu. Arkasından Dersim vurgunu oldu, katliamı oldu. İşte bu 20 yılı birlikte değerlendirdiğinizde ortaya çıkan manzara Anadolu’nun merkezinin tektipleştirilmesi, etnik ve dinsel bakımdan arındırılması hareketi olduğunu görürsünüz.”

“KOÇGİRİLİLERİN KENDİNİ YÖNETME TALEBİ KANLA BASTIRILDI” 

1921 Anayasası’nda bulunan 10 maddenin vilayetleri özerkliği ilgili olduğunu söyleyen Uçar, Anayasada var olan maddelerin tam tersi olarak Koçgiri halkının kendini yönetme talebinin kanla bastırıldığını vurguladı. Koçgiri Katliamı’nda görev alan insanların özel olarak seçildiğini ve bölgedeki diğer halklara karşı da katliam gerçekleştirerek özel mülkiyetlerine kadar eşyalarının talan edildiğini dile getiren Uçar, şunları kaydetti:

“1921 Meclisi’nde kabul edilen Anayasanın 10 maddesi yörelerin, vilayetlerin özerkliği ile ilgiliydi ama o Anayasanın kabul edilmesinden bir ay sonra 6 Mart’ta Koçgirililerin özerk bir vilayet, kendi kendilerini yönetme talebini katliamla bastırdılar. Görevlendirilenler çok özel insanlar. Topal Osman Ermeni katliamı nedeniyle aranan, idama mahkum edilmiş birisi. Havza’da Mustafa Kemal ile görüştükten sonra idam cezası kaldırılıp Koçgiri’ye gönderilenlerden bir tanesi, aynı zamanda onun özel muhafız birliğinde komutanı. Sakallı Nurettin ise Abdülhamit döneminde dinci görüşleri nedeniyle ordudan atılmış ve sonra affedilmiş birisi. Merkez ordusunun komutanı olarak Koçgiri’ye gönderildi gerisingeriye. Öyle bir adam ki; İzmir’de Hristiyan metropolitin linç edilmesinde, İzmit’te eski gazeteci Ali Kemal’in linç edilmesinde görev almış birisi. Öyle birisi ki anasının kilisede yanmaktan kurtarmaya çalıştığı bir çocuğu kendi elleriyle tutup gerisingeri kiliseye atabilen bir adam. Ve sadece Koçgiri bölgesinden Giresun’a götürdüğü hayvan sayısı 60 bin adet olan bir insan. Bununla zenginleşen biri. Öldüğünde o günkü gazetelerde serveti 500 bin lira, ben de hesaplamıştım bir ara bir araştırma nedeniyle. Topal Osman o günkü Türkiye’nin bütçesi kadar mala mülke sahipler. Özel olarak korunan insanlar.”

“TOPLUM ETNİK VE İNANÇ KİMLİĞİNDEN KORKAR HALE GELDİ”  

“Koçgiri’de ne oldu bu hareketin sonuçları? Önemli ölçüde başarılı oldu” diyen Uçar, Koçgiri Katliamı sonrası toplumun etnik ve inançsal kimliğinden korkar hale geldiğini söyledi. Tüm bu soykırım ve asimilasyon politikalarına Koçgiri halkının politik olarak örgütlenmeye başladığını söyleyen Uçar, sözlerini şöyle tamamladı:

“Hala Koçgirililer’e bugün “gelecekle ilgili endişeniz var mı?” diye sorduğunuzda hepsi “evet var, korkuyoruz” diyorlar. Analarının, atalarının, dedelerinin diliyle ve kültürüyle mesafeli bir kuşak yetişti. Politik olarak bilinçlenmiş olan unsurların dışında insanların büyük bir kısmı bu korku içinde ve merkezle ilişkilerini korku temelinde kuran insanlar. Korunabilmek için kimliklerini gizleyen insanlar haline dönüştürüldüler. Genç kuşaklar çok ilgili değiller açıkçası. Koçgirililer politik olarak örgütlenmiş ve işin farkında olan insanlar. Henüz yeteri düzeyde bir birlik kurabilmiş değiller ama umut ışıkları da var tabii. Umut her zaman vardır derler ya, işte biz de yeşertmeye çalışıyoruz.”

PİRHA / İSTANBUL

 

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak