PİRHA- AHAD DER Başkanı Hamit Karaoğullarından ile Akdeniz Eğitim Kültür Vakfı Başkanı Kenan İskender, Alevilere yönelik saldırılar ve Adana-Mersin-Hatay ekseninde kurulması hedeflenen Alevi çatı örgütlenmesi üzerine ortak değerlendirmelerde bulundu. Hamit Karaoğullarından, çatı örgütün kurumsallaşmasının önemini vurgularken; Kenan İskender ise demografik tasfiye tehlikesine dikkat çekip kültürel koruma ve toplumsal dayanışmanın gerekliliğini öne çıkardı.
Suriye’de Alevilere dönük kaçırma, yerinden etme gibi saldırılar devam ederken, Çukurova’da yaşayan Arap Aleviler arasında ‘birlik’ tartışması büyüdü.
Adana’da bir araya gelen kanaat önderi, sivil toplum temsilcileri, Arap Aleviler arasında örgütlenmeyi güçlendirmek amacıyla beş kişilik bir çağrı heyeti oluşturuldu. Adana, Mersin ve Hatay’da kurum temsilcileri öncülüğünde kurulan heyet, Arap Alevi dernekleriyle görüşerek ortak bir birlik yapısının temel ilkelerini belirleme görevini üstlendi.
Arap Halkı Alevileri Dayanışma Derneği (AHAD DER) Başkanı Hamit Karaoğullarından ve Akdeniz Eğitim Kültür Vakfı Başkanı Kenan İskender, Suriye’de Alevilere yönelik süregelen saldırılara, demografik tasfiye tehlikesine ve Türkiye’de Adana–Mersin–Hatay ekseninde kurulması planlanan Alevi çatı örgütlenmesine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Karaoğullarından, laik ve kurumsal bir örgütlenmenin önemini vurgularken; İskender, kültürel hafızanın ve ortak kimliğin korunmasının gerekliliğini dile getirdi.
“SURİYE’DE ALEVİLER HALA ZOR DURUMDA”
Hamit Karaoğullarından, Suriye’de özellikle cihatçı yapıların askeri açıdan güçlendiğini vurgulayarak, Alevilerin hala tehlike altında olduğuna işaret etti. Saldırıların hala kapalı bir şekilde yürütüldüğünü dile getiren Karaoğullarından, “Topraklara el konma özellikle Humus kırsalı ve merkezinde, Suriye’nin kuzeyinde, Lazkiye’nin kuzeyinde yoğunlaştı. Lazkiye bölgesinde yaşayan Alevilerin, kuzey kırsalındaki halkın arazilerine el koyuyor, halk zor durumda. Bu saldırılar kapalı şekilde yürütülüyor. Direnen çok sayıda kişi cezaevlerine konuyor. Bu durum Suriye’nin mevcut yönetimiyle geleceğinin çok karanlık olduğunu gösteriyor” dedi.
“DEMOGRAFİK TASFİYE PLANLI BİR PROJE”
Alevilere yönelik saldırıların sadece mezhepsel değil, aynı zamanda siyasi bir temizlik planının parçası olduğuna dikkat çeken Kenan İskender ise, “Suriye meselesi sadece Alevilerle ilgili değil; Arap nüfusunun oradan temizlenmesi ve demografik yapının değiştirilmesi yönünde bir proje olduğu ve bunun planlı bir biçimde uygulanmak istendiği açık. Lazkiye, Tartus ve diğer sahil kentlerindeki Alevi nüfusunun hedef alındığı anlaşılıyor. Bize göre emperyalist ve siyonist yapılanmalar, Alevilerin inançlarını, ahlaki yapılarını ve kültürlerini bildikleri için bölgeden Alevilerin temizlenmesi gerektiğine inanıyorlar. Çünkü Aleviler ne parayla ne dine dayandırılarak kolayca kandırılamaz; onları ancak hakla, hukukla ve doğrulukla ikna etmek mümkün olur” ifadelerini kullandı.
“HEDEF KURUMSAL BİR ÇATI OLUŞTURMAK”
Suriye’de Alevilere dönük katliamlar ve saldırıların ardından güçlü bir örgütlenmenin şart olduğunu ifade eden Hamit Karaoğullarından; Adana, Mersin ve Hatay merkezli bir çatı örgütlenmenin hedeflendiğini belirtti. Bu kurumsal örgütlenmede inanç önderlerinin başta olmaması gerektiğini belirten Karaoğullarından, “Amacımız Adana, Mersin ve Hatay’da ciddi bir çatı örgütü oluşturmak. Bu çatı örgüt kurumsal anlamda işlevsel hale gelecek; sonrasında diğer Alevilerle yol almaya dönüşecek. Geçmiş yıllarda örgütlenme çalışmaları oldu ama Arap Alevileri konusunda inanç ve kültür açısından bazı ayrışmalar yaşandı. Bu durum toplumu inanç üzerinden bir araya getirecek çalışmaların kurumsallaşmasını engelledi” diye konuştu.
Karaoğullarından, inanç önderleri ve siyasilerin doğrudan yönetimde olmaması gerektiğini savunarak, “Laikliği bu sisteme getirme hedefimiz var. İnanç ve kültür birbirinden bağımsız, ayrı yapılar şeklinde örgütlenecek; inanç kendi örgütlenmesini sağlam biçimde yapacak. Kültürel çalışmalarda bizim öncülüğümüzde, tüm katılımcı kurumların söz sahibi olacağı bir meclis oluşturulacak. Alevilik hem felsefi hem de evrensel bir kavramdır; bu nedenle inanca mensup tüm canları, Alevi çatısı altında veya dışında, örgütlemeyi hedefliyoruz. Yolumuzu birleştireceğiz, diğer halklarla kol kola umut dolu günlere birlikte yürüyeceğiz” dedi.
“KÜLTÜR, DİL VE HAFIZA CANLANDIRILMALI”
Avukat Kenan İskender ise örgütlenmenin kültürel boyutuna dikkat çekerek, şunları dile getirdi:
“Toplumun kültürlerinin yaşatılması, unutulmaya yüz tutmuş bazı geleneklerin yeniden canlandırılması, dilimizin yaşatılması gibi çalışmalar ön planda olacak. Toplumu toplum yapan şiirler, tekerlemeler ve ölüm-yaşam ritüelleri gibi kültürel unsurlar ön plana çıkarılacak. STK olarak gerçek manada gönüllü insanların yer aldığı bir örgütlenme sürecinde, bu çalışmalara karşı ciddi bir muhalefet beklemiyoruz. Eğer şehir, dil veya kültür bize aitse bunların korunması gerektiğine inanıyoruz. İnsanların barışa ve ortak yaşama ikna edilmesi için farklı yöntemler olabilir. Kurumsal örgütlenme sağlandığı sürece daha iyi günler göreceğimize ve öldürülmelerin azalacağına inanıyoruz.”
Fatoş SARIKAYA/ ADANA
 
						 
			 
											 
                         
                        
Yoruma kapalı.